Abla’nın sırları!

30 Aralık 2017

Eminönü’ndeki “Nimet Abla” gişesi her yılbaşında olduğu gibi yine dolup taşıyor, vatandaş bilet almak için saatlerce kuyrukta bekliyor. Nimet Abla gişesinin bu şöhreti nereden geliyor? Gerçekten uğurlu gişe midir?

Mete Tunçay’ın “Türkiye’de Piyango Tarihi” adlı kitabını açıyoruz,... Kitabın bir yerinde rahmetli Yener Süsoy’un “Nimet Abla”nın eşi İsmail Özden’le yaptığı, Milliyet’te yayımlanmış eski bir röportaj yer alıyor. Soruyor Süsoy:

- Bugüne kadar sizin sattığınız biletlere çıkan ikramiyelerin toplamı ne kadar?

- Ne bileyim ben... Çok milyonlar çıktı. Büyük ikramiyenin 100 bin olduğu zamanlar tesadüfen, iki ayda bir mutlaka bizim sattığımız biletlere çıkardı. 100 bin değilse, 50 bin çıkardı. Ama biz yine 100 binin satıcısını bulup reklamımızı yapardık...

- Onu nasıl yapıyordunuz?..

- Mesela bir seyyar satıcıya çıkmış veya başka bayiye. Ona parasını öder, alırdık bileti, bizim gişeden çıktı diye reklamını yapardık...

Nimet Abla muhtemelen büyük ikramiyeyi biraz fazla para vererek satın alıyordu. Bu arada basınla ilişkileri iyi yürütüyor, çıkan haberlerin kupürlerini camekâna yapıştırıp müşterileri etkiliyordu. Kocasının zarar ettiği gişeyi ele alıp yıllar içinde kâra geçirmişti.

Yazının Devamı

Korkusu yeter...

28 Aralık 2017

Son referandum sonrası Kemal Kılıçdaroğlu, YSK’nın mühürsüz zarf ve pusula kararını protesto için neden CHP’lilerle birlikte YSK’nın kapısına gitmediğini:

“Sokaklarda sopalı, hatta silahlı kişilerin olacağına ilişkin çok ciddi duyumlar vardı” şeklinde açıklamıştı.

Sopalı ve silahlı militanlar bu defa cezadan muaf olacağı için benzer olaylarda bu tür tehditler çok daha yoğun ve ciddi olacaktır. Deniyor ki; “Efendim çıkarılan 696 sayılı KHK sadece 15 ve 16 Temmuz günlerini kapsar”... Yargıç önüne gelen davada kararnamenin lafzına bakar. Orada da böyle bir açıklık yok. Kaldı ki parti militanları yeni bir durumda “Nasıl olsa buna da af çıkar” diye barbarlığa girişmez mi?

? ? ?

Çağdaş demokrasilerde, eli silahlı bir kişiden şüphelenerek öldüren asker ve polis dahi “Acaba sağ ele geçiremez miydi?” diye sorgulanır... Oysa son kararname ile sivile “Şüphelendiğin kişiyi vur, cezadan muafsın” deniyor. Resmi görevli kanuna göre hareket eder. Burada sivile kafasına göre hareket etme yetkisi veriliyor.

Şu mesaj da Doç. Ahmet K. Han’dan:

“Bireyin vücut bütünlüğüne yönelik olarak işlenenler başta, kamu menfaat ve güvenliğini hedef alan fiiller, haklı veya haksız, hiçbir mazeret

Yazının Devamı

Hukuk bombası!

26 Aralık 2017

Önceki gün açıklanan 695 ve 696 sayılı KHK’lar gündeme bomba gibi düştü.

696 sayılı KHK’ya göre: “Resmi görevleri olmasa da, 15.7.2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak”.

Genel kanı... Bir protesto gösterisine saldırarak suç işleyen siviller mahkemede bu olayın 15 Temmuz’un devamı veya bir terör eylemi olduğunu öne sürerek cezadan kurtulabilecek. Bu madde bir başka deyişle iç savaşa davetiye!

AKP sözcüsü Mahir Ünal dün bir açıklama yaparak bu kararnamenin sadece 15 ve 16 Temmuz tarihlerini kapsadığını bildirdi. Ne var ki, kararnamenin ucu açık... 16 Temmuz diye bir sınır yok. Mahir Ünal’ın açıklaması hukuki bir değer taşımıyor.

Kaldı ki 15 - 16 Temmuz günlerinde suç işleyen sivil vatandaşlar için af çıkartmak da hukuka uygun değil... E. savcı Ali Özgündüz’ün dün hatırlattığı gibi, Af yasaları TBMM tarafından ancak nitelikli çoğunlukla çıkarılabilir. Bir kayıt da ceza profesörü Adem Sözüer’den:

- İşlenmiş suçlardan dolayı af ama gelecekte işlenecek suçlardan dolayı sorumluluk doğmayacağı yönünde hukuki düzenleme

Yazının Devamı

At eti, it eti!

23 Aralık 2017

Kışlalardaki bozuk yemeklerden kaynaklanan toplu asker zehirlenmesi haberlerini yavaş yavaş kanıksamaya başladık. O yüzden olacak birkaç gün önceki at eti haberi de basında fazlaca yer bulmadı. Sezgin Tanrıkulu’nun gündeme getirip Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin açıkladığı at eti skandalında 4 ton kavurmanın bozulduğu kutular açılınca yayılan pis kokudan anlaşılmıştı. Yapılan tahlilde bunların at eti olduğu anlaşıldı. Atlar hastalıklı mıydı, o kadar at nereden bulundu gibi sorular havada kaldı.

Dün benzer bir haberle uyandık güne. Yeniçağ gazetesinden Orhan Uğuroğlu’nun haberine göre Milli Savunma Bakanlığı’nın açtığı bin 100 tonluk zeytinyağı ihalesini kazanan firmalar kışlalara zeytinyağı yerine hayvan küspesinde kullanılan yağ vermişler. Olay, kimi askerlerde rahatsızlık görüldükten sonra anlaşılmış. Askere yönelik bu skandallar böyle sürer gider. Çünkü tedarikçi firmalar genellikle “yandaş” olup doğru dürüst bir soruşturma açıldığını da duymuyoruz. Bu arada yemek duası değiştirildi “Tanrı” yerine “Allah” sözcüğün kondu. Bakın emekli Amiral Atilla Kıyat attığı tweette ne diyor:

“Sayın Bakanlar, yemek duası yerine askere verilen yemekle meşgul olsaydınız at eti skandalı

Yazının Devamı

Gel de al, dedi!

21 Aralık 2017

Meclis’te Dışişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken CHP adına Öztürk Yılmaz söz alıyor... Ege’de işgal altındaki 18 adaya getiriyor sözü... İki cümlesi AKP sıralarından alkış alıyor:

- Biz “Adaları AKP işgal ettirdi” demiyoruz...

- Bunların bir kısmı da Atatürk zamanında zaten işgal edilmiş!

Oysa Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım sık sık, 18 ada ve kayalığın Yunanistan tarafından 2004 yılından sonra işgal edildiğini ısrarla yazmaktadır.

Öztürk Yılmaz, sözlerine devamla “Ne zaman işgal edilmiş olursa olsun” hükümetin bu adalara sahip çıkması gerektiğini ekliyor.

Söz alan Mevlut Çavuşoğlu, Öztürk Yılmaz’a hitaben şöyle diyor:

“Bunun sorumlusu Ak Parti’den önce iktidarda olan partilerdir. Sen de söyledin ki ‘Atatürk’e kadar gider’ dedin.”

Bu arada salondan atılan sözlere sinirlenen

Yazının Devamı

Hukuk anısı

19 Aralık 2017

Yargı, yargıç, hukuk, adalet kavramlarının tersyüz olduğu şu yıllarda...

Eski Dışişleri bakanlarından Feridun Cemal Erkin’in bir anısı...

Paris’te hukuk okuyan Cemal Erkin, diplomasını alınca İstanbul’daki Uluslararası Mübadele Komisyonu Türk heyetinde göreve başlar.

Komisyon Başkanı Şükrü Saracoğlu bir gün kendisine “Hazırlan, Eskişehir’e gideceğiz” demiş. Geceyi otelde geçirir ertesi gün o zaman Eskişehir’de çalışan Yargıtay’a giderler. Başkan ve daire başkanlarının katıldığı bir toplantı düzenlenir. Mesele şudur; İstanbul’daki toplantılarda Yunan heyeti ile aramızda anlaşmazlık çıkmış, tarafsız üyeler dahil kimse anlaşmazlığı çözememiştir. Saracoğlu meseleyi yüksek yargıçlara anlatır. Ve sorar...

- İhtilafı halletmek için elimizde tek çare olarak bunu yetkili mahkemeye arz etmek kaldı. Mahkemeye gidersek Türk hâkiminin bu işte kararı hangi tarafın lehine olur?

Yargıçlar aralarında bir süre görüşüyor. Sonra kanaat açıklıyorlar:

- Türk hâkimi bu ihtilafı ancak Yunan görüşü lehine halledebilir...

Saracoğlu

Yazının Devamı

İzmir modeli...

16 Aralık 2017

İzmir Belediyesi bölgede bütün Türkiye’ye örnek olacak başarılı kooperatifçilik projeleri uyguluyor...

- İzmir’i süsleyen çiçekleri Bayındır’daki çiçek kooperatifinden,

- Çocuklara dağıtılan sütleri Tire Süt Kooperatifi’nden,

- Köylere dağıtılan 3.5 milyon fidanın tamamı Bademli Fidancılık Kooperatifi’nden,

- Dar gelirli ailelere dağıtılan peynir İğdeli Kooperatifi’nden,

- Yağ, Bademli ve Gödence Kooperatifi’nden,

- Bal, Bergama’daki Bal Üretici Birliği’nden temin ediliyor.

Böylece hem tarım ve üretici destekleniyor hem fukaranın sofrasına besleyici gıdalar ulaşıyor.

Yazının Devamı

Türkiye hedefte!

14 Aralık 2017

ABD Başkanı Donald Trump önümüzdeki pazartesi günü yeni ulusal güvenlik stratejisini açıklayacak.
Stratejiyi hazırlayan ekibin başındaki Ulusal Güvenlik Danışmanı General McMaster, yaptığı basın toplantısında ABD çıkarlarına küresel tehdit olarak Çin ve Rusya’nın adlarını verdi.
İki süper gücün uluslararası düzeni tehdit ettiğini öne sürdü.
İkinci olarak “haydut devletler” olarak tanımladığı İran ve Kuzey Kore’ye değinen McMaster bu ülkelerin “terörü desteklediğini ve kitlesel imha silahları ele geçirme arzusunda olduğunu” savundu.
McMaster üçüncü tehdit olarak ise cihatçı radikal örgütleri gösterdi...
Ve bu örgütlerin ana destekçileri olarak Türkiye ve Katar’ın adlarını saydı.
AKP’nin yükselişinin Batı ile sorunları büyüttüğünü ekledi.

Yazının Devamı