Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önümüzdeki hafta 19 Ocak 2001 tarihinde İstanbul'da Ceylan Oteli'nde TÜSİAD'ın 31'inci Genel Kurul toplantısı var. TÜSİAD'ın 473 saygın üyesinin katılması beklenen toplantıda TÜSİAD'ı kimlerin yöneteceği belirlenecek. Statü gereği seçim gizli oyla yapılacak. 473 üye adaylarını kağıda yazacak. Gizli oy kullanmak için perdenin arkasına geçip, zarfları sandığa atacak. Sonra bu gizli oylar sayılarak, TÜSİAD'ın yöneticileri belirlenecek...
Bütün bunlar yapılacak, üyeler bu zahmete girecek ama... Bunlar formalite... Seçimin sonuçları bir hafta önceden Milliyet Ekonomi'de açıklandı. 11 Ocak 2001 tarihli Milliyet Ekonomi'de kimin ne olacağı isim isim sıralandı.
Demek ki "derin devlet" veya "derin özel sektör" veya "etkili ve de yetkili Büyük Türk Büyükleri", bir hafta önce, 473 saygın TÜSİAD üyesinin gizli oyları ile kimleri seçmeleri gerektiğine karar vermiş...
İmmmddiiii... Acaba 473 saygın TÜSİAD üyesi ne yapacak?.. "Yavuu bu seçim nasıl olsa yapılmış... Boşuna gidip Figüran Osman'lık rolü oynamayalım..." mı diyecek? Yoksa, 473 saygın TÜSİAD üyelerinin her biri Figüran Osman olup, emir ve kumanda zinciri içinde önceden belirlenmiş ve açıklanmış isimleri "seçmiş gibi..." mi yapacak?
Seçim yapılmadan bir hafta önce gizli oyla yapılacak seçim sonuçlarının açıklandığı gazete haberlerinde TÜSİAD yönetiminin temel konusunun "Avrupa Birliği ve Demokratikleşme" olduğu büyük tartışma yaratan "Demokratikleşme" raporundan bu yana TÜSİAD'ın yönetiminde demokratikleşme konusunun öne çıktığı belirtiliyordu.
TÜSİAD "demokrasi havariliğine soyunuyor". Türkiye'de demokrasi olmadığından yakınıyordu. Parti liderlerinin, parti yönetimine girecekleri ve de milletvekili adaylarını kendi başlarına istedikleri şekilde belirlemelerinin yanlışlığını söylüyor. Sonra da gizli oyla belirlenecek yöneticilerin isimleri oylamadan bir hafta önce basına açıklanıyordu.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demezler mi? TÜSİAD nasıl olur da, "ele verir talkını, kendi yutar salkımı?" (Vural Sözer'in "Büyük Sözü Dinleyenlere Atasözü Sözlüğü" isimli kitabının 102'nci sayfasında, "talkın/telkin" kelimesinin bir duyguyu, bir düşünceyi açıklamak anlamına geldiği, atasözünün, "başkasına öğüt verirken, kendisi aynı şeyi yapanlar" için kullanıldığı belirtiliyor.)
Şimdi gelelim genel değerlendirmeye:
- TÜSİAD, "sanayiciler ve işadamları derneğidir. Demek ki, TÜSİAD üyesinin ya sanayici, ya işadamı olması gerekiyor.
- TÜSİAD "zenginler kulübüdür". Demek ki, her sanayici ve işadamı TÜSİAD üyesi olamaz. Belli büyüklüğün üzerinde üretim (mal ve hizmet üretimi) gerçekleştirenler TÜSİAD'a üye olabilir.
- Profesyonel yöneticiler, avukatlar, denetçiler, doktorlar, gazeteciler, memurlar TÜSİAD'a üye olamaz. Onların dernekleri başka derneklerdir. Yöneticiler derneğine, gazeteciler derneğine, serbest meslek erbapları derneklerine üye olabilirler.
- TÜSİAD'da büyük sanayici yanında küçük sanayici, zengin yanında zengin olmayanın fikirleri, menfaatleri, konuları uyuşmaz. Gelişir.
- TÜSİAD büyük teşebbüslerin, ekonomik ölçekteki işyerlerine sahip olup, küresel pazarda rekabet edecek üretim gerçekleştirenlerin derneğidir. Onların görüş ve önerilerini, durumlarını, sorunlarını belirlemek, kamuoyuna duyurmak, sorunlarına çözüm getirmek için kurulmuştur.
- Zenginler kulübünün yönetim kurulunda profesyoneller bulunamaz. Profesyonel üye yönetim kurulunda "paralı askerlik"ten başka iş yapamaz. Büyük müteşebbisin, sanayicinin ve işadamının bekleyişleri, çıkarları farklıdır. Profesyonelin ki farklıdır.
TÜSİAD yönetiminde büyük işletmelerin patronları, zenginler temsil edilir. Ama TÜSİAD'ı sekretaryası yaşatır. TÜSİAD üyelerinin ortak görüş ve önerilerini, durumlarını kamuoyuna TÜSİAD Genel Sekreteri açıklar.
İyi de... Bugün TÜSİAD nereye gidiyor?
- TÜSİAD'ın 473 üyesinin çoğunluğu profesyonel yönetici, serbest meslek erbabı, küçük iş sahibi... Büyük sanayici ve işadamları azınlıkta kaldı.
- Büyük sanayici ve işadamları yönetime önem vermiyor. Yönetimde profesyonelleri, sanayici ve işadamı olmayanları görevlendiriyor.
- TÜSİAD üst yönetim kadrolarında görevlendirilenler politikayı, iç ve dış politikayı çok seviyor. TÜSİAD, büyük işletmelerin sorunlarını belirleyecek, büyük işletmelerin gelişmesi için gerekli şartların oluşmasına çaba gösterecek yerde, iç ve dış politikada devletle ve politikacılarla yetki paylaşımına çalışmaktan, devlete ve politikacılara her konuda akıl satmaktan, nutuk atmaktan pek mi pek hoşlanıyor.
Gelelim tehlikeye...
TÜSİAD'ın 473'e ulaşan üyelerinin bir bölümü büyük sanayici, büyük işadamı ama, çoğunluğu yönetici, serbest meslek erbabı, küçük ve orta teşebbüs sahibi. Üyelerinin ekonomik, sosyal çıkar yelpazeleri çok yaygın... Üye sayısı artınca, üyelerin bekleyişleri farklılaşınca, derneği tek bir düğmeye basarak "aynı emir ve kumanda zincirine sokmak" imkansız hale gelir. Derin güçlerin önceden belirledikleri isimler, listeler kabul görmeyebilir. Üyeler arasında "klikleşmeler" olur. Seçimlerde farklı gruplar, farklı listeler de ortaya çıkar. Kulis oyunları ile TÜSİAD'ın yönetimi beklenmeyen kişi ve grupların eline geçebilir. Biz bu filmi çok gördük. Bizden uyarması...