Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Şu an memlekette en çok satan albümü Orhan Gencebay yaptı. Bir süredir dinliyorum. İçinden seçme şarkılar ve naçizane yorumlarım şöyle

“Bir Araya Gelemeyiz”-Athena: Orhan Gencebay’ın müziği her zaman kendisinin de belirttiği gibi çok sesli ve farklı tarzları bir araya getiren özelliklere sahip oldu. Athena’nın funk / rock “Bir Araya Gelemeyiz” yorumu belki de bu yüzden hiç rahatsız edici değil. Kendi tarzına uydurmuş Athena başarıyla Orhan Baba’yı.
“Hor Görme GAribi”-Serdar Ortaç: Açıkçası klasik Türkçe pop ritimleri üzerine çok fazla kafa yorulmadan yapılmış “Hor Görme Garibi” yorumunu kolaya kaçılmış buldum. Bu bir Orhan Gencebay klasiği değil de bir Serdar Ortaç şarkısı olsaydı sorun yoktu. Ama bu haliyle olmamış, ağırlığı gitmiş şarkının. Ters düşmüş Orhan Baba’ya bu ritimler.
“Akşam Güneşi”-Sezen Aksu: Sezen Aksu bir Orhan Gencebay şarkısı yorumlamaya en yatkın isim bu albümde belki de. Böyle bir albüm yapsa ne kadar başarılı olacağını kanıtlıyor sanki. Belki daha az saz olsa içinde daha yalın söylese Sezen Aksu, şarkı daha vurgulu olurmuş diye düşünüyorum.
“Severek Ayrılalım”-Ajda Pekkan: Eğer Orhan Gencebay şarkılarından bir dans hit’i çıkacaksa o şarkı bu olmalı. Ajda Pekkan’ın sihiri, alaturkaya da alfrangaya da en iyi uyum sağlayan ses olması. Evet şarkı değişmiş, evet dans ritimleriyle bezenmiş ama olmamış diyebilir miyiz? Hayır.
“Hatasız Kul Olmaz”-Tarkan: Sihirden bahsedince elbette Tarkan’ı da anmak lazım. O da hem batıya hem doğuya dönük sesleri çok iyi bir araya getirebiliyor. Benim şahsi fikrim Tarkan’a alaturka ezgilerin daha çok yakıştığı. Bu şarkıda da başarılı Tarkan. “Hatasız Kul Olmaz”ı bu şekilde okumasını ben yakıştırdım. Bu şarkının ona düşmesi isabet olmuş.
“Kaderimin Oyunu”-Hande Yener: Şarkı cover’lamak, o şarkıyı alıp başka bir şeye dönüştürürken bir şeyler eklemek, zekice bir şeyler yapmak demek. Hiç olmadı öyle bir söyleyeceksiniz ki ona tav olacağız. Ben ikisini de göremedim.
“Gönül”-Duman: Bana kalırsa bu albümde Orhan Baba ruhunu en iyi yansıtanlardan biri Duman. Kaan Tangöze’nin “Gönül”ü yorumlarken hiç zorlandığını sanmıyorum. Grubun bir araya gelip kendi şarkılarını prova ediyor gibi çalması yeterliydi zaten. Öyle de olmuş. Ben Duman olsam Orhan Baba şarkılarından bir tribute albüm yaparım tek başıma.
“Sev Dedi Gözlerim”-Zerrin Özer: Çok güçlü bir sesi var ve Orhan Gencebay şarkılarına yabancı değil. Duman’ın yorumladığı “Gönül”ü onun sesinden tanımıştık. Zerrin Özer’in çilekeş sesi şarkıyı damardan şahlandırıyor valla. Zerrin Özer’e tam puan, benden naçizane...
“Ya Evde Yoksan”-Manga: Manga bu zor şarkıyı yorumlarken kendinden bir şeyler katmak için hayli uğraşmış. Arkadaki distortion’lı gitarlar, muhtelif Manga usulü efektler bir yere kadar getiriyor şarkıyı ama oradan ileri taşıyıp patlatmıyor. Ruhuna hayli uygun bu şarkıyı bu kadar çabayla daha iyi yapabilirdi sanki Manga.
“Farkında mısın”-Demet Akalın: Çok sıradan olmuş demekle yetineceğim. Şöyle söylemiş, böyle söylese daha olurdu demekten ziyade, bu düzenleme böyle mi olmalıydı diye sorsak daha doğru. Hayır Orhan Gencebay Demet Akalın’a bir beste verse alıp istediği gibi söylesin itirazımız yok da, burada biraz daha Orhan Gencebay olsa iyi olurdu şarkıda diye düşünüyor insan. Haydi eller havaya da bir yere kadar.
Sonuç mu? Üzülerek söylüyorum bizde cover albüm kavramı çok oturmuş değil. Bunun örneklerini dünyanın farklı ülkelerinde yayımlanan benzer albümlerde görüyoruz. Çok daha güzel şeyler çıkıyor ortaya.
Tamam şarkılar da yorumcular da değerli ama yorumlar için aynı şeyi söylemek zor. Orhan Baba şarkıları hâlâ Orhan Baba’nın sesinden güzel...

Haberin Devamı

Muse’un son albümünü beğendin mi?

Haberin Devamı

Şu ara en sık duyduğum soru bu. Belli ki Muse hayranı bol. Belli ki albümleri ilgi görüyor, belli ki insanlar son albüm “The 2nd Law” hakkında karmaşık hislere sahip.
Benim düşüncelerim şöyle:
l Bir kere bu albümdeki neredeyse her şarkı bildiğim başka bir şarkıyı, sanatçıyı ya da grubu andırıyor. Neredeyse bütün şarkılarda ağır bir Queen etkisi var. Özellikle “Innuendo” dönemi. Haklarını yemeyeyim Muse’un Muse’a benzeyen şarkıları da
var tabii albümde.
l George Michael’ın “Faith”ine aşırı derecede benzeyen “Madness”ten ben George Michael olsam telif isterim. Güzel şarkı o ayrı.
l “Panic Station” başladığında
1984 model bir Hall & Oates şarkısının cover’ı başladı sandım. Mesela “Going Thru The Motions”.
l “Survival”da Malmsteen havaları var. Neticede sabit ritim üzerine melodik gitar solonun mucidi Malmsteen’dir.
l “Follow Me” tipik bir yeni nesil Muse şarkısı olarak zaten albümden ilk duyulanlardan biriydi.
“Liquid State” de Arena’ları hoplatacak türden bir rock şarkısı.
“Animals” güzel bir Radiohead şarkısı olmuş. Reckoner albümünde rahatlıkla yer alabilirmiş.
“Explorer” albümdeki en Queen tarzı Queen şarkısı. Resmen cover gibi duruyor.
“The 2nd Law: Unsustainable ” ve “The 2nd Law: Isolated System ” benim favorilerim.
Netice mi? Bu ustalıkla kotarılmış iyi bir albüm. Muse’un melodik ve alternatif rock’tan kendi tarzında popa geçişini ilan ettiği albüm. Sizi bilmem ama ben eski albümleri dinleme ihtiyacı hissettim. Durum bu.

Haberin Devamı

CUMARTESİ ALBÜMÜ

“Nocturne” Wild Nothing

Alternatif pop tanımı size ne ifade ediyor bilemiyorum ama romantik dans şarkılarını, 80’ler tarzı pop gitar riflerini ve synth’leri seviyorsanız doğru yerdesiniz. Albümle aynı adı taşıyan “Nocturne”, Empire of the Sun hissi yaratan vokalleriyle albümün en dikkat çekici şarkısı. “Only Heather”, “Disappear Always”, “Counting Days” biraz dinledikçe hemen yer ediyor. Passion Pit’in “Gossamer”ı ile birlikte son dönem dinlediğim en iyi dans/pop albümü. Jack Tatum’un kişisel müzik projesi Wild Nothing’i takibe alınız. Albümü sindirerek dinleyiniz.

İTİRAF EDİYORUM

l Dünyada televizyonlarında Türkiye’deki kadar cenaze haberi olmamasının nedeni cenaze olmaması mı, cenaze yayıncığının olmaması mı? Bir Cenaze
TV açılsa acaba ekonomik açıdan anlamlı olur mu?
l Ahmet Vefik Alp üstlendiği sürece Taksim’e cami yapılması zor. Alp’in bu kim bilir kaçıncı muhteşem projesi...
l Bir su markasının ürününü “saf ve masum” diye tanıtmasını neye yormamız lazım bilemedim. Saf suyu anladık da masum su ne? Yoksa damacanaya tecavüz eden adam haberinin ardından bir mesaj mı?
l Foals’un 2008 tarihli “Antidotes” albümünü yeniden dolaşıma soktum, sağda solda dinletiyorum. Dinledikçe daha çok seviyorum.