Krizlerin sebebi üretememektir. Türk halkı doğal olarak çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapmak arayışında.
Çağdaş yaşam demek, kişi başı 15 bin, 30 bin dolar üretim gerçekleştirerek, kişi başı 15 - 30 bin dolar gelire kavuşanların yaşam düzeyine ulaşmak demek.
Türk insanı 2.500 - 3.000 dolar kişi başı katma değer yaratabiliyor. Bu kadar gelir ile çağdaş yaşam çizgisinde harcama yapma özlemi duyuyor.
Türk insanının yıllık üretimi, toplam iç kaynağı 180 - 200 milyar dolar dolayında. Daha iyi yaşam arayışında dışarıdan her yıl 10 milyar dolar (kendi kaynağının yüzde 5’i büyüklüğünde) ek kaynak arıyor. Borçlanarak bulduğu bu yabancı kaynağı ödemeyince, peş peşe ödemeyince borcun anaparası büyüyor. Faizi büyüyor. Türkiye krize giriyor.
Daha iyi yaşam özlemindeki Türk halkının krizden çıkması için üretmesi şart.
Krizden çıkmanın yolu üreterek dış borç anapara ve faizini ödemektir. Faiz ödemesi tıkandığında bir yıl ek borçlanma ile durum kurtarılır ama ertesi yıl gene tıkanıklık ortaya çıkar. Öyle ise anapara ve faizi ödemek için de Türk halkının üretmesi şart.
Üretim yapısını ikiye ayıralım: (1) Mevcut beğenmediğimiz, yıllık 180 - 200 milyar dolar üretim değeri ortaya koyan üretim yapısı. (2) Türk halkının daha iyi yaşam özlemini karşılayacak geliri yaratacak üretim yapısı.
Hedef yapısal değişim ile, üretimin önünü açmak, yapısal değişim ile kişi başı üretimin kısa sürede 15 - 30 bin dolar hedefine ulaşmasını sağlamak.
Bunun için: (1) İstikrar lazım. (2) Enflasyonun aşağı çekilmesi lazım. (3) Mali sistemin - bankacılık sisteminin güçlü olması lazım.
Bunlar olur ise: (1) Gelişme için yerli ve yabancı kaynak bollaşıyor. (2) Faiz ucuzluyor.
IMF destekli istikrar programının amacı, yapısal değişimi sağlayarak, üretimin önünü açacak temizliği gerçekleştirmek, şartları oluşturmak.
Ancaaaaakkkkk... Yapısal değişim ile üretimin yolunu açmaya çalışırken mevcut yapıyı "sıfırlamak", mevcut üretim yapısını darmadağın ederek "sıfırdan başlamayı" düşünmek yanlıştır.
Hedef, ülkenin toplam 180 - 200 milyar dolar olan, kişi başı 2.500 - 3.000 dolar olan milli gelirini artırmak. Üretimi 80 - 100 milyara düşürerek, insanların kişi başı gelirini 1200 - 1500 dolara indirerek yeni bir yapı kurmak güç ve hatta imkansızdır.
Türkiye’de kıt kaynaklar verimsiz ve yanlış dağılım içinde. Bunu düzeltmek için büyük kuruluşları unutalım. Batan batsın... KİT’leri kapatalım. Kurtulalım. Bankalar zaten güçsüz idi. Kapansınlar. Tarım dediğin devlet desteği ile yapılıyor. Buğdayı, şekeri ABD’den daha ucuza alırız. Fındık, tütün ekilmesin. Hayvancılık, sütçülük bu ülkede olmaz. Anadolu aslanı, kaplanı denilenler "İslami sermaye"... Halk Bankası desteği ile KOBİ’ler suni olarak şişiriliyor...
Bütün bunlar iyi de... Biz nasıl yaşayacağız? Bugün beğenmediğimiz, krize neden olan 180 - 200 milyar dolar milli gelirin kaynağı bunlar. Bu beğenmediğimiz üretim bu milli geliri yaratıyor.
Üretim tesisleri çökmüş, çalışanları işsiz bir ülkenin enkazı üzerine yepyeni ve sağlıklı bir yapı kuramayız.
Bu değişimin belli bir strateji doğrultusunda belli plan çerçevesinde programlı olarak yapılması şart.
Şimdilik üretmeyelim, ileride daha çok üretiriz iddiası yanlıştır. Borçlanarak krizden çıkamayız. Krizden çıkışı sağlayacak, borcu ödeyecek üretimdir. Krizde üretim dursun, sonra kendi kendine artar bekleyişi bizi geriye götürür.