Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan’ın siyasi yaşamındaki önemli bir kesiti anlatan yeni bir kitap çıkmış..
Adı: Bir Liderin Doğuşu..
Başbakan’ın yakın arkadaşı AKP Milletvekili Hüseyin Besli ile şair Ömer Özay kaleme almış..
Kitabın bazı bölümleri gazetelerde tefrika ediliyor..
Okudum, kafama yatmayan, mantıkla örtüşmeyen yerler var.. Başbakan’ın cezaevi günlerinin anlatıldığı bölüm çok abartılı geldi..
Değil de hakikaten öyleyse Erdoğan için cezaevinde yattı denemez..
Niye mi?
Başbakan’ın koğuş arkadaşı Hüseyin Yeşildağ anlatmış..
Diyor ki; Erdoğan 4 ay boyunca 30 binden fazla ziyaretçi kabul etti..
Yani günde yaklaşık 250 kişi ziyaret etmiş!..
Herkese 4-5 dakika ayırsa 16-17 saat eder ki imkânsız..
Cezaevinde gece yarılarına kadar ziyaretçi kabulü olur mu?
Her ziyaretçiye 3-3.5 dakika ayırsa, sadece ‘nasılsınız, iyi misiniz’ diye hal hatır sorulsa yine 14-15 saat ediyor..
İmkânı var mı?
Hadi 250 ziyaretçiyi 10 kişilik gruplar halinde kabul etti diyelim.. Kaba taslak hesapla bu da 5-6 saat sürer..
* * *
Eğer Başbakan hapislik döneminde günde 250 kişiyi kabul etmişse.. Dört ay boyunca 30 binden fazla kişiyle görüşmüşse oraya cezaevi denemez..
Bence rakamlarda hata var..
Acil tashih istiyor!..
Çünkü cezaevinin kapıları ziyaretçilere ardına kadar açılsa bile zaman yetmez! 24 saat az gelir..
Yine kitaptan öğrendiğimize göre Başbakan dört ay boyunca 13 bini aşkın mektubu kendi el yazısıyla yanıtlamış..
Yani günde 100’den fazla mektubu okumuş ve el yazısıyla yanıtlamış..
Her mektuba 4-5 dakika ayırsa 8-9 saat ediyor..
Bir günde 250 kişiyle görüşüp 100’den fazla mektup yazması mantığa sığmıyor.. Sığsa bile bir güne sığmıyor.. Ne zaman uyudu, ne zaman yemek yedi, ne zaman İngilizce dersi aldı, ne zaman okudu, ne zaman dinlendi..
* * *
Şu bölüm de mantıksız geldi.. Koğuş arkadaşı bakın Erdoğan için nasıl hazırlık yapmış..
Koğuşa sadece içerden açılabilen sürgü yaptırır. Çatıya manyetik bariyerler, bahçeye sensörler yerleştirir. Gerekli gördüğü kör noktalara kameralar koydurur.
Bunları okuyunca insan sormadan edemiyor..
Orası nasıl cezaevidir!..


Beşiktaş’ta Q7 sendromu!
Beşiktaş’ın başında çok büyük bir dert var..
Gole ulaşmakta zorlanma değil.. Zaman zaman futbolu unutmak da değil. Tam gaz giderken freni köklemek de değil..
Nihat!..
Denizli kazanmak için çok uğraştı, çok şans verdi; tribünde kanser olduk..
Schuster de kazanmak için uğraşıyor, şans veriyor ama olan Beşiktaş’a oluyor..
Nihat, garanti para sarhoşu olmuş.. Daha da oynamaz.. Zaten oynasa da oynamasa da yılda 3 milyon euro’yu cebe indirecek.. Niye oynasın ki!..
Ara transferde satın diyeceğim ama alan çıkmaz.. Kiraya vermeye çalışın bakalım talibi çıkacak mı?
Geçen haftaki teşhisimde ısrarlıyım.. Beşiktaş’ın sorunu psikolojik.. Tedavide gecikildiği için kronikleşecek..
Mesela, Ricardo Quaresma yoksa maçı alamayız sendromu başladı..
Dikkat!..


Sağlık Bakanı’nın el sıkmama nedeni
Sağlık Bakanı’nın Cumhurbaşkanı’nın eşi Hayrünnisa Gül’ün elini sıkmadığına dikkat çekerek; Türkiye Cumhuriyeti’nin zirvesi ilk kez tanık oluyor deyince Bakanlıktan açıklama geldi..
Şöyle demişler:
“Sayın Bakanımızın 29 Ekim resepsiyonunda Saygıdeğer Hanımefendi ile el sıkışmamış olması protokol akışından kaynaklanmış olan saniyelik bir durumdur.
Hekimlik hayatı da dahil olmak üzere Sayın Bakanımızın kadınlarla el sıkışmamak gibi bir tavrının olmadığı yıllardır herkes tarafından çok iyi bilinen bir husustur.”
Bakan’ın kadın eli sıkmamak gibi bir tavrı olmadığına sevindim..
Akdağ’ın ‘hekimlik görevini icra ettiği’ dışında kadın eli sıkmadığını duymamıştım..
Bir kez daha teyit edilmesi iyi oldu..
Yalnız şunu da belirtmem lazım.. Bu durumun ‘protokol akışına’ bağlanması iyi bir açıklama olmamış..