WASHINGTON
Türkiye’nin Büyükelçisi Washington’da olmalı ki, bu kritik dönemde Türk hükümetinin görüşlerini ABD yönetimine aktarabilsin. Büyükelçinin geri çekilmesi hiçbir yarar sağlamaz.
- Sayın R. T. Erdoğan Başkan Obama’nın 12 Nisan’da yapılacak Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne katılması için yaptığı davete icabet etmelidir. Bu Türk-ABD ilişkileri bakımından önemlidir.
- Türkiye’nin komşularıyla sıfır problem politikası, İran ile iyi ilişkiyi sürdürme isteği desteklenmeli. Ancak Türkiye uluslararası topluluğun üyelerinden biri olarak, İran’ın nükleer programı konusunda uluslararası topluluğun ortak kararlarının dışında kalamaz. Güvenlik Konseyi’nde uluslararası topluluğun ortak kararları doğrultusunda oy kullanması beklenir.
- Geçen kasım ayında Uluslararası Atom Enerjisi Komisyonu’nun İran’a uygulanacak yaptırımlarla ilgili oylamada Türkiye’nin çekimser oy kullanmasını ABD yönetimi üzüntüyle karşılamıştır.
- Türkiye’nin İran ile enerji işbirliği girişimlerini olumlu karşılamak imkânsızdır.
Bunlar, geçen çarşamba günü Washington’da Brookings Enstitüsü’nde 6’ncı Sakıp Sabancı Konferansı’ndaki konuşmasında ve konferans öncesi medya temsilcileriyle yaptığı sohbette ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip H. Gordon’un Türkiye-ABD ilişkileri konusunda verdiği mesajların en çarpıcı olanları.
ABD ne diyor?
Gordon bir yıl önceye kadar Brookings’de çalışıyordu. Altı yıl önce Sakıp Sabancı konferanslarını başlatan kadrodaydı. Türkiye’yi ve sorunları çok iyi biliyor.
Sakıp Sabancı konferansları Türkiye’nin dış politika sorunlarının tartışılmasına imkân veriyor. Washington’da yapılan ilk Sabancı Konferansı’nın konuşmacısı eski ABD Dışişleri Bakanı Madeline Albright idi. İkinci konferansta o zamanki Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz, üçüncü konferansta eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke, daha sonra eski ABD Dışişleri bakan yardımcılarından Nicholas Burns konuştu. Geçen yıl da Oxford Üniversitesi Rektörü Chris Pattern Atlantik Bölgesi’nde çok taraflı ilişkilerin Türkiye ve Avrupa’ya getirdikleri’ni anlattı. Philip Gordon’un verdiği mesajlardan bazıları da şunlar:
- ABD yönetimi, Ermeni olaylarıyla ilgili komisyon kararına üzüldü. Yönetimin temennisi Kongre’den bu konuda Türkiye’yi üzecek bir kararın çıkmamasıdır. Ancak kuvvetler ayrımında yönetimin Kongre’ye müdahalesi mümkün değildir.
- ABD yönetimi, Türkler ile Ermenilerin 1915 olayları konusunda kendi aralarında bir görüş birliği sağlayarak sorunu çözmelerinden yanadır.
Kıbrıs için federasyon
- Kıbrıs’ta 2 bölgeli, 2 toplumlu bir federatif yapıyı destekliyoruz.
- Türkiye’nin diğer komşularıyla ilişkilerinin Türkiye-İsrail ilişkilerini bozmamasını, Türkiye’nin İsrail ile iyi ilişkileri sürdürmesini istiyoruz.
- Türkiye’nin kendi Kürtleri ve Irak Kürtleri için politikaları beklentilerin ötesinde cesur ve yapıcı gelişmelere imkân veriyor.
- Türkiye’nin Batı’dan kopması düşünülemez. Türkiye, NATO üyesi olarak Batı ile ilişkilerini sürdürmektedir.
- Politik hassasiyeti olan soruşturmalarda ve davalarda şeffaflığa özen gösterilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz.
- Demokratik sistemin daha iyi işlemesi doğrultusundaki çalışmalar kapsamında parti kapatmalarına son verilmesi gerekir.
Konferanstan sonra düzenlenen yemekli toplantıda bu defa Gordon’un yardımcısı Nancy McEldowney’in katılımıyla Türk-ABD ilişkileri konusunun farklı boyutları tartışıldı. Bu toplantıya ABD’nin Türkiye’de görev yapmış emekli büyükelçileri yanında ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve Washington’daki İsveç ve Finlandiya büyükelçileri de katıldı.