Tasarruf mevduatına devlet garantisi

     İmar Bankası'nda döviz veya Türk lirası tasarruf mevduatı hesabı olanlar ile bu bankaya repo için para yatıranlar, paralarının tamamını geri alabilecek. Fakat faiz ödenmesi, hesap açılırken bankanın söz verdiği oran üzerinden değil, mevduatı en büyük beş bankanın verdikleri ortalama faiz oranı üzerinden yapılacak.
Bankada ticari mevduatı olanlara, bankadan değişik nedenlerle alacaklı olanlara, bankaya borç veren yurt içindeki ve dışındaki bankalara şimdilik herhangi bir ödeme yapılamayacak. İflas ve tasfiyeden sonra para kalır ise, bu alacaklılar da kalan parayı paylaşabilecek.
İmar Bankası'na uygulanan kanun maddesi, bundan önce 22 bankaya uygulanan kanun maddesinden farklı.
Bundan önce 22 banka "bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izinleri" kaldırılmadan Fon'a devredilmişti. Fon da, bu bankaların tüm yükümlülüklerini üstlenmişti. Tasarruf mevduatı yanında ticari mevduatı da, diğer alacaklar yanında bu bankaların yurt içindeki ve dışındaki bankalardan aldıkları kredileri de Fon ödemişti. Hem de hesap açılırken batan bankaların söz verdikleri yüksek faizleri de ekleyerek...
İmar Bankası'nda ise, ilk önce "bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırıldı. Bu izin kaldırıldıktan sonra banka "Fon'a devredildi". Bu durumda, Fon'un sorumluluğu sınırlı. Bu durumda, fon sadece "Tasarruf Mevduatı Sigortası" kapsamında, sadece tasarruf mevduatı sahiplerine 50 milyar liraya kadar ödeme yapabilir.
Hükümet ve BDDK bu 50 milyar liralık garanti sınırlamasını yükseltmek için bir karar aldı. Tasarruf mevduatında hesap başına 50 milyar lira olan devlet garantisi, (gene sadece tasarruf mevduatında) bir yıl süre ile, yüzde yüz devlet garantisi haline getirildi.
Bu kararın ardında iki neden var: (1) Bundan önce 22 bankadaki uygulamadan farklı bir uygulama ile İmar Bankası'nda mevduatı olanlara 50 milyar liraya kadar ödeme yapıldığında çok sayıda insan rahatsız olacak, sokağa dökülecekti. (2) "İmar Bankası'nda mevduatı olanların başına gelen bizim de başımıza gelir" kuşkusu ve korkusu ile çok sayıda insan mevduatını o bankadan alarak bu bankaya taşımaya başlayacak, banka sisteminde yeni sarsıntılar ortaya çıkabilecekti. Bütün bunlardan sonra İmar Bankası'nın yüksek faiz vaadinin cazibesinde yıllardır paralarını bu bankaya yatırma cesaretini gösterenler bu işten karlı çıkacak. Bankanın yıllardır ödediği yüksek faizin faturasını gene saf ve bakir Türk halkı "tıkır tıkır ödeyecek"...
Ve de Ayşe Hanım Teyzem bana sual eyleyecek... Diyecek ki: "Evladım... Hani batan 22 banka ile çürüklerin defteri kapanmıştı?.. Hani onların faturasını ödedikten sonra yeni faturalar önümüze konulmayacaktı?.. Hani kalan bankaların hepsi 'taş gibi' idi?.. Hani BDDK bizim adımıza bankaları gözetliyordu?.. Şimdi İmar Bankası'nın faturasını da ödeyeceğiz... İyi de bunun son olduğunu bize kim garanti edecek?.. Bizim ömrümüz batan bankaların faturasını ödemekle mi geçecek?"