Polisiye gündemle günler gelip geçiyor ama... Gene de ümit var... Önümüzdeki iki ayda Ankara "aklını başına toplar", gerekeni yapar ise "selamet"e çıkarız.
Nedir "selamet"? Nedir "felaket"? Sayın okuyucularıma anlatayım. Daha doğrusu ben anlatmayayım da "Dünya Bankası"nın Türkiye ile ilgili "uyarı" raporundan alıntılar yapayım.
(Bu önemli raporun içeriğini ilk defa Güven Sak, Radikal'deki köşesinde yazdı. Raporun tamamı henüz yayımlanmadı. Dünya Bankası'nın Ankara Bürosu'ndan özetini temin etmek mümkün.)
Sayın okuyucularım, Dünya Bankası uzmanlarının Türkiye'de olan biteni gördükten sonra vardıkları sonuç şu: Türkiye ya selameti seçecek, ya felakete gidecek!
Hükümet dövizi kazığa bağladı. Döviz fiyatını dizginlemekte başarılı oldu. 2000 yılı bütçesinde, memur, emekli, işçi, çiftçi ile ilgili harcamaları dizginlemekte başarılı oldu.
Faiz düştü. İç borç faiz harcamalarını dizginlemekte başarılı oldu. İç talebin frenlenmesi sayesinde hedeflenen ölçüde olmasa bile beklenen ölçüde enflasyonu dizginlemekte başarılı oldu. 2000 yılı bütçesinde faiz dışı gelir fazlasında da hedef tutturulacak.
Bunlar çok iyi gelişmeler. "Selamet" habercisi iyilikler.
Amma ve lakin ekonomi sadece bunları yapmakla "selamet"e ulaşamaz.
Hükümet halka yaptıracağını yaptırıyor da, kendi yapacağını yapmıyor. Nedir hükümetin yapması gerekenler?
(I) Hükümet yapısal reformları yapmıyor. Geciktiriyor. (1) Hükümet kamu harcamalarını kısmak için bir şey yapmıyor. (2) Özelleştirme unutuldu. (3) Kamu bankalarının açıkları büyüyor. (4) TBMM gündemine alınması gereken yapısal reform tasarıları konusunda hiçbir hareket yok. (5) Kamu kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmetlerin fiyatları zamanında ayarlanamıyor. Petrol fiyatı zamanında ayarlanmıyor. Bunlar gelecekte büyük yük getirecek.
(II) 2001 yılı bütçe hazırlıkları gecikiyor.
2000 yılı bütçesindeki kararlılığın 2001 yılında da devam edeceği konusunda şüpheler belirdi. Ücret ve fiyat politikasında gevşeme eğilimi görülüyor.
İşte bu noktada hükümet bir seçim yapmak durumunda ve de zorunda:
(1) Hükümet geciken reform kararlarını hızlandıracak, özelleştirmenin önündeki tıkanıklıkları açacak, 2001 yılı bütçesini önceki yıl bütçesi gibi "sıkı" hazırlayacak, memurun, işçinin, emeklinin, çiftçinin gözyaşına bakmayacak. 2001 yılı bütçesi de 2000 yılı bütçesi gibi sıkı hazırlanacak. Ülke selamete çıkacak.
(2) Ya da hükümet yapay gündemlerle, magazin gündemlerle günü geçirecek. Başarısızlığı örtbas etmek için memura, işçiye, emekliye, çiftçiye ödün dağıtmaya başlayacak ve de felaket kapıda belirecek.
Sayın okuyucularıma felaket ile selametin ne olduğunu iki rakam ile anlatayım da yazıyı bitireyim. Hükümet "selamet" yolunda ilerler ise, önümüzdeki yıl enflasyon yüzde on çizgisine yaklaşıp, daha sonra onun da altına iner. Hükümet "felaket"i göze alır ise, gelecek yıl enflasyon yüzde 60'ın üzerine tırmanır, yüzde yüzlere doğru yol almaya başlar.
Seçim yüce hükümetimizindir.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr