Kemal Biçer

Kemal Biçer

amatorun.dunyasi@hotmail.com

Tüm Yazıları

Haziran ayları, futbolda yenileme dönemidir. Ya yeni yönetimler seçilir ya da eskiler güvenoyu alıp yollarına devam ederler.


Genel kurulun iradesine saygı duyulması gerekiyor. Çünkü seçilenler hem idari hem de mali konularda genel kurullarına hesap veriyorlar ve ibra ediliyorlar. Er meydanı orası, ne konuşulacaksa orada konuşulacak.


Günahı ve sevabıyla hesaplaşma o salonlarda gerçekleşecek. İş bittikten sonra arkadan konuşmak, dedikodu yapmak, dolaplar çevirmek, sabote etmek, yönetimlerin elini ayağını bağlamak, kişileri değil kulüpleri başarısız yapar. Camialara zarar verir.
Seçilenlere başarılar diliyoruz. Hakkıyla ve severek yaptığımız sürece, her şey iyi ve güzel olur.

Bitiş dönemleri önemlidir. Biraz sancılı, biraz da kaygılı...
Filozofun biri, önemli dünya ve ülke sorunlarını anlatmak için kürsüye çıkar. Kendi konuşur, kendi dinler. Herkes birbirine düşmüştür. Filozof, “Dinleyin, kısa bir hikaye anlatıp gidiyorum” der.
Adamın biri, köye gitmek için bir eşeği kiralar. Kiraya veren kişi, “Ben de seninle oraya doğru geleyim” der ve yola koyulurlar. Gel zaman git zaman yorulurlar ve ırmağın kenarına gelirler. Kiralayan genç, yemeğini alır ve eşeğin gölgesine sığınır. Diğeri ise sinirlenir:

Haberin Devamı


“Kalk, orası benim.”
Egoları tavan yapmış, paylaşmayı bilmeyen, bu iki garip insan tutuşurlar kavgaya...
Birisi “Eşek benim”, diğeri “Ben kiraladım” diye haykırır.
Adam gülerek, “Ben sana eşeği kiraladım kardeş, gölgesini değil” der.
O anda filozof kürsüden iner, ortalıkta sesssizlik hakimdir ve dinleyiciler hep bir ağızdan seslenir.
“Eşeğin gölgesi kime kaldı?”