Çünkü (1) Özelleştirme kararı verildi. (2) Satış için yola çıkıldı. (3) Bu kuruluşları satın almaya gücü yetecek yerli sermaye grupları, bu kuruluşları almak istemiyor. (4) Yabancı sermaye grupları bu kuruluşları almaya niyetli.Bu tabloda, "Şöyle olsa idi, böyle olsa idi" şeklinde tartışmak hiçbir işe yaramayacaktır.Tüpraş ve Ereğli'nin yabancılara satılmaması konusundaki görüş, temenni ve istekleri tartışmadan, bu görüş, temenni ve istek sahiplerini (1) Özelleştirme karşıtları, (2) Yabancı sermaye düşmanları olarak "karalamak" yanlıştır. Türkiye'nin 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında Tüpraş 10.4 milyar YTL satış rakamı ile birinci sırada, Ereğli'nin 2.9 milyar YTL satış ile dördüncü sırada yer alması kafaları gene karıştıracak. "Eyvah... Gül gibi sanayi tesislerimize yabancılar sahip olacak" diye düşünen çok kimseyi kedere boğacak ama... Artık çok geç... Tüpraş da, Ereğli de gitti gider. Özelleştirme demek, kamunun elinde nesi var nesi yok ise, yok pahasına, önüne gelene satması demek değildir. Her ülkenin özelliğine göre bazı ekonomik faaliyetlerin kamu kontrolünde sürdürülmesi zorunlu veya yararlı olabilir. Veya belli bir kamu kuruluşu, halkın gözünde ve gönlünde ekonomik değerinin ötesinde bir değer taşıyabilir. Bu tür ekonomik faaliyetleri ve işletmeleri özel olarak değerlendirmek gerekir. Bunu söylemek, istemek, tümü ile özelleştirmeye karşı olmak demek değildir.Özelleştirme belli bir ekonomik faaliyetin, bir işletmenin kamunun hâkimiyetinden özel sektörün hâkimiyetine devri demektir. Bu devir yapılırken belli bir ekonomik faaliyette ve işletmede kamunun payı belli oranlarda korunabilir. Blok satış yerine, hisse senedi halka arz edilebilir. Blok satış zorunluluğu var ise, yerli sermaye gruplarına imkânlar tanınabilir.Tüpraş ve Ereğli gibi işletmelerin özelliği var. Bunlar, sermaye birikimi olmayan, bu nedenle ekonomik boyutta yatırımlar gerçekleştirilemeyen bu ülkede, halkın tasarruflarıyla zar zor kurulan, büyüyen işletmeler. Bunlar kolay kurulmadı, kolay büyümedi. Bu hale gelmeleri halkın ödediği pahalı faturalar sayesinde oldu. Ve de görüldüğü gibi, biri Türkiye'nin 1 numaralı, öbürü 5 numaralı büyük sanayi kuruluşu... Tüpraş ve Ereğli farklı Bunların satışına üzülenlerin, bunların yabancıya gitmemesini isteyenlerin düşüncelerini kabul etmiyorsanız bile lütfen duygularına saygı gösteriniz.Lütfen onların itirazlarını özelleştirme karşıtlığı ve yabancı sermaye düşmanlığı olarak "basite indirmeyiniz".Bakınız, Türkiye'nin en büyük 500 sanayi kuruluşu sıralamasında, 2'nci sırada Ford, 3'üncü sırada Toyota, 4'üncü sırada Renault firmaları var. Tartışılan "Bu 3 yabancı firmanın neden 2-3 ve 4'üncü sırada olduğu" değil. Tersine onlar bu sıralara çıktıkları için alkışlanıyor. Çünkü onlar yatırım yaptı. Ülkede ek iş ve aş imkânı yarattı. Bugün tartışılan 1. ve 5'inci sıradaki Tüpraş'ın ve Ereğli'nin yabancılara satılmaması. Deniliyor ki, yabancılar eğer bu sektörlerde iş yapmak istiyor ise, mevcudu alacak yerde yeni yatırım yapsın. Bunların yanında yer alsın.Dikkat buyurunuz, son yıllarda bu ülkede kamu sektörü de, özel sektör de ekonomik boyutta yatırım yapamıyor. Büyük tesisler kuramıyor. Kamunun elindekiler özelleştirme nedeniyle, özel sektörün elindekiler kriz nedeniyle satışa çıktı... "Ne var, ne yok, hepsini yabancılar alsın... Alsın da kurtulalım mı?" guras@milliyet.com.tr Yabancıları alkışlıyoruz