Güzeldi.Çünkü, Türk siyasal yaşamında gerçekten yeni bir dönemin aralandığına işaret ediyordu.Abartılı bir değerlendirme mi?Sanmıyorum.Tabii ilerisini görmek lazım. Daha isabetli teşhisler için doğru olan uygulamayı beklemek...Ama şurası açık:İki lider, bu ülkenin geleceği için alkışlanmaya değer bir başlangıç ve Avrupa Birliğine ilişkin çok önemli bir ortak çıkış yaptılar.Biri iktidar, öteki muhalefet koltuğuna oturmaya hazırlanan iki liderin, seçimin ertesi günü kamuoyu önüne birlikte çıkarak, "Türkiye için iyi olan, iktidar ve muhalefet için de iyidir, partilerimiz için de iyidir" demeleri, siyasal tarihimizde hiç kuşkusuz yeni bir sayfadır.Baykalın, "Bugün ülkemizin ihtiyaç duyduğu, yeni ve yapıcı bir muhalefet anlayışıdır. Muhalefetle iktidar arasında uygar ilişkilerdir. Türkiyeye birlikte sahip çıkmalıyız. Eskinin muhalefet anlayışı artık geçmişte kalmalıdır" demesi, hem Türk siyasetinin kısır alışkanlıkları, hem de CHP lideri açısından olumlu bir değişimdir.Küçümsenmesin.Tayyip Erdoğanla Baykalın ortak çıkışı, bu ülkede iktidar - muhalefet ilişkilerine bin yıldır damgasını vurmuş olan siyah - beyaz anlayıştan ya da oğlan çocuklarının duvar dibi ıslatırken oynadıkları yarışa benzer zihniyetten Türkiyeyi kurtarabilecek bir gelişmedir.İşte bu yüzden heyecan verici.Seçimden muhalefet göreviyle çıkan bir partinin lideri, seçimi açık ara kazanmış iktidar partisinin kapısını çalıyor tebrik için. Sonra, iktidar partisi lideriyle birlikte medyanın önüne çıkıp şunları söylüyor: "Dünyanın gözü üzerimizde. Yeni siyaset düzeni nasıl gelişecek diye herkes merak içinde. Türkiye güç bir dönemden geçiyor. İyi niyetli, yapıcı bir muhalefet anlayışıyla yola çıkıyoruz. Türkiyenin sorunlarının, sıkıntılarının listesini artırmamak lazım. Türkiyeye birlikte sahip çıkmalıyız. Demokrasinin ve Anayasamızın temel ilkeleri çerçevesinde iktidarla her türlü işbirliğine hazırız."Muhalefet lideri Baykal bununla da yetinmiyor, somut bir adım atıyor Avrupa Birliği konusunda:"Türkiyenin ABden müzakere tarihi alması hakkıdır. Elbette yapılması gerekenler var. Ancak bu takvimin artık herhangi bir önkoşulu olamaz. Müzakere tarihiyle ilgili olarak iktidar partisiyle ortak bir yaklaşım içindeyiz. Yakında Avrupa sosyal demokrat partilerinin Varşovadaki toplantısına gidiyorum. Burada Türkiyenin müzakere tarihiyle ilgili hakkını savunacağım. AB her şeyden önce bir Türkiye meselesidir."İktidar lideri de cevaben diyor ki:"Avrupa Birliği konusunda muhalefetle ortak adımlar atacağız. Çok az vaktimiz kaldı. AB, müzakere tarihi vermelidir. Sağlıklı, yöneten bir demokrasiye ülkemizin büyük ihtiyacı var. Denetim mekanizmaları yeterli olmadığı için yönetim krizi çıktı yakın geçmişte. Muhalefetle iktidar arasındaki dayanışma ve yardımlaşmayla sıçrama yapacak Türkiye..."Daha ne olsun!Geçmişte neler yaşadık?Birinin ak dediğine diğerinin kara dediği siyaset anlayışından çok çektik. Oturduğu iktidar ve muhalefet koltuğuna göre, görüşünü yüz seksen derece değiştiren ve devlet adamlığı niteliğinden yoksun politikacılar bu ülkeye çok zarar verdiler.Şimdilik gelişmeler olumlu. Türkiye için, bu ülkenin temel sorunları için bir büyük koalisyon kuruluyor galiba...İnşallah hayal görmüyoruz! h.cemal@milliyet.com.tr Bizim basının klasik manşetlerinden biridir. "İşte özlenen tablo!" diye çekilir. Tayyip Erdoğanla Deniz Baykalın dün öğle vakti AKP Genel Merkezinde güler yüzle tokalaşırken sergiledikleri görüntü bence böyleydi.