Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Eldeki araçları kullanarak ekonomiyi dengede tutmak giderek zor hale geliyor. (1) Kamunun gelir giderini dengelemek zorundayız. Kamu harcamalarını kısmak, kamu gelirlerini artırmak zorundayız. Kamu harcamaları kısılacağı kadar kısıldı. Devlet yatırım yapmaz, iş yapmaz hale getirildi. Bundan sonra yapılacak, kamu gelirini artırmak. Kamu gelirini artırmak demek vergi toplamak demek.
Ama geliniz görünüz ki, vergi toplamak güçleşti.
(a) Ekonomi durgunluk içinde. Üretim yapılamıyor. Üretim yapılamayınca vergi gelirleri düşüyor.
(b) Yeni vergi koymanın, vergi oranlarını artırmanın imkanı yok. Tersine halk vergi affı, vergi indirimi bekliyor.
Bu durumda, kamuda sağlanmak istenen denge sağlanamaz ise, kamu açığı büyüyecek. Bundan önce krize, kamu açığı nedeni ile girmiştik. Yeniden krize gireceğiz.

Ucuz döviz korkutuyor
(2) Türk lirasının devamlı değer kaybetmesi, dolar fiyatının tırmanması hem güveni yok ediyor hem de enflasyonu körüklüyor. Enflasyonun kontrol altına alınması için döviz fiyatının düşmesi, Türk lirasının değer kazanması olumlu bir gelişme.
Ama geliniz görünüz ki, ucuz döviz, kısa sürede ithalatı azdırmasa da, kısa ve uzun sürede üretim yapısını bozuyor. İthal girdilerin ve ara mallarının ucuz hale gelmesi, yerli üretimi caydırıyor. Hedefimiz korumalı ve de ithal ikamesine dayalı sanayileşme değil ama, dünya pazarında rekabet edebilmesi için sanayiciye istikrarlı ve de gerçekçi bir kur politikası güvencesi vermek zorundayız.
Kur güvencesine sahip olmayan müteşebbisin döviz üreten fabrikalar kurması imkansız.
(3) Ekonomideki durgunluk ve küçülme nedeniyle gerçek ihtiyaç sahibi olan sanayici ve ithalatçı döviz satın almıyor. Döviz talebi Türk lirasından kaçan halktan geliyor. Açık anlatımıyla talep, "ekonomik" değil, "spekülatif" talep. Piyasaya çıkan dövizin ise iki kaynağı var: (a) Dış kredi. (b) Çözülen döviz tasarrufları. Bu iki kaynak da "geçici" ve "tükenecek" kaynaklar.
Önemli olan "devamlı döviz kaynağı" yaratmak. Bu ise "ihracat". Üretim olmadan, iç piyasa canlanmadan ihracat artışını sürdürmek imkansız. Böyle bir tabloda geçici döviz bolluğuna kanmamak, aldanmamak, güvenmemek önem taşıyor.

Rehavete kapılmamalı
(4) Faizi aşağıya çekmek, ekonomiyi harekete geçirmek, enflasyonu kontrol altına almak ve de kamunun faiz faturasını küçültmek bakımından önemli.
Ama faiz çok aşağıya çekildiğinde paranın gideceği yeri de düşünmek gerekir. Ekonomik durgunluk nedeniyle borsa önemini ve cazibesini kaybetti. Faizin aşırı düşmesi halinde, tasarrufların dövize kayması tehlikesi var.
Tasarruflar dövize kaymaya başlar ise sadece döviz fiyatı artmaz, döviz sorunu da ortaya çıkar.
Bunları "felaket tellallığı" veya durup dururken "moral bozmaya yönelik spekülasyonlar" olarak düşünmemek gerekir. Bunlar önümüzdeki günlerde karşılaşılabilecek ciddi "tehlikelerdir". Aşırı iyimserlik ile "rehavete kapılır" isek, tehlikeler gerçekleşir. Tehlikelerin bilincinde isek, hasardan kurtuluruz.