Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Nestle firması, Avrupa'da süt ineği yetiştirme deneyimi büyük firmalardan biridir. Rahmetli Turgut Özal, DPT Müsteşarı iken "süt hayvancılığını ıslah etmede önderlik yapması, örnek hayvancılık yapması için" Nestle'yi Türkiye'ye getirmeye çabaladı. Başaramadı.
Nestle daha sonraki yıllarda "süt" için Türkiye'ye geldi ama, "süt hayvancılığı" yapmak için değil, Türklerin sütünü işleyip tekrar Türklere satmak için geldi. Önce Tekfen'in yüzde yüz yerli sermayeli "Mis Süt"üne ortak oldu. Şimdi de Mis Süt'ün tamamına sahip oluyor.
Sütü bizim köylü üretecek. Nestle toplayacak. Kutuya doldurup içeride satacak.
Bugün üretici sütünü litresi 150 bin liradan satıyor. Bir litre süt, bir litre şişe suyundan daha ucuz.
Türkiye'de ne kadar süt üretildiği (maalesef) bilinmiyor.
Süt ile ilgili olarak kamu kesimince benimsenen rakamlara göre Türkiye'de 6 milyon sağmal inek var. İnek başına ortalama verim Batı ülkelerindeki ineklerin dörtte biri ölçüsünde 1.300 - 1.600 kilo. İki rakam birbirine çarpılıyor ve deniliyor ki Türkiye'de yılda 10 milyon ton süt üretiliyor.
Geliniz görünüz ki, resmi kayıtlara intikal eden, süt işleme sanayiinin toparlayabildiği süt 1.5 - 2.0 milyon ton dolayında...
O halde 8 milyon ton süt ne oluyor?
Resmi senaryoya göre anlatılan şu: "Her yüz kilo sütün 10 kilosu ile buzağı besleniyor. 25 kilosunu sütü üreten aile tüketiyor. 5 kilosu telef oluyor. Sütün 60 kilosu ticari işlem görüyor. Bunun da 40 kilosunu sokak sütçüleri ile kaçak mandıralar alıyor. Kalıyor kayıtlı, kuyutlu 20 kilo süt. Onu da süt işleme sanayii kullanıyor.
Konunun içinde olanlar bu rakamları "inandırıcı bulamıyor". Her 100 kilo sütün 40 kilosunun üretenin evinde kalması, sadece 60 kilosunun ticari işlem görmesi inandırıcı değil. Bakkala, markete giren koskoca süt sanayiinin kullandığı süt 20 kilo iken, sokak sütçüsü ile kaçak mandıranın 40 kilo sütü kullanması "normal kabul edilmiyor".
Bu noktadan geriye dönülür ise, Türkiye'de 6 milyon sağmal inek olmadığı, sağmal inek sayısının en fazla 3 milyona düştüğü, Türkiye'de yılda en fazla 5 milyon ton süt üretimi gerçekleştirilebildiği anlaşılıyor.
Bunu destekleyen bir başka gösterge de Ziraat Bankası'nın ödediği destekleme primine konu olan süt üretimi. Süt üreticisi müstahsil makbuzu karşılığı Ziraat Bankası'ndan kilo başına 5 bin lira teşvik primi tahsil ediyor. Bir yılda prim kapsamında işlem gören süt miktarı 1.8 milyon ton.
Süt üreticisi sütünü ya müstahsil makbuzu ile ya da fatura ile satıyor. Müstahsil makbuzu ile satan yüzde 2, fatura ile satan yüzde 8 KDV ödüyor. Müstahsil makbuzundan Bağ - Kur kesintisi, müstahsil kesintisi yapılıyor.
Ekmek ve bakliyatta KDV oranı yüzde 1 iken sütte yüzde 8 KDV var. Hayvancılık ve sütçülükten sorumlu olanlar, hükümetler, bakanlıklar, politikacılar, gerçek üstü 6 milyon sağmal inek ve 10 milyon ton süt üretimi rakamı ile "rehavet" içinde...
Türk köylüsü sütçülük yapmak istemiyor. Çünkü sütçülük karlı bir iş değil. Bu nedenle hayvancılıkla geçinen yaklaşık 150 bin aile başka uğraşı alanlarına yöneldi.
Türkiye'de hayvancılıkla geçinen ailelerin üçte ikisi Doğu Anadolu'da idi. Bölge terörden etkilendi. Meraların, dağların büyük kısmı hayvancılığa kapatıldı. İneklerimizin ırkı bozuk. Meramız yok. Fabrika yemi pahalı. Yem bitkisi yetiştiremiyoruz. Yemin esasını hububat oluşturuyor. Hububatta üreticiyi desteklemek için dünya fiyatının üzerinde destekleme fiyatı veriliyor. Hayvan besleyen, dünya fiyatının iki misline yem satın almak zorunda kalıyor.
Türkiye'de süt işleme sanayii hızla gelişiyor ama, süt üretimi geriye gidiyor. Yakında süt ithal etmek zorunda kalacağız.
(Son bir bilgi: Nestle'nin sahip olduğu Mis Süt tesisleri günde 500 ton süt işliyor. Değişik yabancı firmaların Türkiye'ye ithal ettikleri süt ürünlerinin günlük süt eşdeğeri 700 ton. Açık anlatımıyla Türkiye süt ürünlerinde dolaylı olarak süt ithalatına başladı bile...)



Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr