Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Bütün dünyada İtalyan zeytinyağı ünlü... İtalya kendi yağını değil, Türkiye'den aldığı yağı, başka ülkelerden aldığı yağı kutulayarak satma başarısı gösteren bir ülke.
İtalya yılda 400 bin ton dolayında yağ üretiyor. İtalyanlar zeytinyağına meraklı olduklarından üretim yetmiyor. İtalya her yıl 400 bin ton da zeytinyağı ithal ediyor. İthalatın yarısını içeride tüketiyor, yarısını kutulayıp satıyor. Bu işten de para kazanıyor. Nasıl mı?
Roma Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği'nin rakamlarına göre İtalya, 1998 yılında Türkiye'den litresi 1.50 dolara yağı ithal etti. Yunanistan'dan 2.00 dolara yağ aldı. Sonra bu yağları kutulayarak ortalama 2.80 dolardan ihraç etti.
Zeytinyağında ya bizim gibi dökme yağı, gemilerin sarnıcına doldurup satmak var ya da kutulayıp, isimleyip satmak var.
Ege İhracatçı Birlikleri Başkanı Şevket Aksoy diyor ki; dökme zeytinyağının tonunu 1.900 dolara ihraç ediyoruz. Tenekelersek tonu 2.500 dolar. Şişelendikten sonra üzerine Lio markası koyarsak 5.000 dolar. Avrupa'da ve ABD'de tanınan "Bertolli" markasının tonu ise 10.000 dolara satılıyor. İşte aynı yağda "katma değeri" artırarak, hem üreticiye, hem sanayiciye ve hem de ülkeye para kazandırmanın yolu bu.
Ama ne yaparsınız ki; biz zeytinyağı ihracatının yüzde 82'sini gemilerin içine su gibi doldurarak yapıyoruz. Yüzde 13'ünü varille dışarıya satıyoruz. Yüzde beşini şişeleyip, kutulayabiliyoruz.
Türkiye'nin bugüne kadar gerçekleştirdiği en büyük ihracat 1998 - 1999 ürün döneminde oldu. 106 bin ton zeytinyağı satıldı. 175 milyon dolar gelir sağlandı. Önceki yılların ihracatı 40 - 50 bin ton, ihracat geliri de 70 - 100 milyon dolar dolayında.
Yunanistan'da kişi başı zeytinyağı tüketimi yılda 21 kg., İtalya'da 11 kg., İspanya'da 10 kg., Türkiye'de ise 1 kg. Türkiye'de zeytinyağı tüketiminin kısa sürede artması imkansız. (1) İç bölgelerde yaşayanlar zeytinyağı tadına yabancı, (2) Markette 2 kg.'lık kutuda zeytinyağı 7.5 milyon lira, ayçiçek yağı 1.7 milyon lira.
Türkiye'de kişi başı yağ tüketimi yılda 15 kg. Bunun 8 kg.'ı katı yağ (margarin ve tereyağı) 6 kg.'ı ayçiçek - mısır - pamuk yağı, 1 kg.'ı zeytinyağı.
Demek ki; yılda 60 bin tonu aşan ürünleri mutlaka ihraç etmemiz lazım.
İhraç edelim de kim ihraç edecek? Zeytin ve zeytinyağı ülkesi Türkiye'de güçlü zeytinyağı firmaları yaşayamıyor. Güçlü zeytinyağı firması yaşayamayınca, bir yanda üretici malını satacak firma bulamıyor, öte yanda zeytinyağını pazarlamak için önemli yatırım yapacak, pazara para akıtacak Türk firmaları ortaya çıkamıyor. Bakınız yakın zamanlarda piyasadan çekilen firmalara... Bir zamanların "efsane isimleri" zeytinyağı işi yapıyordu. Şimdi yoklar: Madralar, Komililer, Eminzadeler, Sönmez (bir zamanlar kral idi), Evliyazadeler. Cömertler, Sabuncugiller, Kademoğlu, Katiboğlu, Kar, Kırlangıç, Zarplılar... Bunlar zeytinyağı işinde ihtisaslaşmış gruplardı. Şimdi kim var derseniz, Lio var, Başer var, Bilginoğlu var, Unilever var, Kristal var. İşte o kadar.
Zeytinyağı ihracatında pazar bulmak, pazarı korumak, pazarda güven yaratmak çok önemli. Biz bu konuda "özürlüyüz". Zeytinde bir yıl var, öbür yıl yok yılı olduğundan, bir yıl pazara çıkıyoruz, öbür yıl pazardan çekiliyoruz. İhracat yapacak güçlü firmalarımız yok.
Pazarda tutunabilmek hele hele marka ile tutunabilmek için devamlılık ve güven gerekiyor. Devamlılık ihracata dönük ciddi firmaların "zeytinin yok yılında", dışarıdan ithalat yapmalarını zorunlu kılıyor. İtalya örneğindeki gibi, dışarıdan alıp, şişeleyip satmak zorunluluğu ortaya çıkıyor. Bizde ise bu yanlış anlaşılabiliyor.


Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr