Bu kafayla barış olmaz!

6 Haziran 2019

Jared Kushner! Artık tanıyorsunuz. Trump’ın vergi kaçakçılığı ve tanıklara baskı yapmak gibi 14 ayrı yüz kızartıcı suçtan iki yıl hapis yatan ortağının oğlu. 2005 yılında Trump’ın kızına evlenme teklif ediyor; 2006 yılında Observer gazetesini satın alıyor. 2000 yılında yaptığı başarısız başkanlık kampanyasından sonra bu fikri tamamen unutan Trump’ı yeniden aday olmaya o ikna ediyor. Rakiplerine ve Demokrat Parti adayına atılacak çamurları derlemek üzere, İngiltere ve Rusya’da çeşitli firmalar ve kişilerle görüşmeler yapıyor. (Bu görüşmelerin karanlık yüzü aydınlatılamadığı için FBI daha sonra kendisine Beyaz Saray’a girip çıkma belgesi vermeyi reddedecek ve bu izin ancak Başkan Trump’ın emri ile alınabilecektir.)

Trump’ın başkan olacağına ilk baştan beri inanan tek kişi; Indiana eyaleti valisi Mike Pence başkan yardımcısı olarak bulan kişi. Dahası, Michael Wolff ve Bob Woodward’ın kitaplarına göre bütün danışmanları ve bakan adaylarını belirleyen kişi.

Jared Kushner. Son rolü kayınpederinin Orta Doğu başdanışmanı ve “Asrın Anlaşması” denilen Orta Doğu Barış Planı’nın mimarlığı. Plan güya Filistin Sorununu çözmeyi amaçlıyor ama adında bile “Filistin” kelimesi geçmiyor. Planda tümü

Yazının Devamı

Kral! Gözümüz sende!

3 Haziran 2019

Ramazan’da şeytanların eli kolu bağlanır denir ya! O hesap, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman işe karıştırılmadığı zaman, ne kadar yaşlı ve hasta olursa olsun, Kral Salman bin Abdülaziz doğru kararlar verebiliyor. Örnek: Katar Emiri Muhammed bin Sani’nin Mekke Konferansı’na bizzat Kral Salman tarafından davet edilmesi ve Kral’ın bu konferansta yaptığı konuşma.

Suudi Arabistan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dönem başkanlığını Türkiye’den devir aldı. Suudilerin ve bütün üyelerin bilmesi gereken, İİT’nin Türkiye’nin başkanlığından sonra aynı kurum olmadığıdır. Türkiye, ABD’nin işgal altındaki Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve elçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e nakletme kararına karşı, İİT’yi tarihinde hiç görülmemiş bir hızla topladı ve oy birliği ile protesto kararı alınmasını sağladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konferansta yaptığı konuşma, örgüt tarihinde bir liderin uluslararası bir konuda aldığı en kesin tavrı, en keskin eleştiriyi, en kararlı tutumu dile getiriyordu.

Hakkı, ait olduğu yere teslim etmek gerekirse, Kral Salman da Mayıs’ın son günü yaptığı kapanış konuşmasında, Erdoğan’a benzer bir kararlılık sergiledi. Oysa, batı gazetelerinin o tarihteki

Yazının Devamı

Halkıyla mücadele halinde bir ordu

30 Mayıs 2019

27 Mayıs 1960’ın 59’uncu yıl dönümünü geride bıraktığımız bu hafta, başka bir ordu, kendi halkının iradesiyle mücadele halinde. Sudan’dan söz ediyoruz. Ülkeyi 1989’da askeri darbeyle ele geçiren eski general Ömer El Beşir, 1960’larda yazılan siyaset bilimi kitaplarındaki “müşfik diktatör” tipinin son örneğiydi. Ama biz, 1960’ın lideri Org. Cemal Gürsel’den, 1970’in lideri Memduh Tağmaç’tan ve nihayet 1980’in lideri Kenan Evren’den biliyoruz ki “müşfik” ve “dikta” kavramları yan yana gelemez. Diktatörlükler, özellikle askeri diktalar daima kan dökerler, can alırlar.

Ömer el Beşir, ülkesi için hayırlı işler yaptı ama artık darbe geleneğinin bitmesini sağlayacak çok partili demokrasi tesis etmek yerine, işbaşında bulunduğu 30 yıldaki işleri kendi başarısına bağlıyor ve “Bu işi en iyi ben biliyorum” kibrine saplanmış bulunuyordu. Nitekim sokağın sesini duymadı.

Ne yazık ki Sudan halkı talebini ve protestosunu belirtebilecek bir siyasal olgunluğa erişmiş olduğu halde, Sudan Silahlı Kuvvetleri geleneğinden şaşmadı ve bir darbeyle yönetime el koydu. Sudan halkı bu işi sevmedi ve bir eski generalin gidip, yerini bir başka eski generalin alması modeline karşı çıktı. İki aydan beri, ana

Yazının Devamı

S-400’ler F-35’in piyasa değerini düşürür mü?

27 Mayıs 2019

S-400 ve F-35 savunma konulu ticaret ve yatırım meselesinden trajediye dönüştü. Bunun başlıca sebebi de ABD’nin para kazanma hırsı.

Türkiye’nin PATRIOT değil de S-400 almasının sebebi, verilecek nerede ise 3 milyar doların karşılığında kullanılıp atılacak bir roket sistemi değil, ama bir roket sistemi imal edebilme teknolojisi ve becerisi elde etmekti. Ruslar bunu sağlamaya söz verdiler. Amerikan Raytheon şirketi ABD Savunma Bakanlığı’nın tedarikçi firması olarak buna yanaşmadı. Hala yanaşmıyor. O kadar ki, Ruslar S-400’lere girilecek bilgilerin tamamen Türkiye’nin kontrolünde kalmasını garanti ederken, Raytheon ve ABD savunma bakanlığı buna bile yanaşmıyor. Bir başka deyişle S-400’ün bilgisayarında olacak hiçbir şey Moskova’nın eline geçemezken PATRIOT’lara girdiğiniz her şey, ABD savunma bakanlığının bilgisayar ekranında görülecek. Teknoloji paylaşımı anlaşması olmadığı sürece bu, ABD istemezse herhangi bir PATRIOT füzesi, herhangi bir hedefe ateşlenemez anlamına geliyor.

Diyeceksiniz ki, “ABD müttefikimiz değil mi? Bizim düşman saydığımız tehdidi ABD de düşman sayacaktır!”

Ya evet, öyle! Eğer müttefiksek, ABD kendi vatandaşı bir din adamını, normal süreci işleyen bir mahkemeye

Yazının Devamı

İran’a resmen son vermek

23 Mayıs 2019

Rahmetli Fahir Armaoğlu hocamız hayatta olsaydı, Trump’ın “İran’a resmen son vereceğini” ifade ettiği Twitter mesajını görseydi, acaba ne derdi? Derslerinde ve yazılarında “Osmanlı’nın devlet olarak hukukunun sona ermediğini” söyleyen Armaoğlu gibi, öğrencisi Prof. Oral Sander de Almanya’nın Avusturya’yı ilhakını (Anschluss) anlatırken, Alman işgaline, devlet dairelerinin işlevlerinin Alman makamlarına devrine rağmen Avusturya’nın asla “bitmediğini” belirtirdi.

Trump’ın söylemi, insanın ancak “Tut kelin perçeminden!” diye karşılayacağı bir ciddiyette. Basra Körfezi’nde bir Suud gemisine İran’ın yaptığı sabotaj ve Bağdat’taki ABD elçiliğinin yakınına bir İran füzesi atıldığı açıklamaları kadar ciddi. Hatta ABD başkanı Bush’un ve İngiltere başbakanı Tony Blair’in 2002 ve 2003’te yemin billah Saddam’ın Irak’ta kitlesel imha silahları bulundurduğu iddiası kadar ciddi.

İş, Ortadoğu ile ilişkilerine geldiğinde ABD’nin uluslararası itibarına birden koyu bir “İsrail korumacılığı” gölgesi düşüyor. ABD bunu açık ve seçik yapsa ve mesela “Musevilerin yüzde 41’i ABD’de oturuyor. Bizim İsrail’i korumakta iç siyaset açısından yükümlülüğümüz vardır. Bu sebeple, Ortadoğu’da attığımız her adım bu

Yazının Devamı

Rusya ile sınanmak

20 Mayıs 2019

Hafta içinde SETA’nın iki değerli araştırmacısı Doç Dr. Kılıç Buğra Kanat ve Dr. Kadir Üstün ile İbn Haldun Üniversitesi’nde (İHÜ) ABD ile ilişkilerin S-400 ve F-35 krizlerinden sonra içine girdiği kritik dönemeci tartışma imkânımız oldu. Kılıç ve Üstün’ün verdiği güncel bilgiler ve analizlerden çıkartılacak sonuçların başında, ikili ilişkilerin Irak’ın Kuveyt işgalinden bu yana içine girip-çıktığı belki de 10’a yakın krizi atlattığı gibi, S400/F-35 anlaşmazlığını da çok fazla şey kırılıp dökülmeden atlatacağı var.

Her iki uzman gibi, beni de kaygılandıran sadece denklemde iki inatçı bilinmezin Trump ve ulusal güvenlik danışmanı John Bolton’ın varlığıdır. Trump’ın tecrübesizliği ile dakikası dakikasına uymayan kararsızlığı-değişkenliği onu uluslararası ilişkilerde güvenilmez kılıyor. Bolton’dan kaynaklanan sorun ise, dünyayı kana ve ateşe boğacak ve sonunda Mesih’in belirmesini sağlayacak nihai savaş (Armagedon/Mahşer) için azimli ve kararlı görünmesidir. Bu şahıs bu görevde durdukça ne Trump ne de insanlık rahat yüzü göreceğe benziyor.

İHÜ’deki toplantıda ben, Türkiye’nin, çıkartılmadıkça ne NATO üyeliğinden ne de AB ile tam ortaklık müzakerelerinden çekilmesinin beklenmemesi;

Yazının Devamı

Suriye’de barış: Hemen şimdi

16 Mayıs 2019

ABD dışişleri bakanı Mike Pompeo’dan bu hafta iki önemli açıklama geldi. Bakan önce “ABD, Suriye’deki son İran çizmesi de çekilip gidinceye kadar müttefiklerimizle ortak çabamızı sürdüreceğiz,” dedi. Sonra da elinde kabarık bir çanta ile Soçi’ye giderek, Rus meslektaşı Sergey Lavrov ile görüştü ve görüşmenin açılışında Rus tarafına, “Sizinle iş birliği yapmamızın zamanı geldi,” dedi.

Bu açıklamaları tamamlayan bir diğer demeç ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan, Lavrov-Pompei görüşmesiyle eşzamanlı olarak Suriye muhalefet heyeti başkanı Nasr Hariri ile yaptığı görüşmeden sonra geldi. Çavuşoğlu, yeni Suriye Anayasasını yazacak komitenin hemen hemen belirlendiğini söyledi.

Bu komite, Astana ve Cenevre süreçlerinin birleştirileceği konferansta çalışmaya başlayacak. Komisyonun nihai şekli konusunda ABD ve AB de söz sahibi. Ama unutmayalım, Almanya ve Fransa, kuyruklarına İtalya’yı da takarak, henüz ortada fol yok-yumurta yokken, bir tek heyet üyesi belirlenmemişken, ABD’ye mektup yollayarak Rusya, İran ve Türkiye’nin belirleyeceği bir heyeti ret edeceklerini bildirmişlerdi.

İran, Suriye’de veya Körfez’de İsrail veya ABD hedeflerine karşı ne sürdürebileceği ne de yarar sağlayacağı

Yazının Devamı

Yeni Filistin

13 Mayıs 2019

İsrail Dışişleri Bakanlığı, güya kendisine sızdırılan bir belgeyi, bazı İsrail yayın organları ile paylaşmış. Bu, Trump’ın, Jared Kushner ile, diplomatik deneyimi olmadığı halde uluslararası müzakereler baş danışmanı olarak atadığı Jason Greenblatt ’a hazırlattığı İsrail-Filistin anlaşmasının taslağı idi.

Bu yöntemi hemen her siyasetçi kullanır. Kendinize biraz geri adım atabilecek pay bıraktığınız bir “taslağı” el altından medyaya sızdırırsınız; gelebilecek tepkileri ölçersiniz. Daha sonra asıl teklifinizde bu tepkileri önemli ölçüde karşılamış olursunuz. Belli ki Trump Yönetimi de bu yolla suları test ediyor.

Bu, bu metnin ilk sızdırılışı değil. Daha önce de Mısır’ın yeni Filistin devletine toprak kiralaması, bu topraklarda BAE, Suudi Arabistan ve arzu eden diğer ülkelerin liman ve fabrikalar kurması, buralarda Filistinlileri çalıştırması, zengin olacak Filistinlilerin terörden vaz geçeceği… ve saire şeklinde açıklamalar olmuştu.

Böyle bir planın işlemesi için tabii önceden önemli üç Arap tarlasının, Suudi Arabistan’ın, BAE’nin ve Mısır’ın sürülmesi şarttı ve ABD aynen bunu yaptı: Muhammed bin Salman, Muhammed bin Zayed ve Abdül Fettah el Sisi, bu ülkelerin başına atandılar ve

Yazının Devamı