Manga’nın yüzü Ferman Akgül, 06 Records isimli bir plak şirketi kurarak genç ve yetenekli müzisyen arayışına girdi. Bir yandan da “İstemem Söz Sevmeni” adlı bir single yayınlayarak solo kariyere adım attı
onda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Solisti Ferman Akgül solo çalışmalara başladı ama Manga dağılmıyor. Aksine yeni albüm için toparlanıyor. Bu yazı yeni bestelerini kayedederek geçirecekler. Muhtemelen yeni albüm sonbaharda gelecek. Manga bu takvimi hayata geçirirken grubun yüzü Ferman Akgül de solo konserler veriyor olacak.
Akgül, Radyo Kanyon’da her hafta bir konuk ağırlamaya çalıştığım (bazen de gündemdeki albümleri ve şarkıları dinlettiğim), Masaüstünden Notlar adını verdiğim radyo programımın (cumartesileri 14.00’te yayınlanıyor) konuğuydu. Yeni single’ını ve neden grup yanında solo çalışmalar yapmayı da tercih ettiğini anlattı. Konuşmamızdan öne çıkan başlıklar şöyle...
“Sürekli şarkı vermeliyiz”
- Solo kariyer ve single: “Hayalini kurduğum şey gerçekleşti. 1.5 sene önce arabada müzik dinliyor, bir yandan da radyo kanallarını karıştırıyordum. Bu şarkıyı duyunca çok beğendim, kendi sözlerimi yazıp yapmaya karar verdim (Katy Garbi’nin ‘Anemodarmena Ipsi’ isimli şarkısı). Ege ve buzukiyi çok seviyorum. Yunanistan’la çok yakın ve çok uzağız. Bu durum beni etkiliyor.”
- Manga: “Manga’da bazı şeyleri müzikal açıdan yapmam zordu. Onun için solo kariyerime başlamaya karar verdim. Bu yaz Manga cephesinde muhtemelen albüm kayıtlarıyla geçer. Bir araya geleceğiz, elimizdekileri paylaşacağız, tartışacağız nereye doğru gitmek istiyor müziğimiz diye. Bir sonuca varacağız. Grup ve solo kariyerin çakışacağını ve birbirini etkileyeceğini sanmıyorum.”
- Müzik sektörü: “Hâlâ sektörde ‘Yazın hareketli şarkı yapılır’ diye bir önyargı var. İnternette önyargı kalmadı ama sektörde var. Bence bunları düşünmeden insanlara sürekli şarkı vermeliyiz, onlara içimizi dökmeliyiz.”
“Annemin sesi güzeldir”
- Ankara: “Ankara daha kendi içine kapalı bir yer. Daha az mekan var. İnsanlar birbirine daha bağlı. Yaşayış olarak daha Avrupai bir kent gibi gelir bana Ankara hep. Geçen gün gittiğimizde de aynı şeyi hissettim. Tunalı’daki o kalabalık, Tunus Caddesi. Buralar bana Budapeşte’yi, Belgrad’ı hatırlatır. Mimaride çok büyük yanlışlar yapılıyor ancak insanların tavırlarına bakarak söylüyorum, Ankara bana daha Avrupalı bir yer gibi geliyor.”
- Müzikal miras: “Annemin sesi çok güzeldir. Onların tarafında sesi güzel çok insan vardır. Âşık Veysel ile köylerimiz çok yakın. Onun turnelerdeki dostu ve sağ kolu Aziz Üstün benim büyük dedemdir. Oradan gelen bir saz ve türkü geleneği bizim evde hep vardı. Onun dışında küçükken dayımdan hatırladığım, Duran Duran’lar, Roxette’ler, teyzemlerin evinden hatırladığım Beatles plakları. Karışık durumlar yani.”
“Kendimi avcı gibi hissediyorum”
“Bir yapım firması sahibi olmanın hayalini kuruyorduk. Bana gelen demoları ya da benim yetenekli bulup destek olmak istediğim sanatçıları başka bir yere göndermek, bir firmaya önermek zor. Yeni insanlar yaratmak için yeni bir firma kurmak gerekiyordu. Nasıl bize Manga olarak zamanında bir kapı açıldıysa benim de peşinde koşturduğum, yetenekli bulduğum, tanıtmak, dinleyiciye sunmak istediğim şarkıcılara bir kapı açma düşüncem var. Onlara tecrübemizi aktarmak, yol göstermek, yanlış yollardan gitmelerini engellemek istiyoruz. Bu sayede çok fazla insanla, bazı gruplarla tanıştım.
Kendimi bu anlamda avcı gibi hisediyorum. Biz küçük bir firma, 06 Records olarak Universal gibi bir amiral gemisiyle anlaştık, avcı gibi ormanda yeni şeyler arıyoruz. 10 yıldır Türkiye’yi dolaştığım için pek çok insanla tanışma fırsatı buldum. Nerede ne var, kimler var biraz biliyorum. Onlara ulaşacağım ve onları yetiştireceğim.
Bu bayrak değişimi gibi bir şey. İlk zamanlarımızda Vega, Kargo gibi gruplar bize destek oldu. Biz de bizden sonrakilere destek olmak, bayrağı devretmek istiyoruz.” n
