Kraldan çok kralcılar vardır ya.. Yasaktan çok yasakçılar.. İyi görünelim, uslu çocuk kabul edilelim diyenler.. Bir ülkenin ikliminin değişmesine en büyük katkıyı onlar yapar..
Alkolle ilgili yeni bir yönetmelik yayımlandı.. Muğlak mı muğlak.. Nereye çekersen oraya gider.. Zaten amaç buydu..
Şirin gözükmek isteyenler veya yasaklanmasını düşünenler bir yerlere çeksinler.. En ileri yorumu yaparak uygulamaya koysunlar.. Zaten hep böyleydi havası yaratsınlar..
Böyle de yapıldı.. Misal mi?
Kutsal Damacana filmini çekenler galada içki ikramı yapmadı..
Niye?
Yasakmış!..
Kim dedi?
İleri yorum da budur; vazife çıkarmak da budur..
Filmin başrol oyuncusu Ersin Korkut ne demişti; içkiyle ilgili yasak konulduysa uyulur!
Sorulmaz, soruşturulmaz, itiraz edilmez.. Uyulur..
*
Bundan sonraki bütün kokteyllere, açılışlara, galalara artık bu gözle bakacağız.. İçki var mı yok mu?
Kutsal Damacana filminin katkısıyla!..
*
Bakın birkaç kez yazdım.. Mesele içki meselesi değildir.. Hükümet ne kadar böyle sunmaya çalışsa bile değildir.. Amaç; içki üzerinden toplumsal hayatı şekillendirmektir..
Sağlık Bakanı’na sormuştum..
Bugün de tekrarlayayım..
31 Aralık 2002 tarihli yönetmelikte genç tanımı yapılmazken, 18 yaşından küçüklere satışı ve sunumu yasaklanırken..
7 Ocak 2011 tarihli yönetmelikte yine 18 yaşından küçüklere satılamaz denildikten sonra ayrıca genç tanımı yapılmasının, 15-24 yaş arasındaki kişiye genç denmesinin, genç kelimesine atıf yapılarak birtakım düzenlemeler yapılmasının maksadı nedir?
Endişesiz liberalleri bi bıraksan..
Zaman zaman iktidarın sözcülüğünü üstlenen endişesiz liberaller çok önceden ilan etmişti..
Seçim barajını statükocular, vesayet rejimi taraftarları indirmek istiyor demişlerdi..
Başbakan’ın ‘koalisyon ekonomi için tehdit’ sözünden sonra kampanya başlar..
Seçim barajı yüksek diyene çullanırlar..
Hele hele koalisyon isteyen hepten yandı..
Daha önce yazdılar.. Dediler ki;
“Seçim barajını indirmek suretiyle AKP’yi iktidardan indirmek...”
“CHP’nin seçim yoluyla AKP’yi indirme planı...”
“CHP- MHP koalisyonu isteyerek Ergenekon’a hizmet edenler...”
Seçime doğru bu tür yayınları bol miktarda görürsünüz..
*
Hızını alamayan bazı endişesiz liberaller, AKP’yi iktidardan indirmek için yapılan yasal çalışmaları bile suçmuş gibi göstermeye başladı..
İktidar karşıtı 10 kişi bir araya geldi mi neredeyse hükümeti indirme girişimi sayacaklar..
Bıraksan, herhangi bir partide görev almayı bile suç örgütüne girmek gibi gösterecekler..
Tabii ki bu yayınları demokrasi adına yapacaklar..
Endişesiz liberalleri bi bıraksan!..
İtalya’da değil Türkiye’de olsaydı
Haber aynen şöyle..
Berlusconi, hakkındaki fuhuş iddiaları ile ilgili yayın yapan tartışma programına gece yarısı telefonla bağlandı.. Başbakan ile sunucu arasında şu konuşma yaşandı..
Başbakan Berlusconi: Aşağılık bir adam tarafından berbat şekilde yönetilen, rezil, seviyesiz ve iğrenç bir program.. Televizyonu geneleve çevirdiniz..
Sunucu Lerner: Yeterince hakaret ettiniz. TV’yi arayıp bana hakaret edeceğinize yargıya hesap verin, siz benim de başbakanımsınız ama yaptığınız edepsizlik..
*
Bu konuşma Türkiye’de yaşansaydı ne olurdu?
Etkin bir siyasetçi ile program yöneticisi tartışsaydı..
(Gerçi bizim siyasetçiler de sunucular da o seviyede konuşmazlardı.. Bugüne kadar konuşan olmadı.. Seviyeli bir tartışma olduğunu düşünün..)
BİR: Sunucu anında kapının önüne konulurdu..
İKİ: Sunucuya devlet büyüklerine hakaretten dava açılırdı..
