Mustafa Sönmez, 2000 yılının ilk 6 aylık milli gelir rakamını, DİE'nin 1999 yılı milli gelir hesabındaki "gelir dağılımı kalıbı"nı kullanarak gruplandırdı. Böylece gelir dağılımındaki çarpıklığı günümüz rakamları ile kamuoyunun bilgisine sundu.
1999 yılında ilk 6 aylık milli gelir rakamı cari döviz kuru ile 78 milyar dolardı. Yıl sonunda 12 aylık milli gelir rakamı 188 milyar dolar olarak gerçekleşti. Demek ki yılın ilk 6 ayındaki milli gelir rakamı, yıl sonu rakamının yüzde 41'ini ifade etmişti.
2000 yılının ilk 6 aylık milli gelir rakamı, 83.5 milyar dolardır. Geçen yıla benzer yapıda bir gelir durumunda yıl sonunda, 12 aylık milli gelir rakamının 203 milyar dolara ulaşması beklenebilir.
Mustafa Sönmez'in metodu ile ve yıllık 203 milyar dolarlık geliri esas alarak 2000 yılı için benim hazırladığım dağılım tablosunu yazının altında bulacaksınız. Bu tabloda en zengin yüzde 1'lik nüfusun aylık gelirinin 3.527 dolar, yıllık gelirinin 42.325 dolar olduğu görülüyor. En gariban kesimi oluşturan nüfusun yüzde 31'lik bölümünün ise aylık gelirinin 93 dolar ile 29 dolar arasında kaldığı, yıllık gelirinin 1.120 dolar ile 345 dolar arasında dolandığı görülüyor.
Mustafa Sönmez'in çalışması gelir dağılımındaki çarpıklığı tekrar gündeme getirdi. Bu tartışmalarda unutulmaması gereken noktaları sıralamakta yarar görüyorum.
(1) Biz 2000 yılında gelir dağılımını hala, 1993 yılında yapılmış neticesi 1994 yılında açıklanmış gelir dağılımı araştırmasındaki kalıpları kullanarak yapıyoruz. 1993 yılından bu yana gelir dağılımının iyiye mi - kötüye mi gittiğini ortaya koyan çalışma yok. Mustafa Sönmez de, çalışmasını yedi yıl önceki dağılım tablosuna dayandırmak zorunda kaldı.
(2) Çok ilginçtir ki, biz dağılımı tartışıyoruz da, kişi başı gelirin yıllardır artmamasını dert edinmiyoruz. 1993 yılında Türkiye'de kişi başı gelir 3.033 dolardı. Bu yıl en iyi tahmin ile 3.000 dolar dolayında bir rakama ulaşacağız.
Kıbrıs Rum kesiminde kişi başı gelir 12 bin doları aştı.
(3) Gelir dağılımı ancak ve ancak, milli gelir artışı ile düzelir. Milli gelir artışı üretim artışı ile mümkün olur. Üretimini, gelirini artıramayan Türkiye'de milli gelir dağılımının bozulması doğaldır.
(4) Enflasyon milli gelir dağılımını rezil eder. 15 yıldır Türkiye yüzde yetmiş enflasyon ile yaşıyor. Yedi yıldır milli gelirini 3 bin doların üzerine çıkaramıyor. Böyle bir ülkede gelir dağılımının rezil olmasından doğal bir şey olamaz.
(5) Vergi sistemi ile gelir dağılımını bozmak mümkündür. Düzeltmek imkansızdır.
(6) Milli gelirini yedi yıldır 3 bin doların üzerine çıkaramamış bir ülkede gelir dağılımı ancak ve ancak zenginden alıp, fakire dağıtmakla, yatırımı ve üretimi durdurup, mevcudu paylaşmakla mümkün olabilir. Bu ise "yağma" sistemidir.
(7) Bizde "zengin"den alıp "fakir"e verilecek "gelir" de yoktur. Çünkü bizim en zenginimiz de fakirdir. Türkiye'de toplam nüfusun yüzde 5'ini oluşturan zenginlerin yıllık geliri 5.945 dolar ile 11.645 dolar arasındadır. Halbuki tüm nüfus dikkate alındığında kişi başına ortalama yıllık gelir Yunanistan'da 12 bin dolar, İtalya'da 20 bin dolar, Fransa'da 24 bin dolardır.
(8) Gelir dağılımının bozukluğundan yakınmak, sabahtan akşama ağlaşmak, dövünmek işe yaramaz. Gelir dağılımının bozukluğuna üzülenlerin yapacakları şey, üretimi artırmaktır. Ülkenin hızla kalkınmasını sağlamaktır.
Bunları bilelim de doğru şeyleri tartışalım.
Açıklama: Mustafa Sönmez'in dağılım kalıbına dayalı olarak 2000 yılı için 203 milyar dolar milli gelir hesabı ile düzenlenmiş bir tablodur.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr