BAL Ligi ve Süper Amatör finalleri bitti ama yankıları hala devam ediyor.
Keşkeler, pişmanlıklar, sevinçler, bahaneler ve daha neler neler...
“Sevinçle hüzün, kardeştir gülüm” demiş usta.
Ne güzel de söylemiş. Kazananın olduğu yerde her zaman kaybedenler de vardır.
Ben, sormuşumdur her zaman kendi kendime...
Yetenekli oyuncuları kadrona dahil etmişsin ve bunları bir arada tutabilecek bir teknik ekiple çalışmışsın. Taraftar desteğin olağanüstü, yönetim elinden gelenin en iyisini yapıyor, yapmakla kalmıyor koşulları zorluyor.
Baktığımızda her şey normal gözüküyor ama en sonunda fren patlıyor.
Neden? Sorun nedir?
Nedenlere vereceğiniz yanıtlar, bizi sorunun tam ortasına götürür.
Çözüme kapılar açar; çünkü nedenlerimiz, bizim inançlarımızdır.
Bilinçaltımıza kazınmış olumlu olmayan inanç kalıplarını yeniden inşa etmek, programlamak, kısacası format atmak, bizim kendi elimizdedir.
Aslında başarının anahtarı sizsiniz.
Her şey bizim elimizde, insan zihni, inandığı her şeyi başarabilir.
Başarı; neden-sonuç yasasına bağlıdır.
Başarılı olmamak bizlere tecrübe kazandırır.
Çünkü onlara bakarak dersler çıkartabiliriz.
Talihsizlikleri de armağan olarak gördüğümüzde ve bunların bize verilen bir mesaj olduğunu anladığımızda farkındalıklar başlar.
Güvenli limanlardan çıkıp, açık denizlere doğru yol alarak mucizelere yolculuklar da böyle başlar. Risklerin olduğu yerde her zaman fırsat tohumları vardır.
Şunu da unutmayalım; hayattaki mücadeleleri her zaman güçlüler, hızlı olanlar kazanmıyor.
Er ya da geç kazanan insan kazanabileceğini bilen ve buna koşulsuz inanan asla pes etmeyendir.
Bergama Belediyespor’a 3. Lig yolunda; Fahrettin Altay, Yeşilova ve İl Özel İdaresi’ne de BAL’da başarılar diliyorum.
Yolunuz açık olsun.
Kemal Biçer