Renklerin dünyasına yolculuk

Serra Erdoğan, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinin izlerini ve eşsiz birikimini de farklı bir yaklaşım ve kendine özgü bir anlatımla modernize ederek günümüze taşıyor

‘Futurist SS’ tekniğiyle resimlerini yaptığını söyleyen Serra Erdoğan, eserlerinde kadife, süet kumaş üzerine yağlı boya, akrilik, suluboya ve kalem kullanıyor.

Serra Erdoğan kendine özgü teknikleriyle son yıllarda dikkat çeken bir ressam. Bilgisayar mühendisi olan Erdoğan, işletme alanında yüksek lisans yaptıktan sonra iş hayatının yoğun temposu yerine ressamlık ve yazarlığa yönelmiş. Anı, anlatı, günlük, araştırma, roman, deneme ve şiir türlerinde yayınlanmış 18 kitabı olan Serra Erdoğan şimdiye kadar altı kişisel resim sergisi de açmış.

Gündelik Yaşamdan Toplumsal Olaylara

Serra Erdoğan resimlerinde “Futurist SS” olarak adlandırdığı kendine özgü bir teknik kullanıyor. Sanatçının, münferit sanatseverlerin yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanlığı, Pakistan ve Angola devlet koleksiyonları ile farklı kamu kurumlarında eserleri bulunmakta.  Gündelik hayat ve toplumsal olaylardaki güncel sancıları örtülü bir üslûpla yansıtan tematik eserleri ile dikkat çeken Serra Erdoğan, Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinin izlerini ve eşsiz birikimini de farklı bir yaklaşım ve kendine özgü bir anlatımla modernize ederek günümüze taşıyor.

Esin Kaynağı Anadolu

Mardin, Urfa, Antakya ve Kahramanmaraş başta olmak üzere Anadolu’nun bir çok şehrine seyahatler yaparak antik kentlerde tarihin ve kültürel mirasın izini sürmeyi önemseyen sanatçı taş tepeler olarak bilinen Göbeklitepe, Arslantepe ve Karahantepe Anadolu’nun neolitik dönemlerinin izlerini sürmüş. Hatay’ın kültürel çeşitliliği ve Kahramanmaraş’ın Roma dönemi mozaikleriyle öne çıkan Germanicia temalı projelerini de oluşturan sanatçının son projesi ise 2022’de başladığı Düzce Konuralp’teki Prusias ad Hypium antik kenti oldu.

Futurist SS

Çalışmalarında bir yere bağlı kalmadan bulunduğu mekânın, toplumsal algı ve yargıların dışına çıkmak ve özgür olmak mücadelesi veren bir ressam Serra Erdoğan. Resmin, sanatçının avucundaki suya benzediğini ve onu nereye savurur ya da hangi kaba dökerse eserin ona göre biçimlendiğini düşünüyor. Bu yaklaşımla, sanat ve eserlerin bir kabın şeklini almasını, sınırları olmasını reddederken, aynı şekilde sanat severleri de bir kalıbın, akımın sınırlarına hapsetmemeyi değerli buluyor. Herkesin kendi üslûbu ve algısıyla, tablolarda geçmişin, ütopyanın ya da gerçeğin izini sürebileceğine inanıyor. Böylelikle, resmin mağara duvarlarından sanat galerilerine kadar olan kadim yolculuğuna yeni bir soluk katmayı, izleyiciyi de eserin hikayesine alarak her bakışta yeniden yaratımı teşvik etmeyi önemsiyor. Eserlerine bakıldığında Erdoğan’ın kendi geliştirdiği ve daha önce pek kullanılmamış bir yöntemle meydana getirdiğini ve kadife, süet kumaş üzerine yağlı boya, akrilik, suluboya ve kalem kullanarak kendine has bir teknikle beğeni topladığı görülüyor.  Sanatçı eserlerine uzaktan bakıldığında algılanan görsel bütünlüğün yakından incelendiğinde, detaylarda farklı anlamlara evrilmesi olarak açıkladığı bu tekniği ‘Futurist SS’ adıyla tanımlıyor.

Sanatçı, ‘Havada Sanat’ projesine THY’larının büyük katkı verdiğini söyledi.

Havada Sanat

Serra Erdoğan’ın uzun süredir üzerinde çalıştığı bir diğer proje ise ‘’Havada Sanat’’ adını taşıyor. Proje kapsamında uçakları boyayarak, sanatını gökyüzüne taşımayı amaçlayan sanatçı, Anadolu tarihinden beslenerek kumaş ve tuvallere uyguladığı sanatını bu kez çelik kanatlarla dünyaya taşımayı hedefliyor. Kırmızı Kudüs, Göbeklitepe, 12 Bin Yıllık Anadolu, Germanicia, Şahmaran ve Kitaplardan Yansımalar sergilerinin ardından uçak gövdelerini bir sanat mecrası kılmaya hazırlanıyor.

İlk gökyüzü ressamı olarak anılmak istiyorum

“Sanatsal tasarım uçağımın ilkini temmuz ayında Venezuela Büyükelçisi Freddy Eduardo Molina Gutierrez’e takdim ettim. Büyükelçi Gutierrez ‘’Bu uçak benim için çok önemli çünkü en zor zamanlarımızda Türk Hava Yolları bize köprü oldu. Bütün dünyaya bizi bağlayan tek yol Türk Hava Yolları’ydı’’ dedi. Yaptığım işin böylece birilerine değdiğini görmekten büyük mutluluk duydum. Projeye başlarken rehberim “İstikbal Göklerdedir” sözü oldu. İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen olarak anılıyorsa ben de ilk gökyüzü ressamı olarak adımı yazdırmayı çok arzu ediyorum.”