Seçimin kazananı!

16 Haziran 2015

Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere bazı CHP üst düzey yöneticileri 7 Haziran seçimleri için yüzde 30’ları hatta 35’leri telaffuz ederken ayağı yere basan kimi milletvekillerinin tahmini yüzde 24 -26 arasınde bir yer idi. O milletvekillerinden Ali Rıza Öztürk, bu tahminini 4 Haziran günü Grup Başkanvekili Engin Altay’a, hemen ertesi gün de bir diğer Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’ye attığı mesajlarda açıkça dile getirmişti. Dün pek çok kişiyle takım elbisesine iddiaya girdiğini ve 5 - 6 elbise kazandığını anlatırken neden böyle düşündüğünü şu sözlerle izah etti:

“Evet, CHP değişiyor, dönüşüyor. Ama olması gereken yönde, yani bu partinin omurgasını oluşturan Atatürkçü’lerin istediği ve beklediği yönde değil, tam tersi yönde. Dışarıdan dinci, Kürtçü, liberal isimler ithal edip onları liste başlarına koyarak onların geldiği tabandan oy devşirileceği umudu beklendiği gibi fos çıkmıştır. Dahası, o isimler partiye oy kazandırmadığı gibi oy kaybettirmişlerdir. Seçmen genel başkana güvenmemiş, inanmamıştır. Sadece emekliler inanmış olsa 11 milyon emekli bizi iktidara taşırdı. Bu gidişle ben daha çok takım elbise kazanırım ama parti kaybetmeye devam eder.”

EŞKİ

Yazının Devamı

Gazetenin muhatabı

14 Haziran 2015

Babıali tarihine damgasını vurmuş patronlardan birini, Erol Simavi’yi hafta başında kaybettik. Erol Simavi yalnızca patron değil gazeteci - patron olarak anılırdı. ‘Kalemini kır ama satma sakın’ sözünün sahibi bir babanın oğluydu. Ağabeyi Haldun Simavi ile birlikte devraldıkları Hürriyet’in patron katında 41 yıl çalıştı. 1994 yılında gazetecilikten çekildi...
Bir dönem Hürriyet’te çalışmış olan Hasan Pulur ağabeyimizin Erol Simavi ile ilgili anıları onun “Olaylar ve İnsanlar’ın Peşinde Bir Ömür” adlı kitabına yansımıştır. Kitapta anlatılıyor:
“Hürriyet’in başına Arda Gedik ile Çetin Emeç getiriliyor. Her ikisinin de babası Demokrat Partili. Hasan Pulur ile Oktay Ekşi gazetenin sahibi Erol Simavi’ye çıkıp ‘Bizim muhatabımız kim? Yani Çetin Emeç ile Arda Gedik mi? Bu durum bize biraz ters geliyor?’ diyorlar.”
Olayın gerisini Hasan Pulur’dan dinleyelim.
“Erol Bey, Oktay’la beni alıp pencerenin yanına götürdü. Sokaktaki kalabalığı gösterip ‘Bakın muhataplarınız burada’ dedi. Biz anlamadık önce, sonra halkı gösterdiğini fark ettik. ‘Onlar okurlarınız. Sizin muhatabınız onlar. Siz başka şeye aldırmayın’ dedi. Bir patronun meseleye bu şekilde yaklaşması çok önemliydi. Ve biz

Yazının Devamı

Gül’ü parlatmak...

13 Haziran 2015

İngiliz Economist dergisinin, başyazısında, Erdoğan’ın seçimde uğradığı yenilgiyi anlatırken Abdullah Gül’ü parlatması dikkati çekti. Dergi dedi ki:

“Muhalefetin etkisizliği nedeniyle Türkiye’de bir süre daha değişim muhtemelen AK Parti’nin içinden gelecek gibi görünüyor. AK Parti’nin önde gelen birçok ismi, ki bunların arasında Cumhurbaşkanı’nın selefi Abdullah Gül de var, Sayın Erdoğan’ın kutuplaştırıcı tarzını ve otoriter çizgisini sevmediklerini net bir şekilde söylüyor. Aslında AK Parti’nin kurucularından biri ve eski bir başbakan olarak Sayın Gül, Sayın Erdoğan’ın karşısında duracak itibara sahiptir ve yeniden mükemmel bir başbakan adayı olabilir.”

İç siyasetteki dalgalanmalara bakarken Batı’nın yaratmaya çalıştığı dalgaları da gözden kaçırmamak gerekiyor...

Âli menfaat!

Yazının Devamı

Geleceğin haritası

12 Haziran 2015

Seçim sonuçlarını şöyle kabaca okursak...
7 Haziran seçimi, 13 yıllık bir kâbus dönemine karşı bir demokratik devrimdir.
Toplumun yüzde 60’ı bu seçimde geçen 13 yılın politikalarına rest çekti, çağdaş yönde değişim istediğini belirtti.
Bundan sonrasının yol haritasını meslektaşımız Necdet Saraç çizmiş... Özetle:
? Saray’ın, yani Erdoğan’ın AKP - MHP koalisyonu, sermayenin ise AKP - CHP koalisyonu istediği anlaşılmaktadır
? Koalisyon tartışmalarında CHP’nin ilk tercihi MHP ve HDP’yle birlikte bir “geçiş hükümeti / restorasyon hükümeti” olmalıdır. Eğer bu olmuyorsa ikinci tercih MHP ve HDP’nin desteğinde bir “CHP azınlık hükümeti” olmalıdır. Böyle bir hükümetin üç parti arasında seçim programlarına bakıldığında hiç değilse bazı konularda “ortak zemin” olduğu görülmektedir.
? Bu zemin aynı zamanda “Hükümet Programı” da olabilir. Örneğin; İç Güvenlik Yasası’nı iptal etmek; seçim barajını kaldırmak; yolsuzluk yapan bakanları Yüce Divan’a göndermek; yargıyı ve eğitimi yeniden yapılandırmak; Kırşehir’deki “eğit - donat” projesini durdurmak, ÖSO ve benzeri güçleri sınır dışı etmek, bölge için barış çağrısı yapmak; 81 ilin valisini ve emniyet müdürünü değiştirmek; asgari

Yazının Devamı

CHP’de heyecan!

11 Haziran 2015

Ankara göründüğü kadarıyla bir AKP - CHP koalisyonuna doğru ilerliyor...

CHP bu hazırlığı uzun zamandır yapıyordu... HDP’nin barajı aşmasına bu yüzden sıcak baktılar, hatta omuz verdiler.

Kemal Bey, seçim gecesi açık açık AKP ile koalisyona yeşil ışık yaktı.

Üstelik bu konuda çok heyecanlılar. O kadar ki... Kendilerini ağırdan satıp koalisyon pazarlığında birşeyler elde etme çabasında bile görünmüyorlar. Deniz Baykal biraz daha temkinli... Tayyip Erodoğan’la görüşmesinden önce Antalya’da şöyle konuşuyor:

“Koalisyon tamam ama bir şeyler yapmak lazım. Yanlışların birlikte tespit edilmesi lazım. AK Parti neden kaybetmiştir? Millet neden oyları eksiltmiştir? Bunu düzeltmek lazım. ‘Bunları hazmedin’ diyerek işbirliği çözümleri aramak gerçekçi değildir.”

Deniz Bey AKP günah çıkartır, kendine çeki düzen verirse bir koalisyon olabilir mesajı veriyor. Tayyip Erdoğan da dünkü görüşmede Deniz Bey üzerinden CHP’ye koalisyon köprüsü kurdu... Herkes rahat mı? CHP’li bir dostumuza AKP ile gözü kapalı bir koalisyonun ne anlama geleceğini sorduk:

- Batan gemiye bilet almak, dedi...

AKP halk oyuyla iktidardan düştü... Türkiye 13 yıllık ağır bir tahribatın sonuçlarını yaşıyor. Köklü kararları ve cesur ad

Yazının Devamı

Yalan ve dolan...

10 Haziran 2015

Siyasi lider garanti veriyor:

- Şu kadar oy almazsam çekilirim...

Seçim bitiyor. Kendi koyduğu barajı geçemiyor. Ama sözünü tutmuyor. Sadece bir liderin değil birden fazla liderin tavrı böyle.

Peki, biz bundan sonra bu liderlerin verecekleri sözlere inanacak mıyız?

Bir kez sözünü tutmamış adam bir daha tutmazsa söylenecek sözümüz kalır mı?

Bu şekilde ona yalancılıkta açık çek vermiş olmuyor muyuz?

Hesap sorduğumuzda şunu söylemez mi?

“Ben daha önce sözümü tutmadım, siz buna rağmen bana oy verdiniz. O yüzden artık verdiğim sözleri tutmaya gerek görmüyorum.”

Yazının Devamı

Ufukta koalisyon!

9 Haziran 2015

Ak Lider Ahmet Davutoğlu, 9 Mayıs günü Hatay’daki mitingde konuşuyor:

“ Hatay’dan meydan okuyorum. Eğer AK Parti 7 Haziran’da tek başına iktidar olmazsa 8 Haziran günü istifa edeceğim.”

Kendi koyduğu barajın altında kalan Davutoğlu, pazar akşamı konuştu:

“Bu seçimin galibi AK Parti’dir. Bir kez daha destan yazdık”

Kim ne derse desin sonucun kısa özeti şu: “Demokrasi kazandı”...

Sivil dikta hevesleri, dine dayalı politika manevraları, özgürlükleri kısma girişimleri, milleti aptal yerine koyma hevesleri bu seçimde darbe yedi. Ülke “tek adam” ihtirasının elinden kurtuldu. Rahat nefes alın...

***

Bundan sonrası mı? Erken seçim sözü çok ediliyor ama AKP’nin bir erken seçimde oyunu arttırma ihtimali yok denecek kadar az. İktidarı bırakmayı ise hiç istemiyor. O yüzden ufukta bir koalisyon (MHP de razı edilebilir) ihtimali var.

Yazının Devamı

Gençlere öğüt...

7 Haziran 2015

Spor güzeldir... Futbol heyecan sporudur... Peki hayatın geri kalanı...

“Beyaz Zambaklar Ülkesinde” diye ünlü ve güzel bir kitap vardır. Cumhuriyet yıllarında tüm okullara tavsiye edilmişti. Grigory Petrov bu kitapta Finlandiya’nın kalkınma ve ilerleme çabalarını anlatır.

Orada Finli bir yurtsever olan Snelman’ın futbol meraklısı gençlere öğütleri dikkat çekicidir... Der ki:

“Sizler Finlandiya’nın futbolda elde ettiği başarılarla övünüyorsunuz. ‘Güçlü Ayak’ adlı kulübünüzün komşu ülkelere İsveç, Norveç, Danimarka’ya davet edilmesine veya Macaristan’a giderek maç kazanmasına sevinerek tezahürat yapıyor, gurur duyuyorsunuz.

Ben sizin sevincinizi paylaşmıyorum.

Sevgili ülkemiz Suomi’de adları ‘Güçlü Düşünce’, ‘Süt Üretimi”, ‘En iyi Yumurta” ‘En Kaliteli Tahıl’, ‘Temiz Vicdan, ‘Yeni Fikirler”, ‘Mekaniğin Gururu’, ‘Müreffeh Halk’ adlı kulüpler olsaydı bu beni daha çok sevindirirdi.

Ben sizlerin sadece Macarları ayakla topa vurarak yenmekle yetinmemenizi, aynı zamanda Almanları, Fransızları, İngilizleri beyniniz, kalbiniz ve iradenizle bilim, ustalık, ticaret, sanat, hukuk düzeni gibi alanlarda ülke refahının artırılması için halkın verdiği mücadelede yenmenizi istiyorum.

Şu kuralı unutmayın.

Yazının Devamı