Oku bunu demokrat!

25 Temmuz 2014

Basında baskının görülmedik boyutlara ulaşması... Demokrasinin tık nefes olması... Tek adam rejiminin her alana yayılması... Bunlara karşılık ikide bir tek parti dönemine vurulması günümüzün tartışmalarını oluştururken... Bir bölümünü Atatürk’ün bizzat yazdığı 1931 tarihli “Medeni Bilgiler” kitabını açıyoruz... Bakın aynen ne diyor:
* Milli egemenlik temeline dayalı temsili bir hükümette kamuoyu büyük bir rol oynar...
* Basın ve toplantı hürriyeti olmadan ve halkın tamamına ait işler hakkında geniş bir eleştiri alanı bırakılmadan kamuoyu görevini yerine getiremez...
* Eleştiri ve tartışma tamamen hürdür. Bu hürriyet herkes tarafından, hiç kimsenin etkisi olmadan kendi kendine kullanılır.
* Kamuoyunun eleştiri hürriyeti birçok yayın ile olur.
* Eleştiri hürriyeti hükümet ile millet arasında bir anlaşma ortamı meydana getirir.
* Hükümet yayıncılık aracılığıyla kamuoyunu anlar ve gerektiğinde gerekli olan belgelerle onu aydınlatır.

Yazının Devamı

Boykot seçeneği!

24 Temmuz 2014

Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan, seçim kampanyası için yaptığı gezilere Airbus A 319 tipi ANA uçağı ile gidiyor. Havaalanlarından kent merkezlerine gelişte veya kısa mesafelerde ise OBA helikopterini kullanıyor. Örneğin, geçen cuma günü İstanbul’dan Bursa mitingine OBA ile gitti.
Cumhurbaşkanı adayı bu şekilde devlet imkanlarını kullanmış olmuyor mu?
Olmuyor! Minare kılıfına uyduruluyor.
Başbakan gittiği illerde Valilik ziyareti veya benzer temaslarla bu geziyi resmi başbakanlık ziyareti haline dönüştürüyor. Devlet imkânlarını Başbakan olarak kullanıyor. Gitmişken de cumhurbaşkanlığı propagandasını yapıveriyor!
***
Tayyip Erdoğan’ın adaylığını açıkladıktan sonra istifa etmesi ve devlet olanaklarını kullanmaması için CHP ve MHP’nin çok önceden harekete geçmesi, kamuoyu oluşturması, YSK’ye baskı yapması gerekirdi. Son dakikaya kadar beklediler. YSK’yi etkilemek için zaman kalmadı.
İktidar partisi seçim adaletini ilk kez çiğnemiyor. Daha önce de defalarca çiğnedi.

Yazının Devamı

Cemaat sınavda!

23 Temmuz 2014

Yasa dışı dinlemelerle ilgili olarak dün sabah 05’ten itibaren kimi emniyet mensupları hakkında arama ve gözaltı işlemleri yapıldı. Açıklamaya göre Selam Tevhid diye olmayan bir örgütü izleme iddiasıyla Başbakan, bakanlar ve kimi yetkililer dinlemeye alınmış. Sahte kimlik ve belge ile yasa dışı dinleme ve izleme yapılmış. Gözaltı sayısının 70’i aşacağı bildiriliyor.
Bu soruşturmanın sonucunu beklerken... Gelelim eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un son ifadelerine...
Sabri Uzun, Hrant Dink’in öldürüleceğine ilişkin raporların cemaatçi görevliler tarafından kendisinden saklandığını açıklıyor.
Cemaatçilerin “Ülkede ulusalcı bir yapılanma olduğuna yetkili makamları inandırmak için” bazı eylemlere imkân hazırladığını anlatıyor.
Öncesinde tabii F. Gülen’den gelen: “Ulusal dalgayı aşacağız” mesajı var.
Daha öncesinde de ulusalcı Cumhuriyet mitingleri...
Hrant Dink cinayeti, Ergenekon ve ardından Balyoz tertibine hazırlık için bir komploydu.

Yazının Devamı

İsrail’e beddua...

22 Temmuz 2014

Tayyip Erdoğan İsrail’e kâh hakaret ediyor, kâh beddua ediyor... Bunların hiçbir etkisinin olmadığı Gazze’de İsrail vahşetinin sürmesinden belli oluyor...
İsrail zaman zaman çevresine ateş ve ölüm kusar...
Müslüman ülkeler ve Türkiye hık mık eder... Biraz küfür, biraz beddua...
İsrail işini bitirip kılıcını kınına sokarken hepsi bir biçimde İsrail’le işbirliğine koşarlar. Çünkü her biri ABD bağımlısıdır ve kimi koltuğunun selametini kimi ekonominin esenliğini ABD - İsrail ortaklığına uymakta arar.
Erdoğan, daha çok seçmene şov amacıyla İsrail’e verir veriştirirken kimi sorulara yanıt veremiyor:
- Türkiye ile İsrail’in ticaret hacmi en çok hangi iktidar döneminde arttı?
- İsrail jetlerinin yakıtları nereden gidiyor?

Yazının Devamı

Kıssadan hisse

20 Temmuz 2014

Ortadoğu’da koltuğa adeta yapışan ve bir türlü oradan inmeye niyetli görünmeyen Hüsnü Mübarek’le ilgili anlatılırdı...
Hüsnü Mübarek bir gün Barack Obama ve Vladimir Putin ile birlikte kırda dolaşıyormuş. Birden karşılarına Tanrı çıkmış ve demiş ki: “Ben size iki gün sonra dünyanın sonunun geleceğini bildirmek için geldim. Gidin bunu halkınıza haber verin.”
Liderler koşa koşa başkentlerine gidip televizyona çıkmışlar.
Obama “Sevgili Amerikalılar. Size bir iyi bir kötü haberim var. İyi haber, Tanrı’nın varlığını sizin için doğruladım. Kötü haber ise Tanrı bana iki gün sonra dünyanın sonunun geleceğini söyledi” demiş.
Putin televizyona çıkmış: “Rus Halkı. Çok üzgünüm, size kötü iki haberim var. Birincisi Tanrı var, yani geçen yüzyılda inandığınız her şey yanlış. İkincisi dünyanın iki günlük ömrü var.”
Mübarek Kahire televizyonundan Mısırlılara şöyle seslenmiş:
“Mısırlılar, size iki harika haberim var. İlk haberim, Tanrı ile çok önemli bir buluşmadan geliyorum. İkinci iyi haber dünyanın son gününe kadar başkanınız olarak kalacağım.”

Yazının Devamı

Oyunuz kime niyet?

19 Temmuz 2014

Sen oyunu kime vereceksin? Bugünlerde en çok sorulan soru bu...
İletişim Uzmanı Nuran Yıldız dostumuz da bu soruyu dün bana sordu... Cevabım:
- Benim kime oy vereceğimiz önemli değil. Bizim gazeteci olarak görevimiz adayları geçmişleriyle, gelecekleriyle kamuya tanıtmak. Bilinçli tercih yapmalarını sağlamak.
AKP ile CHP - MHP çatısının oyları birbirine yakın...
Sonucu Kürt oylarıyla sandığa gitmeyeceklerin oyları tayin edecek.
Selahattin Demirtaş Kürt oylarının ikinci turda AKP için çantada keklik olmadığını söylüyor. Ancak bunun kararını sanıyoruz o değil İmralı verecektir.
Seçime doğru iri bir taviz İmralı’yı mest edebilir

Yazının Devamı

Güncel yorum!

18 Temmuz 2014

Başbakan Erdoğan’ın 30 Mart yerel seçimleri öncesi Kırklareli mitingine gelişi sırasında ‘Hırsız var’ dövizi açtıkları iddiasıyla yargılanan Çiçek Güçlü ve Deniz Gülşen, ‘Kamu görevlisine alenen hakaret’ suçundan 7 bin 80’er lira para cezasına çarptırıldı.
Hani Başbakan kamu görevlisi değildi... Yüksek Seçim Kurulu onun kamu görevlisi olmadığı o yüzden Cumhurbaşkanı adayı olunca görevden ayrılmasına gerek bulunmadığı kararını açıklamadı mı? Demek durum yerine ve mahkemesine göre değişiyor!
Davaya gelirsek... Sanıklar duruşmada “Biz, hırsız var, derken 17 Aralık’tan sonra belgeler ve tapelerle ortaya çıkan durumu protesto ettik, Başbakan’ı kastetmedik” diyorlar. Ancak savcı iddianamesinde:
“Pankartta Başbakan’ın adı geçmediyse de Başbakan’ın kastedildiği açıktır” diyor.
Avukat Şerif Ö. Urfa savunmasında:
- Hırsız var, deyince sayın savcının aklına Tayyip Erdoğan geliyorsa bu savcı beyin kendi algı dünyasında Tayyip Erdoğan’ı hırsız olarak gördüğünü gösterir, diyor. Bunun bir niyet okuma olduğunu, hakaret suçunun niyet okumayla oluşmayacağını anımsatıyor.
Ancak yargıç savcının görüşüne katılıyor. Cezayı bastırıyor.

Yazının Devamı

Çatı’dan beklenti

17 Temmuz 2014

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na karşı özellikle adının ortaya atılış biçimi ve geçmiş kariyeriyle ilgili duyulan ilk tepkiler yumuşama eğilimine girdi. Ekmel Bey ısınma turlarında sakin ve kibar tavrıyla ilgi topluyor. Onur Öymen, Aydınlık gazetesindeki yazısında durumu irdelerken Ekmel Bey’den kimi “taahütler beklendiğini” yazıyor. Onun bu taahhütlerle Cumhurbaşkanlığı seçiminde kararsız kalan seçmenlerin hiç değilse bir bölümünün tutumunu etkileyebileceğini kaydediyor...
Hangi konuda ne taahhütler beklenebilir Ekmel Bey’den... Bazılarını sıralayalım...
- Atatürk ilke ve devrimleriyle devletimizin kurucu iradesinin benimsediği dünya görüşüne tümüyle sahip çıkacağı,
- Bütün vatandaşların dini görüşlerine saygı göstereceği, ancak dini düşünce ve söylemlere atıfta bulunmadan devleti yöneteceği,
- Hakim, rektör ve vali gibi üst düzey devlet görevlerine yapılacak atamalarda, hiç bir partinin etkisi altında kalmadan sadece yetenek ve deneyime öncelik vereceği,
- Yargı bağımsızlığını yeniden sağlamak ve yaşanan hukuksuzlukları ortadan kaldırmak amacıyla Anayasa’nın verdiği yetkileri kullanacağı,
- Basının üzerindeki baskıların kaldırılıp ülkemizdeki basın

Yazının Devamı