Hülya Avşar: Aşk kolay gelmiyor

Hülya Avşar... Evli, dünya tatlısı bir kızı var, film çeviriyor, şov programı var, tiyatro yapıyor, şarkı söylüyor, reklam filmi çeviriyor, sporcu, güzel... Hiçbir eksiği yok...
Gerçekten böyle mi, hiçbir eksiği yok mu diye düşündüm günlerden bir gün. Onu merak ettim ve gittim. Evet... Gerçekten öyle... gibi görünüyor... Ama o, bütün bunları doğru olmak adına yapıyor... Böyle yaşadığı için de hiçbir eksiği yok sanıyor. Türkiye’nin en güzel, en seksi kadını özel yaşamında aşk yaşamıyor, tutkulu kucaklaşmalar, öpüşmeler yok... Hani çoğumuz gibi... “Hoş geldin sevgilim, yemek hazır..." Hepsi bu.
Ayrılırken “hiç bunları konuşmamıştım kimseyle" diyor. O anda sanki şu bildiğimiz bilinçaltı’nı deşip geçiyorum... Öyle dolu ki burası... Koşuşturup dururken, buraya, bu bilincin altına onlarca eksiklik, boşluk, mutsuzluk, arzular, tutkular, ihtiyaçlar atılmış... Aslında o bilinç altı ortaya çıksa bu Hülya Avşar bambaşka bir Hülya Avşar... Bilmiyorum. Belki de hiç çıkmamalı.

Her istediğimi yaparım diyen biri misiniz? Örneğin şarkı söylemeniz, sadece film çevirmekle de bu kadar gündemde olabilirsiniz.
"Şarkı söylemek kesinlikle çok istediğim bir şey değildi. Büyük ısrarlar üzerine böyle bir şeyi denedim ve arkası geldi. Kulağım çok iyiydi, tabi ki eğitimsizdi ama ondan sonra eğitimini aldım. Düzgün şarkı söylüyordum, fakat zamanla bunun gerçek mesleğim haline dönüştüğünü gördüm. Şimdi de solfej dersleri alıyorum. Evime bir piyano aldım, önümüzdeki aylarda piyano çalmaya başlayacağım, çocukken yapmak isteyip yapamadığım şeyler olduğu için."
Türkiye'nin en güzel kadınının hayatında aşk, ihtiras, tutku, özlem, çılgın sarılmalar, şehvetli sevişmeler var mı? Uzun beraberliklerde bunlar kalmıyor da... Oysa bunlar bir ihtiyaç. Böyle özlemleriniz var mı?
"Tabii ki oluyor, herkesin oluyordur, olmuyor diyene asla inanmam. Dünyada insanın genç kalmasını, hayata başka türlü bakmasını sağlayan en büyük zevk aşk. Ama bu çiçek aşkı, evlat aşkı, arkadaş aşkı falan değil, harbi bir aşk yani. O olduğunda oluyor ancak, bu böyle. Bir kere böyle bir özlemim var, ama bu özlemi bir şekilde bastırmak zorundasın çünkü her dakika aşık olabileceğin bir insan bulamıyorsun, hoşlanacağın bir insanla bırak yan yana gelmeyi elele bile tutuşmam, çok hoşlandım, oturayım, bir kere yemek yiyeyim, beraber olayım, asla. Evli olmasam da hoşlandığım biriyle asla yapamam, duygusal bir şeyler olmalı. Ama bir de aşık olmak var hakikaten küt diye, o zaman da herşeyin döneceğine inanıyorum, onu yaşamak gerektiğine inanıyorum. Ve bunun ayıp olmadığına inanıyorum, bir gün aşık olursam ne olur bilemiyorum ama mutlaka kendimi bastırmaya çalışırım."

Dünya başıma yıkıldı

Neden ama, şu ölümlü dünyada, bu kadar beğenilen bir kadın, ne uğruna yaşayacaklarını bastıracak?
"İleride Zehra'nın rahatsız olacağı şeyler olmasın diye. Yoksa eşim de inanıyorum ki birine aşık olsa hadi eyvallah der. Yaptı da bana bir kere bunu. Flörtken yaptı. Ben hep demişimdir ona 'bir gün aşık olursun, ne olursun beni aptal yerine koyma, bana çaktır.' Hiç unutmuyorum eve gelip bana söyledi, 'başkasından hoşlanıyorum, aşık oldum' dedi, kendi kendime Allah kahretsin, isteye isteye bunu mu istedin dedim. Çok acı bir şey, dünya başına yıkılıyor felaket bir şey, hele de seviyorsan karşındakini, o çektiğim acıyı hiçbir zaman unutmayacağım. Hiç sesimi çıkartmadım, eyvallah dedim ve gittim. İki üç gün sonra, yanılmışım diye aradı beni, aşık olmamış, aşık olduğunu zannetmiş, yine gittim kabul ettim. Onun için diyorum ki, aşk kolay kolay gelmiyor. O yüzden de duygularımı bastırmak zorundayım. Aşık olmak her dakika olmuyor, herkese de nasip olmuyor, aşık olmak çok başka bir şey o bir piyango bence."
Aşık olunca neler hissediyor insan?
"Bir kere her şeye peki diyorsunuz, hayattaki her kötü şeye peki diyorsunuz, hiç tahammül edemediğiniz insana bile canım nasılsın, diyebiliyorsunuz. Ama aşk bitiyor, görüyorsun. O zaman biri bitsin, biri başlasın, bunu doğru bulmuyorum o zaman yalama olursun, o yüzden bir düzen kurup ona göre yaşamak, ve dolayısıyla bir takım duygularını başka şeye yönlendirmek zorundasın, sonuçta bir kocan var, ya da sevgilin var, yalnız değilsin."
Peki ne yapıyorsunuz karı koca gece karşılaştığınızda, kucaklaşıp öpüşüyor musunuz dudaktan?
"Hayır. Sabah bazen ne zaman gittiğini bile fark etmiyorum. Yok öyle bir şey tabii. Ah hayatım hoşgeldin deyip şapırt diye yapışmak gibi bir şey yok. Hoşgeldin dersin, o hemen duşuna girer, ben de ya kitap okuyorumdur o geldiğinde, ya evle ilgili bir şey yapıyorumdur, onun geldiği saatlerde bütün harala gürele bitmiş oluyor. Spor yapıyor dokuzbuçuğa doğru geliyor, onunla yemeğe oturuyorum, yalandan salata yiyorum çünkü ben Zehra'yla birlikte yemiş bulunuyorum, Kaya bey, haftanın iki, üç gecesi dışarı çıkıyor. O gezmeyi çok seviyor ben de tam aksine dışarıda güzel bir yemek yiyip, eve gelmeyi tercih ediyorum. Onun için haftanın üç günü o tek başına sokağa çıkıyor, ben evde oturuyorum, en mutlu anlarım olduğunu düşünüyorum, tek başıma oturmak, bir film koyuyorum, kitabıma devam ediyorum çünkü bu arada üç kitap üst üste okuyorum, okumam gerektiği için okuyorum. Kaya ikiye doğru gelir hiçbir zaman aksatmaz saati. Oturur sohbet ederiz, yatarız, oturmuyorsam zaten gelir odayı açar, böyle. Çok fazla birbirimizi görüyoruz diyemeyeceğim."

Taze kan yok

Ülkesinin en güzel, en seksi kadını bazı kadınca şeylerden yoksun gibi? Cilvesi bile yok sanki.
"Kocanı aldatacak mısın diye soracaksınız?"
Böyle bir ihtiyaç, yani aşk ihtiyacı duyacak mısınız?
"Böyle bir ihtiyaç duyduğumu her zaman söyledim. Herkes duyar, ama olur olmaz insanlarla, olur olmaz yerlerde cilve yapmayı ben sevmiyorum. Cilve yapmamı gerektirecek ya da cilve yapmam için zorlayacak biri olursa bu zaten ona aşık olacağım birisi demektir, o gün geldiği zaman da yaşarsın herhalde, bilemiyorum."
Tuhaf bir çelişki var sizde, bu kadar seksi olmak, ama dobra dobra, erkek Fatma gibi davranmak... İlginç. Seksi bir kadın ama kadınca duyguları eksik... Evdeki her şey herkes gibi çok sıradan ve monoton.
"Benim beğendiğim bir adam olur, en çok aman ne hoş adamdır dersin. Ama kime cilve yapacaksın? Düşünüyorum çok haklısınız aslında, birisi bunu bana söyleyince dank ediyor, hakikaten bu böyle diyorsun fakat ne bileyim, ne olabilir ki bir restorana gittiğimde hoşlandığın bir adam olur onun da sana bakması hoşuna gider, yapabileceğim bu. Bu bile olmuyor desem inanır mısınız? Ne zaman sokağa çıksam aynı insanlar, hepsini tanıyorsun, taze kan yok zaten etrafında."
Bir öpüşme heyecanı bile yok hayatınızda, bunu anladım. Cinsel bir heyecan yok. Bu da görüntünüzle bir çelişki ve insanda mutsuzluk yaratır.
"Ne yapabilirsin peki? Bunları herkesle yapamazsın ki... Eğer hissettiğin birisi yoksa ihtiyaç haline gelmiyor, karşımda böyle biri varsa, bunu yaşamayı hissedebilirim, yapmak için birçok yollara başvurabilirim ama şu anda öyle birini hissetmiyorsam ona istek duymuyorsam... Mesela bir sene kocan ya da sevgilin askere gitti, bir süre sonra seks yapmamak alışkanlık haline geliyor, normal insan gibi yaşıyorsun bir sene, hiçbir şey yapmadan yaşayabiliyorsun çünkü aklın eşindedir."

Ne yapabilirim?

Seks için derler ki, yapmadıkça canın istemez olur.
"Evet, bunun gibi bir şey, kafana takmadığın için birisi aklına gelmiyor belki de, ah tekrar bir aşk yaşasam acaba nasıl olur diye geçebilir aslında."
Kaya karımla flörtü sürdüreyim diyen biri değil mi?..
"Geçmiş ola. Biz karı kocayız ama daha çok arkadaş gibiyiz . Tabi ki birbirimize karşı sevgimiz zaman zaman heyecanımız oluyor, o da olmasa hiç yaşamamamız lazım ama arada bir oluyor. Tabii ki söylediğiniz şey çok doğru, iyi bir soru, arzuluyorsun ama ne yapabilirim diye düşünüyorum, farzedelim ki ben bunu arzuluyorum, ne yapabilirim sizce?"
Aşkı, tutkuyu yaşayamayan her kadın için üzülürüm aslında, bilemiyorum bu bir tercih meselesi.
"Kadında birçok özellikler varsa, erkeğin de biraz ona yakın olmasını istiyorsunuz, yani çok aptal bir herifle yakışıklı diye asla gözgöze bile gelemem. Ya da adam çok zekidir kafası bana uymaz, yani çok zor bizim durumumuz, o tür insanları bulmak zor, bulamayınca aşık olamıyorsun, aşık olamayınca da hayatını bir şekilde devam ettiriyorsun."

O örnek bir kadın

Ona “çok şeffafsınız, gizemli bir kadın olmak istemez miydiniz" diye sordum. Aslında özel hayatıyla ilgili bilinmeyen çok şey olduğunu söyledi. “Neden hep ben diye soruyorum. Düşünüyorum da bu gurur verici, bizimle örnek olduğumuz için ilgileniyorlar. Bir de ben çok sosyalim ondan" dedi. Mine Tuduk

Yarın: Yaşlılık, aile, “sanat" çevresi....


Yazara E-Posta: d.asena@milliyet.com.tr