Vergi barışı kanunu adı ile TBMM’den geçen, naylon faturacılar ile vergi yüzsüzlerine af getiren kanun, gerçekte "geçmişte ve geleceğe dönük" bir soygun kanunudur. Devlet aracılığıyla daha önce halkın cebini hortumlayanların "yedikleri içtikleri" helal edilmekte, Ayşe Hanım Teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam, aldıkları bir somun ekmeğin vergisini peşin öderken, onlardan topladıkları vergileri Maliye’ye devretmeyenlere, "madem ki bugüne kadar ödemediniz, bundan sonra da ödemeyin" denilmektedir.
Sayın okuyucularım, bizim Milliyet Ekonomi Servisi’nde Nedim Şener adında genç ve yiğit bir gazeteci arkadaşımız var... Biz ona "yiğit" dedikçe o da yiğitliğe soyunuyor. Belgelere dayalı olarak devletin ve halkın hakkına sahip çıkmaya çabalıyor. Geçen yıl devletin ve halkın sahte faturalarla nasıl soyulduğunu anlatmak için "Naylon Holding" ismi ile bir kitap yazdı. Kitapta Orhan Aslıtürk’ün kurduğu 91 hayali şirket ile 168 saygın Türk şirketine nasıl naylon fatura kestiğini anlattı. Aslıtürk ile Muhammet Ciğer’in 168 şirket adına 1.7 milyar dolarlık hayali ihracat yaptığını, bunun üç katı kadar naylon fatura keserek devletten haksız 256 milyon dolar KDV iadesi aldıklarını belgeledi. Ben büyüğü olarak uyardım. "Evladım uğraşma böyle şeylerle. Sonra sana yazdıklarını yalatırlar." O saf ve bakir bir Anadolu yiğidi ya, "Hocam devletin ve halkın menfaatını koruyanlar her zaman alkış toplar." diyerek bildiği yoldan yürüdü. Hele hele çalışması "Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü" alınca büsbütün "gaza geldi"...
TBMM’den geçen kanun ile Nedim Şener’in "Naylon Holding" kitabında adı geçen kişi ve firmalar aklandı. Nedim Şener’i aradım... "Evladım, senin o yazdığın kitabı sağdan soldan topla, yırt... Sonra da evinin bir münasip yerine sokuştur... Bir daha da böyle işlere kalkma... Yakında bir başka kanunla Aslıtürk’ün diğer suçları da affa uğrar... O zaman Maliye Bakanımız Sayın Kemal Unakıtan ile havaalanında karşılamaya gidersin. Elini öpersin... Belki o da seni affeder" dedim. Sadece Nedim Şener’e acımıyorum Maliyemizin "vergi denetim elemanları"na da acıyorum. Bu zavallılar da devletin ve halkın parasını koruduklarını sanarak sabahtan akşama hesap kitap ve belge inceler... Zavallılar, bugüne kadar naylon fatura kullananlarla ilgili 180 bin dosya düzenlemiş. Bu dosyaları mahkemelere intikal ettirmişler.
Şimdi bunların hepsi af kapsamında... Zavallı "vergi denetim elemanları"na yazık değil mi? Yıllardır neden uğraştı onlar? Bundan sonra onlardan aynı şevki, aynı heyecanı, aynı mesaiyi beklemek mümkün mü?