Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yabancı bankaların Türkiye’deki şubeleri, halkın şaşkınlığını "istismar" ediyor. Halkın tasarruflarının Türk bankalarından yabancı bankaların şubelerine kaymasına ve hatta bu şubeler aracılığıyla yurtdışındaki şubelere aktarılmasına "gel - gel" yapıyor.
Türkiye’de 14 yabancı banka şubesi var. Bunlar Türk bankaları gibi Türk kanunlarına tabi. Türk bankalarının yaptığı bankacılık işlemlerinin aynını, aynı şartlarla yapmak için Türkiye’de bulunuyorlar. Türk lirası ve döviz mevduat hesabı açıyorlar.

Bizim para - banka mevzuatımız "liberal ve eşitçi" mevzuat. Yabancı bankaların şubeleri isteyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına hesap açabiliyor. Turgut Özal’ın getirdiği döviz serbestisinin uzantısı olarak, isteyenin Türk lirasını dövize çevirerek, mevduat hesabını döviz üzerinden işletebiliyor. Gene Özal kanunlarının verdiği serbestlik çerçevesinde isteyen müşterinin Türk lirasını veya dövizini, yurtdışında istediği yere gönderebiliyor. Yurtdışında bir yabancı bankada veya o bankanın kendi merkezinde veya bir başka şubesinde müşteri adına hesap açabiliyor.

Ancaaaaakkkkkk işin içinde bir püfff noktası var... Hani nasıl eskiden fazla faiz almak isteyenleri, vergiden kaçanları bazı "çapaçul bankalar", "Size off - shore’da hesap açalım. Daha fazla faiz alırsınız" diyerek "gel - gel" yapıyor idi ise, şimdi de "yabancı bankaların şubeleri", kriz paniğindeki Türk müşterilerine "Size yurtdışında hesap açalım. Daha güvenli olur" diyerek "gel - gel" yapıyor.
Türkiye’de bankacılık yapması için "lisansı" bulunan bir yabancı banka kapısına gelen Türk müşteriye, "Neden bu bankaya geldiniz? Neden bizde hesap açtırıyorsunuz?" diye sual eyleyemez. Gelen müşteri "Yurtdışındaki şubede hesap açtırmak istiyorum. Paramı Türk kanunlarının verdiği imkanlar çerçevesinde yurtdışına yollayınız" dediğinde, "Yollamıyorum" diyemez.
Amma velakin... Krizi fırsat bilerek yabancı banka şubeleri piyasaya hücum eder, "Türk bankalarına güvenmeyin. Gelin bizde hesap açın" der ise, kapıdan girenlere, "İsterseniz Türk liranızı bugünkü Tahtakale fiyatından dolara çevirin. Daha güvenli olur. Hatta ve hatta isterseniz o dolarları da yurtdışında adınıza açtıracağımız bir hesaba yollayalım. Rahat uyursunuz" der ise, ayıp eder.

Büyük Türk Büyükleri sabahtan akşama "Kamu bankaları battı, özel bankalar sallanıyor" diyerek beyanat veriyor. Büyük Türk Ekonomi Alimleri ve talk show’cuları "sabahtan akşama TV ekranlarında bankaların nasıl battığını halka anlata anlata bitiremiyor." Bu durumda üç kuruşu, beş kuruşu olan zavallı halk, birikimlerinin yok olacağı endişesiyle, ellerinde para torbası, sokaklarda şaşkın şaşkın dolanıyor. İşte halk sokaklarda şaşkın şaşkın dolanırken yabancı bankaların Türkiye şubeleri de boş durmayıp "gel - gel" diye müşteri avlıyor.
(Moral: Bizim başka vatanımız yok. Bu vatan da ayakta kalacak, bu vatanın bankaları da... Zaten vatan batmış, bankalar batmış ise her şeyin sonu gelmiştir. Sayın vatandaşlarım paniğe kapılıp, paracıklarınızı "sıfır faiz" ile yabancılara kaptırmayınız. Türkiye’deki bankalar hem Türk lirasına hem dövize enflasyonun üzerinde reel faizi ödüyor. Unutmayınız.)