Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerçi son bir yılda benzin fiyatları petroldeki fiyat artışından çok geride kaldı. Mesela yılbaşına göre perakende benzine yüzde 18 zam yapıldı. Oysa daha 6-7 ay önce petrol fiyatları dünyada 30 dolardan aşağıdaydı, şimdi ise 45 dolar. Yani petrol fiyatında yüzde 50ye yakın bir fiyat artışı oldu ve bunun yüzde 23ü tüketiciye yansıtılmadı. Bu nedenle yapılan zam aslında yetersiz. Diğer bir deyimle, şu anda alınan vergilerden feragat edilerek bu fiyat sürdürülüyor. Önceki gün benzine yüzde 5 zam yapıldığı açıklandı. Yıllık enflasyon hedefinin yüzde 12 olduğu bir ortamda bu elbette azımsanamaz. Üstelik, benzine yapılan zam diğer zamlara benzemiyor. Hemen her malın içine maliyet olarak girdiğinden maliyet enflasyonuna neden olabiliyor. İşe tüketici tarafından bakarsak resimler farklılaşıyor. Mesela dolar bazında benzinin litresi 2001 yılında 1 dolar kadardı. Şimdi ise 1 dolar 30 sent. Olaya satın alma gücüyle bakılırsa, 2001 yılına göre benzin fiyatının yüzde 3 daha pahalı hale geldiği gözlenir. O tarihten bu yana yüzde 64 enflasyon oldu, ama benzin fiyatı yüzde 67 arttı.Ancak doğru yaklaşım satın alma gücüne göre değil, dünya fiyatlarına göre iç fiyatları ayarlamaktır. Çünkü ödeme ithalat bedeline göre yapılıyor.Eskiden kura bağlı olarak benzin zamlanırdı. Petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar ise, kur kadar, önemli bir etmen sayılmazdı. Daha sonraları dalgalı kur ve dalgalanan petrol fiyatlarıyla birlikte, benzin fiyatında zaman zaman indirimler olmaya başladı. Yapılan bu ufak indirimler iki işlev gördü. Birincisi mal ucuzlayınca tüketicilerin refah düzeyi arttı ve sevindiler. İkincisi, ve daha önemlisi, tüketiciler malın fiyatının değişebileceğini ve zam karşısında anlayışlı olmayı öğrendi. Dünya fiyatı göz ardı edilmemeli Kısacası, benzin ucuz olmamalı. Sübvanse edilmemeli. (Tabii aşırı pahalı olmasına da gerek yok.) Çünkü araba sahibi olanlar olmayanlardan zengindir. Bunların da devletin kasasından depolarını doldurmaları doğru değildir. Diğer bir deyimle, tuzu kuruların sübvanse edilmesi adil sayılamaz.Bu arada bir tez de şu: Nasıl olsa bütçede müthiş bir tasarruf fazlası var. Tahminlerin, hedeflerin ötesinde oluşan bu faiz dışı fazla nedeniyle, artışın tümü tüketiciye yansıtılmasa bütçe üzerinde büyük bir açığa neden olmayacaktır... Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. En azından yaratılan tasarruf küçülecek, borç dinamiğindeki iyileşme yavaşlayacaktır.Aşırı benzin zammı elbette maliyet enflasyonuna neden olabilir. Fakat maliyet artarken bu tüketiciye yansıtılmaz ve fark bütçeden karşılanırsa enflasyona neden olabilir. Tabii bu açık para basımına neden oluyorsa. Tıpkı 1970li yıllarda yapıldığı gibi.Diyelim ki, benzine yüzde 10 ya da 20 daha zam yapıldı. Bunun büyüme üzerindeki olumsuz etkisi olabilir. Ancak yapılmadığı takdirde ya enflasyon azar ya da faiz dışı fazla heba edilmiş olur. hgunes@milliyet.com.tr Tuzu kurular az ödememeli