TÜSİAD Başkanı dün bir konuşma yaparak devlete dış politika ve ekonomi konusunda ‘sipariş’i verdi... Devlet bu sipariş listesindekileri madde madde yapmaz ise... Hapı yuttu demektir!.. Efendim, TÜSİAD Başkanı’na bu ‘sipariş’ listesi fikrini aşılayan Erbakan Hocamızdır... Her ne kadar bugün Hocamız iktidarda değil ise de, iktidar çevresinin Hoca’nın eski müridleri olduğu düşüncesi ile TÜSİAD Başkanı gerekeni yapmıştır...
Hatırlayınız... Erbakan Hoca(*) ne diyor idi? "Biz bu devleti emir veren devlet olmaktan çıkaracağız. ‘Garson’ devlet yapacağız. Siz emredeceksiniz... Devlet yapacak..." TÜSİAD Başkanı da... "Devleti ‘garson’ devlet olarak görerek, İstanbul’da lüks bir otelin beyaz örtülü masasının başından ‘siparişlerini’ verdi..." Dikkat buyurunuz siparişin muhatabı sadece hükümet değil... Bütünü ile "devlet"... TÜSİAD Başkanı diyor ki, "...Cumhurbaşkanı’yla, hükümetiyle, TBMM’siyle, sivil ve askeri bürokrasisiyle tüm devlet kademeleri tarihi bir sorumluluk taşımaktadır..."
Bilmeyen TÜSİAD’ı, AB üyesi bir yabancı ülke sanacak... Türkiye’ye ‘nota verdiğini’, notada sıralananlar yapılmaz ise Türkiye’nin parasının kesileceğini veya Türkiye’nin TÜSİAD tarafından işgal edileceğini sanacak!.. TÜSİAD devletin her kademesine nelerin yapılacağını madde madde sıralıyor... Dış politikada, (1) Annan planı kabul edilerek Kıbrıs sorununun çözülmesini, (2) Kopenhag kriteri olarak AB tarafından ne talep edilir ise yapılmasını, (3) Kuzey Irak’a asker gönderilmemesini, (4) Irak konusunda ABD ile uyumlu olunmasını, gönlünün hoş edilmesini istiyor.
Ekonomide (1) IMF anlaşmasını, istikrar programı hedeflerinin revize edilerek süresinin 2006’ya uzatılmasını, (2) Özel sektörün teşvikini, (3) Özelleştirmede yabancılara kolaylık sağlanmasını istiyor. Listeyi özetledim. Listenin tam kapsamını Milliyet Ekonomi’de okuyacaksınız.
Sayın okuyucularım, ‘zenginler kulübü’ olan TÜSİAD’ın ülkeyi ilgilendiren konularda görüş açıklamasından doğal bir şey olamaz. Ancak bu konularda ‘çizmeyi aşmamaya’ ve de ‘üsluba’ özen göstermek gerekir. Beğenelim beğenmeyelim bu devlet bizim, bu hükümet bizim... Küçük düşürür, paçavraya çevirirsek başkaları ne yapar?
(*) Erbakan Hoca’nın ‘garson’ devlet kavramı ile ilgili açıklama: Büyük Britanya İmparatorluğu’nda devletin asli görevinin vatandaşlarına ‘hizmet’ etmek olduğu kabul edilir. Bu nedenle kamu görevlisine "public servant" (kamu hizmetkarı) denilir. Koskocaman sömürge valisi veya imparatorluk hükümetinin başbakanı, bir vatandaşının yazısını cevaplarken imzasının üzerine "your obedient servant" (sizin itaatkar hizmetkarınız) diye yazarak imzasını atar. Ama Büyük Britanya İmparatorluğu’nda bir zenginler kulübü de ortaya çıkarak, "Madem ki devlet benim hizmetkarım... İşte sipariş listem..." diyerek "garsona" sipariş verircesine bir yaklaşım ile, devlete sipariş vermeye kalkmaz...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025