Trabzon denilince, görmeyenin aklına sokaklarda dolaşan fıstık gibi sarı Nataşa’lar, yol kenarında tezgâh açan Ruslar ve dükkânlara saldırıp malları yağmalayan "bavul tüccarları" geliyor.
Sokaklarda Nataşa yok. Dükkanlarda "bavul tacirleri" yok. Yol kenarlarında tezgah açan Rus hanımlar yok. "Beyim seni Avrasya Pazarı’na götürelim. Orada Rus malları var" dediler. Avrasya Pazarı denilen yer upuzun bir baraka. Sıra sıra tezgahlar. Tezgahların yarısı boş. Dolu olanların onda birinde "mütekait" Rus hanımları (veya nineleri) Türk malı don, gömlek satıyor. Elektronik eşya, alet, edevat satan tezgahların başında Türk erkekleri... Rus malı "Lomo" fotoğraf makinesi arıyordum. Sadece Ali İhsan satarmış. Ali İhsan’dan 15 milyon liraya Lomo makineyi satın aldım. Tam teşekküllü Zenith makineye 70 milyon lira istedi. Rus dürbünü aradım... "Fotoğraf makinesi dışında burada Rus malı yok. Diğer mallar ya Türk malı, ya Çin malı" dediler.
Trabzon’da 1980’li yıllarda ekonomiyi İran transit ticareti canlandırmış. Trabzon limanına gemi ile gelen malların İran’a kamyonlarla nakli şehirde hareket yaratmış. Derken 1989 yılında Rusya ile ilişkiler başlamış. Bavul ticareti ve doğrudan ticaretin hacmi yılda 1 milyar dolara kadar ulaşmış. Trabzon’da ihracatçı sayısı 450 - 500’e yükselmiş. Ama Rusya pazarı 1997’den sonra tamamen kapanmış.
İran ve Rusya ticareti bitince Trabzon limanındaki hareket de durmuş. Şimdi limandan günde iki feribot kalkıyor. Rusya’ya taze sebze, yolcu götürüyor. Rusya’dan limana tomruk ve kömür geliyor. İşte o kadar. Rusya ile ticarete dönük olarak dükkan açanlar şimdi ne yapacaklarını düşünüyor.
Samim Melek, çarşıda birçok dükkanın kapandığını, kapanmayanların işlerini küçülttüğünü söylüyor. Samim Melek, "1994 yılında Sarp kapısı işliyordu. Trabzon ekonomideki krizi o zaman hissetmedi. Krizi şimdi görüyor" dedi.
Havaalanı ve liman Trabzon’a büyük imkânlar sağlayabilir ama yeterince değerlendirilemiyor. Liman sahipsiz. Sahipli olsa da, transit ticareti başlamadan işe yarayamıyor. Organize sanayi bölgesinde fındık işleme, un, PVC, küçük makine sanayii ve kereste tesisleri dışında belli başlı bir tesis yok. Çimento fabrikası kapalı duruyor. Mustafa Karaağaçlı, sanayi bölgesindeki 15 tesisin 6’sının konkordato ilan ettiğini söylüyor.
Sanayi bölgesindeki tesislerin sahipleri banka kredilerinin durmasından yakınıyor. "On aydır bankalar para vermiyor, eski verdikleri paraları tahsil etmeye çabalıyor. Bu durumda tefeciler devreye giriyor" diye yakınıyorlar. Tefeci faizi Alman markında ayda yüzde 17 oranında... İnanılmaz bir faiz.
Trabzon İşadamları Derneği Başkanı Yılmaz Saitoğlu ve Şükrullah Göçmen ile görüştüm. Yatırım yapılmamasının nedenini, gerekli sermayenin büyüklüğüne bağlıyorlar. İşadamında güvensizlik var. "On yılda 3 krizin tokadını yiyen işadamı, Trabzon’a nasıl yatırım yapar?" diye soruyorlar.
Beyaz eşya ve otomotiv ticaretiyle uğraşan Erol Tuna, "Kamyon satışlarında kıpırdanma var. Çay, balık nakli için kamyon satılıyor. Ticaret açılırsa işler iyi olur" diyor.
Trabzon’a canlılık veren" Karadeniz Teknik Üniversitesi"nin Rektörü Prof. Dr. Türkay Tüdeş ile görüştüm. 1955 yılında kurulan üniversitenin 1450 dönümlük nefis bir kampüsü, 6 bin öğrencilik yurdu var. Sadece Trabzon’da değil, Rize, Ordu, Giresin, Gümüşhane illerinde Ünye ve Hopa’da 16 fakültede eğitim devam ediyor. 33.500 öğrenci, 1.580 öğretim üyesi ile üniversite Trabzon için bir nimet. 760 yataklı hastanesi bölge hastanesi olmuş.
Yarın: Bayburt