Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Halkımızın rüzgarın karşısına pervane dikerek, Allah'ın rüzgarından elektrik elde etmesi Anayasa'ya aykırı "mütalaa edilmektedir".
Anayasımızın 168'inci maddesinde "Tabii servetler ve kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı devlete aittir. Devlet bu hakkı belli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebilir" hükmü vardır.
Ankara bu "hükmü şöyle yorumlamaktadır": "Rüzgar tabii servet ve kaynaktır. Anayasa'ya göre bu ülkenin üzerinden geçen rüzgar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Rüzgarın karşısına pervane dikip elektrik enerjisi elde etme hakkı devlete aittir. Devlet bu hakkı belli bir süre için devredebilir. İşte o kadar..."
İşte bu nedenle ülkemizde rüzgara karşı pervane dikerek, rüzgarın döndürdüğü pervaneden elektrik enerjisi (rüzgar enerjisi) elde etmek isteyenlere ancak ve ancak "yap - işlet - devret" modeli çerçevesinde izin verilmektedir.
Teknik olarak rüzgarı elektriğe dönüştüren sisteme "rüzgar değirmeni" denir.
Bu işin tekniği ile uğraşanlar, Türkiye'nin üzerinden geçen rüzgarın, bugün kullandığımız elektrik enerjisine eşit elektrik üretme gücüne sahip olduğunu söyler.
Türkiye'nin avantajı, rüzgar değirmeni dikebileceği arazinin bolluğudur.
Rüzgar değirmeni konusundaki araştırmalar devam ediyor. Değirmenlerin güçleri artırılıyor. Maliyetleri düşürülüyor.

Rüzgar enerjisi kesintisiz bir enerji değildir. Mutlaka başka enerji kaynaklarıyla birlikte çalışması gerekir. Suya, doğalgaza, mazota, kömüre dayalı elektrik enerjisi tesisleri olacak. Rüzgar değirmeni bunlarla birlikte çalışacak. Rüzgar estiğinde, rüzgar değirmeni dönerek enerji üretecek. Bu sırada kömür, mazot, doğalgaz ve su kullanan tesisler devreden çıkacak. Su azalmayacak. Mazot, doğalgaz, kömür tüketilmeyecek. Rüzgar ile üretilen elektrik ile ülke ihtiyacı karşılanacak. Rüzgar kesildiğinde diğer tesisler otomatik olarak devreye girecek.
Rüzgar değirmeni ile elektrik üretmenin avantajı, "hammaddeye" para ödenmemesidir.
1 MW gücünde bir rüzgar değirmeni (pervanesi, direği ve elektrik üreten jeneratörü ile) yaklaşık 1 milyon dolara mal olur. Böyle bir değirmen yılda 3 milyon kwh. net enerji üretebilir.
Biz şimdilerde yılda toplam 110 milyar kwh. elektrik enerjisi tükettiğimize göre, bugünkü ölçüde elektrik üretmek için en az 37 bin adet rüzgar değirmeni (pervane) dikip, ülkenin üzerinden geçen rüzgarı yakalamamız şarttır. 37 bin adet rüzgar değirmeninin yatırım ihtiyacı ise 37 milyar dolardır.
Rüzgar değirmeninin yararına inanan, yıllardır bu sistemleri Türkiye'ye getirmek için canla başla çırpınan Ergun Özakat'tan aldığım bilgiye göre, şimdilerde Türkiye'ye 18.9 MW gücünde 32 adet rüzgar değirmeni, rüzgar topluyor. Bu değirmenlerin yıllık üretim gücü ise 60 milyon kwh.
İlk rüzgar değirmenleri İzmir'in Alaçatı'sında kuruldu. Demirer Holding 5 milyon kwh. elektrik üreten 1.5 MW gücünde 2 pervane dikti. Ares Grubu 20 milyon kwh. elektrik üreten 7.2 MW gücünde 12 değirmen kurdu.
Çeşme - Alaçatı bölgesinde normalde 50 bin, yaz aylarında 150 bin kişi yaşıyor. Yıllık elektrik tüketimleri 100 milyon kwh. Demek ki, bu yörede yanan 4 lambanın birini rüzgar pervaneleri yakıyor.
Demirer Holding son olarak Bozcaada'ya 17 pervane dikti. Bu pervaneleri döndürecek rüzgar yılda 30 milyon kwh. elektrik üretecek.
Şimdilik Türkiye'de kullanılan toplam elektriğin sadece binde yarımı rüzgar enerjisi ile üretiliyor. Pervane dikmek isteyenlerin sayısı çok. Ama ne yaparsınız ki, Ankara'nın Anayasa'yı yorum tarzı ve de konuya yabancı olması yatırımları engelliyor.
Türkiye'de rüzgar değirmeni konusunda on yıldır sürdürülen çalışmalar ve konu hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenler internette (http:/www.unimedya.nt.tr/egetek) sayfasını ziyaret edebilirler.