Komutanlar sıraya geçmiş aynı şeyi söylüyor: - 1 Mart tezkeresinin TBMM’de reddi hataydı...
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Terör Örgütlerinin Sonu” adlı kitabında 1 Mart tezkeresi geçmiş olsa PKK’nın büyüme fırsatı bulamayacağını söylüyor. Önceki Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök aynı görüşü savunuyor.
Oysa tezkerenin reddi doğru bir karar ve tarihimizde onurlu bir sayfadır.
1 Mart tezkeresi kabul edilseydi bugün Türkiye’nin dört bir yanı Amerikan üsleriyle dolu olacaktı.
ABD’nin Irak’ı yalanlarla işgal ettiği kesinleştiğine göre... Türkiye işgale katılsa uluslararası hukuka aykırı bir saldırının ortağı olacaktı. Yüz binlerce masum sivili öldüren ABD’nin fedaisi konumuna girecekti.
1 Mart tezkeresi Türkiye’nin onurunu kurtardı.
Bu onuru ülkenin savaş karşıtı aydınları ile CHP ve 100 kadar AKP milletvekili sağladı.
ABD ile birlikte Irak’a girseydik ne kadar söz sahibi olurduk, meçhul...
Biz Irak harekatına katılsaydık ABD Kürt devleti kurma planından vaz mı geçecekti? Belki o zaman PKK kartını kullanmayacaktı. Ama büyük planının ayaklarından biri Kürt devleti kurmak olduğuna göre mutlaka o amaca yönelik başka plan uygulayacaktı.
ABD’nin dümen suyunda gitmemek doğru ve onurlu politikaydı.
Eğer o politikayı sürdürseydik PKK bugün başımıza bela olmazdı.
PKK 1 Mart tezkeresini kabul ettiğimiz için değil sonradan ABD’ye boyun eğdiğimiz ve Kandil’i vuramadığımız (kurutamadığımız) için başımıza bela oldu.
Bu gerçeği ıskalayıp tarihimizdeki onurlu bir kararı “yanlıştı” diye pişmanlığa dönüştürmenin âlemi var mı?
Organize şantaj
Organizasyon müthiş... 10 MHP yöneticisinin kızlarla gizli odalarda buluşmasını çekiyor, seçim öncesine yetiştiriyorlar...
Her yöneticinin peşine adam takmış olamazlar... Muhtemelen telefonlar dinlendi, buluşmalar saptandı ve buluşma yerlerine gizli kamera yerleştirildi...
Hayli donanımlı, profesyonel ve geniş bir teşkilat var demek...
Kimin adına çalışıyor bu örgüt? Deniz Baykal diyor ki:
“Bu iş hükümetin işi. Bu MHP’yi bitirme komplosudur. Amaçları anayasayı tek başlarına yapmak.”
Baykal kasetiyle CHP’nin yolu değiştirildi. MHP kasetleriyle bu partinin TBMM’den dışarı atılması planlanıyor. Baykal devam ediyor:
- Böyle elde edilmiş bir parlamento çoğunluğuyla yapılacak bir Anayasa’nın ahlaki, siyasi, demokratik içeriği şimdiden iflas etmiştir.
Gayrimeşru yoldan meşru bir Meclis kurulabilir, meşru bir anayasa yapılabilir mi?
Tahliye töreni...
Emniyet’teyken telefonuna ‘sehven’ 139 adet Hizbuttahrir üyesinin telefonunun yüklendiği ortaya çıkan Mehmet Ali Çelebi tutukluluğun 33. ayında tahliye edildi. Çelebi’nin avukatı Serkan Günel yaptığı açıklamada tahliyeyi anlatıyor:
“Kendisi saat 22:00 itibariyle eşyalarını toplamak üzere Hasdal Askeri Cezaevi’ne gitmiş ve oradaki iki binbaşının trompetleri ile çaldığı ve tüm komutanların hep bir ağızdan söylediği Harbiye Marşı eşliğinde iki amiralin (Koramiral Kadir Sağdıç ve M.Fatih Ilgar) omuzlarında Hasdal’dan uğurlanmıştır...”
Maphushanelere gelen hüzün taşır, giden neşe ve umut getirir.
Geyik
- Esmer bayanlara sesleniyorum. Saçlarınızı sarıya boyattığınızda Marilyn Monreo’ya değil İbrahim Yattara’ya benziyorsunuz. Saygılar.
- Elinde blackberry, sırtında burberry, ayağında fredperry, gelberry yar gelberry...
- Araştırmaya göre çoğu Türk kadınının vücudu “üstü dar, altı geniş” yani armut şeklindeymiş. Kadınlar; sevgilinizin neden “ayı” olduğunu şimdi anladınız mı?
- 1.50 boyundaki bayanlardan oluşan “Birelli Takvimi” çıktı.
- 80 yaşındaki amca Rusya’ya vize kalktı diye seviniyor. Vize kalkınca her şey kalkacak sanki.
- Bu “Survivor Taner”i küçükken üç kere havaya atıp iki kere tutmuşlar.
- Çocuk telefonunu beş defa üst üste açmadığında sırasıyla polis, MİT ve Genelkurmay’ı ayağa kaldıran canlıya “anne” denir.
- Ben bardak kırsam adım sakar. Annem kırsa nazar. Babam kırsa, o bardağın orda ne işi var.
AKP’nin verdiği tam sayfa ilanlarda, “Tarımda Avrupa Şampiyonuyuz” deniyormuş.
Avrupa şampiyonu değil de Avrupa zampiyonu olmayalım!
Fahrettin Fidan
Doğa
Adı “Büyük Anadolu Yürüyüşü” idi. Doğu Karadeniz’den Batı Karadeniz’den, Akdeniz’den, Ege’den, Trakya’dan... Yurdun 11 ayrı yerinden “Anadolu’yu vermeyeceğiz” sloganıyla günlerce yürüyerek geldiler... Dağları, dereleri, ormanları sorgusuz, sualsiz şirketlere satılarak doğası yok edilmek istenen Anadolu halkıydı onlar. 21 Mayıs’ta Ankara’da buluşacaklardı. Ancak Ankara girişinde yolları polis tarafından kesildi. Başkent’e sokulmadılar. Dün bu satırlar yazılırken çadırlarında bekleşiyorlardı. Amaçları Ankara’da bir basın bildirisi okumaktı. Ancak anlaşılan iktidar “Dağların, derelerin, ormanların, vadilerin sorgusuz sualsiz satılarak doğanın yok edildiği” gerçeğinin duyulmasını istemiyordu. Ankara önünde bekleşiyorlar.
Soru: 12 Haziran seçimine katılmasına rağmen oy pusulasında yer almayan parti hangi parti?
Yanıt: Seks Partisi...
* * *
Çelişki mi çelişki... Başbakan Erdoğan bir yandan “Yolsuzluk yaptığı için bazı bakanları milletvekili adayı bile göstermediğini” söylüyor, öte yandan AKP’ye “AK Parti” demeyene kızıyor...
Haldun Ertem