Pişmiş tavuğun başına gelmez denir ya; çoğumuzun Hatay diye tanımladığı, İzmir’in kesintisiz en uzun güzergahlarından olan İnönü Caddesi’nde yaşayanların, işyeri sahiplerinin ve bu yolu zorunlu olarak kullananların, yıllardır çekmediği sıkıntı, yaşamadığı aksilik kalmadı.
Resmen “Bahtsız Bedevi(!)” gibiler...
Önce metro...
Yollar kapatıldı, trafik sokaklara verildi.
Kazı yapıldı, duvar gibi setler çekildi, insanlar yürüyemez, dükkanlarını açamaz hale geldi. Bu caddeyi konut olarak kullananlar, evlerine girip çıkamamaktan dert yandı.
Kısacası herkesin “anasından emdiği süt burnundan geldi...”
* * *
Önce Bayındır İnşaat, ardından Bozoğlu ve şimdi de üç ayrı firma; tam 6 yıldır Üçyol-Üçkuyular metrosunu tamamlamaya çalışıyor.
İnşallah ve de bir aksilik olmazsa; Hatay Metrosu, 2012’nin Eylül-Ekim ayları gibi tamamlanıp hizmete açılacak.
Hatay’daki “Bahtsız Bedevi” yakıştırması bu kadarla kalsa iyi...
Büyükşehir, burada çekilen sıkıntıları biraz olsun gidermek için İnönü Caddesi’ni, kaldırımından başlayıp orta refüj dahil tümüyle yenilemek için bir ihale yaptı.
Az-buz değil, 20 milyon liranın üzerinde.
Üstelik de ihaleyi İzmir’in çok tanınmış bir müteahhiti kazandı.
İşe başlandı, 6 Ocak’ta; yani bir hafta önce çalışmalar tamamlanacaktı.
Ama olmadı.
Ve Aziz Kocaoğlu, suç kendisinde olmasa da, dolaylı biçimde Hatay’da yaşayanlara karşı verdiği sözü bir kez tutamadı.
* * *
Peki ne oldu?
Başkan olaya el koydu.
Emir verdi ve yüklenici firmaya yasadan kaynaklanan hak olan 90 günlük ek süre tanındı.
İşin daha vahim tarafı; yapılan incelemede granit döşeme kaldırımların gelişigüzel yapıldığı tespit edildi.
Şirketin hak edişlerinin ödenmesi durduruldu, Kocaoğlu; “Böyle yamru-yumru kaldırım olmaz, sökün, yeniden yapın” talimatıyla iş daha da içinden çıkılmaz hale dönüştü.
Şimdi hepimiz Hatay Caddesi’ndeki kaldırımların akibetini merakla bekliyoruz.
Müteahhit, yasal sürenin dolacağı 4 Nisan’a kadar ya işi bitirecek.
Ya da Büyükşehir ihaleyi iptal edecek.
İkisi de sıkıntı...
Hele ihalenin iptali çok ama çok daha büyük sıkıntı...
Süre en az bir yıl daha atacak...
Oysa Hatay’da yaşayanların ne böyle bir gecikmeye dayanacak ne de böyle bir olasılığı hoşgörüyle karşılayacak güçleri var.
Kısacası kızılca kıyamet kopacak...
