Yazarlar ve konuşmacılar her şeyi Amerikalılardan daha iyi biliyor...Uçak gemilerini, uçakları, silahları, bombaları, isimleriyle, güçleriyle ve sayıları ile ezbere sıralıyor...ABD askerlerinin nereden nasıl yürüyeceklerini, ne yapacaklarını anlatıyor...Hangi hedefin, hangi uçaktan atılacak, hangi füze ile nasıl yok edileceği ballandırıla ballandırıla hikaye ediliyor...Bu tabloda anlaşılamayan bir nokta var? Yazarlarımız, konuşmacılarımız "kimden yana ve neyin peşinde?" Biz ABD güçlerinin Irakı yıkıp yakmasını, sonra da Iraka gelip oturmasını mı istiyoruz? Türk halkının tek derdi bu mu? Savaşta bir yanda ABDnin güçlü silahları ve güçlü askerleri var...iyi de...Karşı yanda kim var? Bu askerler, bu silahlarla kimi vuruyor? Bu bombalar nereleri yıkıyor, kimi öldürüyor?Olayın ABD cephesini çok iyi biliyoruz da, karşı cepheden hiç mi hiç haber yok...Savaşta moralleri bozmak için "propaganda"nın öneminden söz edilir. Acaba bizim bazı gazetelerimizin ve bazı TV kanallarımızın gönüllü olarak ABD propaganda sözcülüğüne soyunmalarından kim zarar görüyor?. Bizim gazetelerimizi Iraklılar okumadığına, bizim TV kanallarımızı Iraklılar izlemediğine göre, yapılan propaganda bize dönük olmasın? Biz abartılı ABD propagandası ile kendi morallerimizi çökertiyor olmayalım?...Savaşa girmesek te, ABDnin uçak gemileriyle, uçaklarıyla, bombalarıyla, askerleri ile hiçbir ilgimiz olmasa da sabahdan akşama "sergilenen güç gösterisi"nin halkımızın moralini bozduğu bir gerçek.Bu tabloda halkın " Ah...Vah...Ne ettik de ABDyi gücendirdik...Keşke ne istediler ise yapsa idik de böyle yiğit bir gücü karşımıza almasaydık" havasına girmesi mi bekleniyor?... Akıl almıyor ama, eğer böyle bir şey var ise, ikinci aşamada bekleyiş, "Bu büyük gücün karşısında durulamaz...Bundan sonra ne isterler ise, itiraz etmeden yapmaya mecburuz" şeklinde sergilenecek "teslimiyet"dir. ABDnın Irak operasyonunun başarılı olmasını isteyenler bunun Türkiyeye neler getireceğini bilmiyor. ABDnin başarısız olabileceği ve bu durumdan Türkiyenin nasıl etkileneceği ise gündeme hiç gelmiyor.Bazı gazetelerimizin ve bazı TV kanallarımızın uzun süredir tüm ilgiyi ABDnin Irak operasyonuna çekmesi, ülkede olağan hayatın sürmesini güçleştiriyor. Halbuki bizim gün kaybedecek halimiz yok...istikrar programını nasıl sürdüreceğimizi, iç borcu nasıl döndüreceğimizi, savaşın olumsuz etkilerini nasıl dengeleyeceğimizi düşünmemiz, programlamamız ve bu konularda bir şeyler yapmamız şart. "Dubakalım nolacak?" diyerek vakit geçiremeyiz. ABD başarılı olsa da olamasa da biz bu savaşdan zararlı çıkacağız. Borçlar hükümetin elini kolunu bağlamış durumda. Hükümetin tek derdi içeriden dışarıdan yeni borçlanma ile borcu döndürmek. Hükümet, halkın iş ve aş sorunu ile ilgilenecek vakit bulamıyor. Eğitim, sağlık, adalet sistemlerini iyileştirme konusu gündeme gelemiyor... guras@milliyet.com.tr Gazetelerimizin ve TV kanallarımızın bir bölümü, Irak Savaşı ile ilgili yayınlarda ABD güçlerini öve öve bitiremiyor ve olan biteni ABD gözü ile bizlere veriyor. Yayıncılar da art niyet, kötü niyet arayamayız ama ortada bir gerçek var...Sabahtan akşama ABDnin ne yiğit savaşçı olduğu anlatıla anlatıla bitirilemiyor.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025