Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dışarıda kriz yaratan şartlar bizde yok. Bu bakımdan şanslıyız.   Dışarıdaki kriz Amerikan kaynaklı dandik bonolardan kaynaklanıyor. Bu dandik bonoları satın alan, portföylerinde bulunduran finansal kuruluşlar (bankalar) teminat açığıyla karşılaştı.
Örneğin, 100 dolara satın alınan ve portföyle 100 dolarlık bir varlık olarak saklanan bononun, gerçek değerinin 10 dolar olduğu anlaşıldı. Bu durumda kalan finansal kuruluşlar “varlıktaki bu azalmayı” kapatma telaşına düştü.
Hükümetler, merkez bankaları bu durumdaki kuruluşlara para akıtarak teminat açıklarını kapatmaya çalışıyor. Teminat açığı şu veya bu şekilde kapatılamayanlar, birleştiriliyor, satılıyor. Veya batıyor.
Bu şekilde sorunu olan kuruluşların tabii olarak hisse senetlerinin değeri 100 dolardan 5 dolara, hatta 1 dolara düşüyor. O zaman borsalar çöküyor. 

Açığı olan para bulamıyor
Bu şekilde sorunu olan kuruluşlar para peşine düştükleri için, piyasalarda para bulmak zorlaşıyor. Parası olan başkasına vermekten korkuyor. Bunun sonunda reel sektörün olağan kredi çarkı işlemez oluyor. İhtiyacı olan krediyi bulamayan reel sektör kuruluşları (firmalar) güç duruma düşüyor. Bu durumdaki firmaların da hisse senetlerinin değeri düşüyor. 100 dolarlık hisse senetleri 40-70 dolara iniyor. Bu da borsalarda paniğe yol açıyor.
Gelelim Türkiye’nin durumuna. Anlaşıldığı kadarı ile bizim bankalarımız, başka ülkelerde  kriz çıkaran dandik senetlerden satın almamışlar. Portföylerinde bu tür senetlerden yok.
BDDK da bankalarımızı sıkı gözetliyor, denetliyor. Bizim bankalarımızın teminat açığı yok. İşte bunun için dışarıda kriz yaratan şartlar bizde yok.
İyi de... O halde biz krizden neden etkilenmeye başladık? (1) Bizim büyük döviz borcumuz var. (2) Döviz açığımız var. Kriz nedeniyle dünya piyasalarında para kıtlaşıyor. Borç almak güçleşiyor. Borçlanma maliyeti artıyor. 

Fazla üzülmeyebiliriz
Henüz döviz girişinde bir tıkanıklık yok ama “İleride n’olur?” endişesi var.
Bizde bankalar, sanayi kuruluşları faaliyetlerini sürdürüyor. Bankalar, fabrikalar yerinde duruyor. Batan yok. Yardım isteyen yok... Buna rağmen borsada hisse senedi fiyatları düşüyor. Hisse senedi fiyatları, bu senetlerin ait olduğu bankaların, şirketlerin güç durumda olduğu için düşmüyor, dünyada esen rüzgârın etkisiyle aşağıya iniyor.
Bizim reel sektörümüzü üzecek olan, iç ve dış piyasadaki daralma olacaktır. Yurtdışındaki alıcılar bir süre tüketimi kısacak. İçeride de talepte gerileme görülecek. Ama burada da bir şansımız var.
Bizim reel sektörümüz yatırım malı, lüks mal üretmiyor. Orta sınıfın tükettiği malları üretiyor. Bunların çoğu tüketicinin hayatını sürdürmek için devamlı olarak tükettiği mallar. İşte bu da bizim için bir şanstır.