Bankalar mevduat olarak topladıkları TL veya dövizin tamamını kasalarında tutamaz, tamamını kullanamazlar. Bugüne kadar topladıkları her 100 Türk Lirası’nın 5 TL’sini, topladıkları her 100 doların 10 dolarını Merkez Bankası’na yatırmak zorundaydılar.
Bankaların topladıkları mevduattan Merkez Bankası’na yatırmak zorunda oldukları para miktarına “Zorunlu Karşılık Oranı/Kanuni Karşılık Oranı” deniliyor. Kanuni karşılık yüksek olursa, bankaların mevduat olarak topladıkları Türk Lirası ile dövizden daha azı kasalarında kalır. Bu durumda (1) Bankaların topladıkları mevduatın maliyeti yükselir. (2) Bankaların kredi olarak kullandırabilecekleri paranın miktarı azalır. Böylece Merkez Bankası piyasadan Türk Lirası ve döviz çekmiş olur.
Normale döndük mü?
Normal olarak Merkez Bankası “Zorunlu Karşılık” oranlarını ekonominin ısındığı dönemde yükseltir. Ekonomiyi ısıtacak para miktarını azaltır. Yatırımların, üretimin, tüketimin yavaşladığı, piyasanın durgunluğa girdiği dönemlerde ise Merkez Bankası Zorunlu Karşılık oranlarını düşürerek, piyasaya TL ve döviz çıkmasını sağlar. Krizde Merkez Bankası Zorunlu Karşılık oranlarını düşürmüştü.
Dün ise “Artık kriz bitti” diyerek,
(1) TL kanuni karşılık oranlarını yüzde 5’ten yüzde 5.5’e yükseltti. Bunun anlamı şu: Bankaların kasasından Merkez Bankası’na 2.1 milyar TL aktarılacak. Merkez Bankası eskiden Türk Lirası Kanuni Karşılık’lara yüzde 5.20 faiz ödüyordu. Bundan sonra Türk Lirası ve döviz kanuni karşılıklara faiz ödenmeyecek. Açık anlatım ile, bankalar faiz ödeyerek topladıkları paranın önemli bölümünü Merkez Bankası’na faizsiz olarak devredecek.
(2) Döviz mevduatında kanuni karşılık oranı yüzde 10.0’dan yüzde 11.0’a yükseltildi. Bunun sonucu olarak bankalar, Merkez Bankası’ndaki hesaplarına 1.5 milyar dolar daha döviz yatıracak.
Kanuni Karşılık oranlarının yükseltilmesi ekonomiyi nasıl etkileyecek?
- Bankaların maliyetleri arttığından bankalar maliyet artışını kredi kullananlara yansıtmak zorunda kalacak.
- Bankalar Türk Lirası ve döviz mevduat faizlerini az miktarda da olsa yükseltecek.
- Faiz artışından Hazine de nasibini alacak. Bono faizleri de yükselecek.
Eleştiren ve akıl veren çok
Bu kararlar krizden çıkış stratejisinin bir parçasıdır. İyi de krizden çıkarken Türkiye’de yatırım ve üretim, istenen ölçüde arttı mı? Talep beklenen ölçüde canlandı, istihdam sorunu ortadan kalktı mı? Ekonomi istenenin üzerinde canlandığı için mi bankaların TL ve döviz imkânlarının kısılmasına karar verildi?
Yoksa Merkez Bankası, ihracatçılardan ve de Hükümet’ten gelen eleştiriler nedeniyle mi böyle bir karar almaya zorlandı?
Uzun süredir ihracatçılar ve Hükümet’in bazı üyeleri Merkez Bankası’nın piyasadan ve bankalardan döviz toplayarak döviz fiyatını yükseltebileceğini ileri sürüyor. Çok kişi de bankaların kârlılıklarından rahatsız oluyor. Bu eleştirilerin Merkez Bankası’nın TL ve döviz karşılıklarını artırma kararını etkilemiş olması olasıdır. Ancak görülecektir ki MB daha fazla döviz satın alsa da, döviz karşılıklarını yükseltse de döviz fiyatı yükselmeyecektir. TL karşılık oranlarının artırılması sonucu bankaların kârlılıkları azalmayacaktır.