Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bakınız, okuyucum (ismini vermeyeceğim) neler yazmış: "Uzun yıllar ABDde bulundum. Oradaki ünlü bir firmanın, mokasen tipi bir deri ayakkabısı vardır. Çok rahattır. Yıllardır aynı kaliteyi ve fiyatı korur. Her mağazada perakende 99 dolara satılır. O ayakkabıyı giymeye alıştım. Şimdilerde Türkiyeye de ithal ediliyor. Mağazalarda satılıyor. Peşin 600 milyon liraya bir çift ayakkabı satın aldım. Arkadaşım ayağımda gördü. Özelliklerini anlattım. Fiyatını söyledim. Bir süre sonra baktım, onun da ayağında aynı ayakkabı... "Sana söylemeye utanıyorum. Ben bunu 300 milyon liraya aldım. Hem de kredi kartı ile 3 taksit yaptılar" dedi... Kafam karıştı. Bir şey söyleyemedim... 2 hafta falan sonra idi... Mağazanın önünden geçerken bir de ne göreyim. Aynı ayakkabı vitrinde. Kocaman da bir yazı. "Yüzde 70 tenzilat. Kredi kartına 5+2=7 taksit"... Şaşkınlığımı bir arkadaşıma anlatıyordum... O ise bana aynı ayakkabının İkitellideki bir "outlet mağazasında" (ünlü markaları ucuza satan mağazada) 150 milyon liraya satıldığını söyledi... Yapabileceğim bir şey olmadığını biliyorum ama, içimi boşaltmak için size yazıyorum... "Okuyucumun mektubu böyle idi...Daha yazın başında, haziran ayından itibaren yerli ve yabancı giyim eşyası satan ünlü mağazaların hepsi fiyatları bir çırpıda yarıya indirdi. Yüzde 50 tenzilatlı satışa ve de kredi kartı ile 3-5-7 taksit yapmaya başladı.Yeni Karamürsel Mağazalarından Saruhan Tan diyor ki, "Erken indirimler, yüzde 70lere varan indirimler tüketicinin güvenini sarsıyor. Perakende sektöründe başka ülkelerde yıllık satışların yüzde 70i normal fiyatla yapılır. Yüzde 30u indirimli dönemlerde gerçekleşir. Türkiyede ise işler tersine döndü. Toplam satışların yüzde 30u normal dönemde yapılabiliyor." Peşin 600 milyon lira ödeyerek satın aldığınız ayakkabının 2 hafta sonra 180 milyon liraya 7 taksitle satıldığını görürseniz ne yaparsınız? Hiçbir şey yapamasanız bile, kızmaz veya üzülmez misiniz? Saruhan Tan uyarıyor: "Tüketicinin kafasında önce fiyatları şişirip sonra tenzilatlı satış adı altında normale döndürüyorlar. Demek ki, kandırılma durumu var şeklinde bir kuşku yaratmaktan kaçınmak zorundayız" diyor. Boyner Grubundan Cem Boyner, "Son 2-2.5 yıllık dönemde müşteriyi çok şaşırttık. İndirimleri abarttık" diyor. Ve de ekliyor: "Normalde yaz ve kış biterken sezon sonu diye adlandırılan indirimler yapılırdı. Ancak son zamanlarda bir yıl içinde yapılan indirim sayısı 20ye - 30a ulaştı. Anneler Günü, Babalar Günü, Sevgililer Günü, Karne Günü, Kurban Bayramı, Ramazan Bayramı, Yılbaşı öncesi, Yılbaşı sonrası bahane edilerek boyuna indirim yapılıyor."Akmerkezde tanınmış bir yabancı giyim firmasının ürünlerini satan mağazanın yöneticisi şunları söylüyor: "Eskiden giyim eşyalarında marka öne çıkmamıştı. Tüketici tenzilatlı satışlarda kalitesiz ve elde kalan malın satıldığını düşünür, bu nedenle kaliteli mal arayışında olanlar, normal dönemlerde, normal fiyat ile mal satın alırdı. Şimdi markalı giyim eşyası satılıyor. Tüketici aynı malın aynı ürünün fiyat hareketini dikkatle izliyor. Marka aynı. Ürün aynı. Normal dönemde 100 liraya satılıyor. Kısa süre sonra 50 liraya hatta 30 liraya satın alma şansı ortaya çıkıyor. O malı 100 liraya alan kandırıldığını, enayi durumuna düştüğünü düşünüyor. Ama 30 liraya satın alan da mutlu olamıyor. İçinde devamlı bir şüphe taşıyor." Acaba fiyat 30 liranın da altına düşer mi idi? Acaba ben de mi pahalı aldım?" Velhasıl işin cıvığı çıktı..." Eskiden normal fiyatın altındaki malları işportacılar, ayak satıcıları, "Batan firmanın malları bunlar!" diyerek satardı... Mallarını yüzde 70 tenzilat ve de 7 taksitle satan firmalar batmıyor. Ayakta... O zaman bu alışverişte acaba kim ne kazanıyor, kim ne kaybediyor? Bu alışverişin hesabı nedir? Kazığı kim yiyor?(Piyasanın "baba"larına soracağım. Öğrenebilirsem yazacağım...) guras@milliyet.com.tr Tüketici kandırıldığını düşünüyor