Başbakan her şeyi tartışmalıyız diyor.. Başkanlık sistemini de.. Yarı başkanlığı da, cumhurbaşkanının yetkilerini de..
İyi söylüyor, doğru söylüyor ama..
Aması önemli..
Bu tartışmalardan sonuç çıkmıyor ki; AKP hep bildiğini okuyor.. Üstüne üstlük memleket tartışmış da bu sonuca varmış gibi davranıyor..
O tartışmaları paravan olarak kullanıyor..
Örnek; Kürt açılımı..
Bu işten sorumlu bakan onca yazar, çizer, sanatçı, sinemacı, sporcu, STK temsilcisiyle buluştu.. Kitaplar dolusu öneri sundular..
Sonuç ne oldu?
10 tane PKK militanı gerilla kıyafetiyle sınırdan içeri sokuldu.. Zafer işareti yaparak otobüsün üzerine çıkınca Kürt açılımı acilen buzdolabına kaldırıldı..
Bitti.. Gelenler, ortalıkta bir iki tur attılar, hapsi boyladılar..
* * *
(O günden sonra ‘açılım’ adı altında yapılan tüm toplantılar göstermeliktir. Devam etmemeye devam ediliyormuş gibi yapmanın mizansenidir.)
* * *
Sorum şu..
Kürt açılımını tartışan onlarca kişiden hangisi bu aklı verdi?
Hangisi, ‘PKK’lıları çağırın, onlar PKK’lı olduklarını söyleseler de siz hayır değilsiniz deyin.. Onlar gurur duyuyoruz deseler de aldırış etmeyin, pişmansınız deyip ona göre muamele yapın.. Sorun böyle çözülür” dedi..
Hiçbiri mi?
Yani AKP bildiğini okudu, onca aydının bir araba dolusu önerisi havada kaldı..
* * *
Başkanlık işinde de böyle olacak.. Cumhurbaşkanlığı meselesinde olduğu gibi.. Cumhurbaşkanı’nın yetkileri çok fazla denildi.. Bunlar Kenan Evren vesayet rejimi için yazılmış maddelerdir denildi.. Cumhurbaşkanı, bir de yüzde 50’den fazla oyla sandıktan çıkarak o koltuğa oturursa yetki kargaşası olur denildi..
AKP hiçbirini dinledi mi?
Hayır!..
Bildiğini okudu..
Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesini getirdi..
(Şimdi kendileri şikâyet ediyor.. Sistem yanlış, düzeltmemiz lazım diyorlar.)
Demek ki AKP, başkanlık işinde de bildiğini okuyacak..
Bu sebeple bizim niyetimiz bu desinler, kafamızdan geçen bu, yapmak istediğimiz de şu..
Yorulmayalım.. Konuşmuş olmak için konuşmayalım.. Haybeye tartışmayalım..
Söylesinler bilelim..
Bilerek iki kelam edelim..
Koalisyon demokrasi demektir
Öteden beri var da seçim yaklaştığı için daha da alevlendiri-yorlar.. Başkanlık sistemine geçmenin en haso gerekçesi olarak pazarlıyorlar..
Bu sisteme son vermezsek, ‘tek adam’ yönetimine geçmezsek, bakarsınız bir gün koalisyon gelir!
Koalisyon burada öcü anlamında kullanılıyor..
Sonra ölümlerden ölüm beğen, ülke biter mahvolur!..
* * *
Doğru mu?
Tamam, bizde çok kötü kullanıldı ama bu koalisyonların rezil bir yönetim şekli olduğu anlamına gelmiyor.. Tam tersi, adam gibi koalisyon tek parti iktidarların-dan çok daha iyidir..
Daha büyük reformlara imza atar.. Halkın nabzını çok daha iyi tutar.. Halkın taleplerine daha fazla titizlenir.. Ülke daha demokratik yönetilir..
Bu bile başlı başına bir kazançtır..
* * *
Hükümet adamları sadece bir siyasi görüşün isteklerine değil, öteki siyasi görüşün veya görüşlerin taleplerine de cevap vermek zorunda kalır..
Bu sebeple iyidir..
Koalisyon demek daha fazla demokrasi demektir..
‘Kürtler gibi yapın, yaza kadar susun’
Hükümetin liberallerden ne istediği üç aşağı beş yukarı belli oldu..
Hangi liberallerden diyeceksiniz..
Endişe duymaya başlayan liberallerden..
Kendileri açık ve net biçimde söylemeseler bile endişe duymayan, hükümete gözü kapalı destek veren liberallerle haber yolluyorlar..
Mesaj gönderiyorlar..
Mesaj şu:
Huysuzluk etmeyin, yaza kadar sabredin, sesinizi çıkarmayın..
Sonra ne olacak?
AKP milliyetçi oyları da çantasına doldurup Meclis’e gelirse gerisi kolaymış..
Örnek Kürtlermiş..
Onlar huysuz liberallerden daha akıllıymış, susup bekliyor-larmış..
* * *
Bir de arada kalıp azap çekenler var.. Bir yanda gezip tozduğu, iki laf ettiği, hükümete biraz fazla oldu demeye başlayan liberaller, öte yanda iktidar..
Aşağısı sakal, yukarısı bıyık..
Köprüler atıldıkça, kara kediler kol gezmeye başlayınca, tercih yapma zamanı gelince işler sarpa sarmış demektir..
İçlerinden biri, arada sıkışmaktan öyle kan ter içinde kalmış ki; derin bir oh çekerek..
Zaten bitti, gitti..
Diye yazmış..
Şükürler olsun bunu da atlattık manasında!..
