Hasan PULUR
NİHAYET
"Temel Fıkraları" da resmileşti, Trabzon Valisi
İsmet Gürbüz Civelek, bir yayın kurulu kurdurdu ve
"gerçek Temel fıkraları"nı bir kitapta toplattı...
"Temel fıkraları"nı ilk yazanlardan biri olduğumuz halde, son zamanlarda bunları yazmaktan vazgeçmiştik...
Yayın kurulunun da belirttiği gibi
"Karadeniz insanının yaşam felsefesine aykırı" düşen çoğu yabancı, İskoç, Slovak fıkraları Temel'e malediliyordu.
Peki nedir Karadeniz insanının yaşam felsefesini yansıtan Temel fıkralarının özelliği?
Vali Civelek, bu fıkraların özelliğini şöyle özetliyor:
"Üç beş cümlede koca bir hayatın içinden süzülüp gelen tepkisel davranışların söze yansıyan kısmında, mizah vardır. Sosyal içerik vardır. Hoşgörü vardır. Barış ve mutluluk vardır. Karadeniz fıkralarının hiçbirinde karamsarlık bulamazsınız. Çatışma yoktur. Eleştiri, hoşgörü sınırları içinde vardır. Büyüklük, aşağılama, horlama yoktur."
* * *
ŞİMDİ sıra, gerçek, ya da resmi
"Temel fıkraları"ndan bir kaçının özetine geldi.
Bir handa çayocağı işleten Temel'e bağırmışlar:
"Dört çay biri açık!"
Temel sormuş:
"Hangisi açık olsun?"
* * *
TRAFİK polisi Temel'i durdurmuş:
"On dakika önce kırmızı ışıkta geçtiniz"
"Kim deyi?"
"Beş kilometre ötede başkomiserimiz var, telsizle bildirdi"
Temel kızmış:
"Ula amma boşboğaz başkomiserin varmış ha! Ağzinda pakla islanmayi..."
* * *
TEMEL, yaşlı karısı ile İstanbul'a gelmiş, bir otele gitmiş... Otel katibi Temel'den evlenme cüzdanı isteyince tepesi atmış:
"Ula, baa baksana, ben habu otele kari getirsem, ha buni mi getiririm?"
* * *
TEMEL at yarışı oynamış, yarış başlamış, üzerine oynadığı at sonuncu...
Temel övünmüş:
"O gözuni sevduğumun atına bak, at deduğun ha böyle olur, bakin bütün atları nasıl katarlayi, kovaliyi!"
* * *
TEMEL mahkemede tanıklık yapmaktadır, hakim, kimlik tespiti yapar, doğum yeri, doğum yılı, baba adı, ana adı gibi...
Ana adının sorulması nedense Temel'in tuhafına gider!
"Benum anamin adini mi soraysun hakim bey!"
"Yok benimkini!"
Temel rahatlar:
"Haçan hakim bey, ben senun anağın aduni nerden bileceğum!"
* * *
TEMEL İstanbul'da otobüse binmiş, biletçi durmadan sesleniyor:
"İlerleyelim beyler, yürüyelim beyler!"
Temel dayanamamış:
"Has deysin, eyi deysin, ilerleyelum, yürüyelum deysun ama, haçan yürüyeceğduk, o zaman otobüse binmezduk."
* * *
TEMEL arkadaşına hakaret ettiği için yargılanıyormuş, kendisini savunmuş:
"Yok hakim bey, ben kendusuna sadece heyvan dedum!"
"İyi ya, hayvan demek hakaret değil mi?
"Ne demek hakim bey... Yanlış anlaşılıyi... İnsan kurnaz olursa tilkidur. Kurnazlukta ileru gidersa kurttur, pek cesur ve heybetlu olursa aslan, uysal olursa kuzi, korkak olursa tavşan, inatçi olirsa eşek, güzel sesli olursa bülbül, mercan gözli olirsa hamsi, velhasili kelam, hakim bey, insan hiçbir zaman heyvanluktan kurtulamaz..."
* * *
İHTİYAR Temel doktora gider, sol ayağı ağrımaktadır.
Doktor muayene eder:
"Yaşlılıktan, yaşlılıktan!"
Temel doktorun teşhisini beğenmez!
"Doktor bey, haçan sağ ayağum da aynı yaştadır, o niçun ağrımayi?"
* * *
TEMEL otobüs şoförü, kelle götürür gibi otobüsü sürüyor, arkadan bir ses:
"Şoför yavaş!"
Dinleyen kim?
Yine aynı ses:
"Yahu şoför sana söylüyorum, yavaş!"
Temel'in sabrı taşar:
"Yahu ne korkaysın, ha bu otobos kasgolidur, korkma!"
Yazara EmailH.Pulur@milliyet.com.tr