Çankaya fırtınası

25 Mayıs 2014

Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçim gezilerini dün Almanya’nın Köln şehrinden başlattı..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise henüz sivil toplum kuruluşlarıyla görüşme aşamasında... CHP adayını seçmekte hayli gecikmiş sayılır...
Kesin aday listeleri 12 Temmuz’da açıklanacak. Henüz vakit var gibi görünüyor. Ancak o tarihten sonra 10 Ağustos’a çok az zaman kalıyor.
Yerel seçimde aday tespitinin gecikmesi sonucu kimi adayların tanıtım broşürü bile bastıramadığını görmüştük.
***
Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu’na göre adaylığı kesinleşen kamu görevlilerinin istifa etmesi gerekiyor.
Kanunda hakimler, savcılar, öğretim üyeleri gibi meslekler sayılmış... Ancak milletvekili ve bakanlar ayrıca sayılmamış. Vural Savaş, Atilla Kart gibi hukukçular Meclis üyelerinin de kamu görevlisi olduğunu, Başbakan aday olduğu takdirde görevden istifa etmesi gerektiğini vurguluyorlar.

Yazının Devamı

Soma muhabbeti

24 Mayıs 2014

Birileri “Somali’yi bırak Soma’ya bak” demiş. Kimse o, anlaşılan önceliğin Soma’da olduğunu hatırlatmak için slogan üretti... Başbakan AKP İl Başkanları toplantısında onları adeta linç etti:
- Somali’ye, Bosna Hersek’e, Sırbistan’a el uzatmamızı eleştirenler Soma’yı da bilmezler, haritada yerini dahi gösteremezler. Somali bunlara ne kadar uzaksa, inanın Yozgat da o kadar uzaktır, Soma da o kadar uzaktır. Saraybosna bunlara ne kadar uzaksa emin olun Diyarbakır, Van, Şırnak, Sivas da bunlara o kadar uzaktır.
Konuşma bu minval üzre sürdü... Başbakan’ın konuşmasını şöyle sürdürmesini bekliyorduk:
- Madende gerekli önlemleri almayarak, denetlemeleri yaptırmayarak, gözleri paradan başka bir şey görmeyerek, 301 madencinin ölümüne de bunlar sebep olmuştur!
Başbakan sözü hayret şekilde buraya getirmedi... Devam etti:
“Biz daha çok çalışacağız. Nerede eksiğimiz, nerede açığımız var bunları gidermeye çalışacağız. İlgili bakanlarımın hepsine Bakanlar Kurulu toplantısından sonra hemen talimat verdim. Hemen, şu anda dünyada bu işi en ileri teknolojide hangi ülkeler kullanıyor. Amerika, Almanya, Rusya, Avustralya, hemen ekipler halinde gidilecek, oraları gezeceksiniz,

Yazının Devamı

Dağlara yenilmek...

23 Mayıs 2014

Genelkurmay İnternet sitesinde “önemli yurtiçi olaylar” bölümüne girerseniz Güneydoğu’da hemen her gün bir veya birkaç olayın patlak verdiğini görürsünüz. Haberler gazetelere girmiyor ama... Karakol inşaatlarında çalışan işçiler kaçırılıyor, kamyonlar yakılıyor, askerler üzerine ateş açılıyor. Güvenlik güçlerinin olayları engellemek bir yana etkili karşılık verdiği bile kuşkulu...
Şu sıralarda Diyarbakır Belediyesi önünde acılı insanlar bekleşiyor...
Bunlar çocukları PKK tarafından dağa kaçırılan üç ailedir...
PKK 23 Nisan’da Diyarbakır Lice’de piknik düzenleyen çocukları dağa kaldırmış. Lise öğrencisi 15 yaşındaki Fırat Aydın Erdem, Halime Gündüz ve Hatip Temel’in aileleri devlet güçlerine yaptıkları başvurular yanıtsız kalınca umutlarını BDP’ye bağlamış ve Diyarbakır Belediyesi önünde nöbete durmuşlar. Ancak aileler BDP’nin de kendileriyle ilgilenmediğini söylüyor. PKK’nin şehirlerdeki siyasi kolu gibi çalışan BDP isterse çocukları kurtarmak için harekete geçebilir. Ama anlaşılan geçmiyor.
İktidar partisi AKP’ye gelince... Terör örgütü karşısında tam bir acizlik sergiliyor.
Bu durum Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde İmralı’dan destek alma umutlarına

Yazının Devamı

Özel ve güzel..!

22 Mayıs 2014

12 Eylül sonrası demokrasiye geçilirken ANAP lideri Turgut Özal ile Halkçı Parti lideri Necdet Calp’in ekrandaki tartışmaları hatırlardadır... Biri “Köprüyü satacağım” diyor, öteki “Sattırmam” diye diretiyordu. “Satacağım” diyen liberal, ilerici diye niteleniyor “Sattırmam” diyen devletçi, statükocu, gerici oluyordu...
Seçimleri Turgut Özal kazandı... Türkiye çok geçmeden özelleştirme kampanyasını başlattı. Önce çimento fabrikaları satışa çıktı.
Medyaya göre... Özelleştirilen tesisler daha verimli çalışacak, devlete daha çok vergi verecek, daha çok kâr edecek, dolayısıyla çalışanlarına daha okkalı ücretler bahşedecekti... Bu arada işçiler çalıştıkları işletmenin hisse senetlerini alabilecek, bu şekilde sermaye tabana yayılacaktı.
Anlatılan masallara kanan işçiler, köylüler, esnaf, orta sınıf oyunu yıllarca liberalizmi ve özelleştirmeleri savunan partilerden yana kullandı.
Ne var ki, ülkenin siyasetçi terbiyesi, demokrasiye saygısı, hukuki yapısı, denetim mekanizmaları bu işe müsait değildi. Özelleştirmenin altyapısı ve hukuku tesis edilmemişti. Çıkarcı siyasetçi ile kapkaççı işadamının ortaklığı çabuk kuruldu, özelleştirme çarçabuk peşkeşe dönüştü.
Devletin koruyucu

Yazının Devamı

Hesabı ödeyiniz!

21 Mayıs 2014

Soma Faciası’nın ardından toplumun gösterdiği duyarlık, dayanışma, yardımlaşma, özveri olağanüstü güzel... Ama insan bu çabaları görünce düşünmeden edemiyor.. Neden bu dayanışma ve duyarlığı facialar oluşmadan göstermiyoruz... Neden çalışan kesimlerden gelen uyarıları, şikâyetleri gereğince dinlemiyor, gereğinin yapılması için çaba göstermiyoruz... Neden bilim ve teknolojiye gereken önemi vermiyoruz.
Bundan öncesini yeterince izlemedik, en azından sonrasını izleyelim...
Hukukçular uyarıyor... Savcılığın soruşturmayı kasıt değil de “Bilinçli taksir” suçlaması üzerine kurması madenci şirketin davayı küçük cezalarla atlatmasını sağlayacak. Barolar konuyu izlemeli.
Bu arada denetimle görevli müfettişler soruşturuluyor mu? Hiç duymuyoruz...
Başbakan ne diyor:
“Dicle’nin kenarında kurdun kaptığı koyun, benim mesuliyetim altındadır.”
Güzel laf... Peki sonuç?

Yazının Devamı

Gazeteciye hücum!

20 Mayıs 2014

Soma’da 301 kişiyi öldüren maden sahibinde, iş müfettişlerinde, Çalışma Bakanlığı’nda, Enerji Bakanlığı’nda, sendikacılarda, yöneticilerde en küçük kusur bulamayan Başbakan, yere düşen acılı vatandaşa tekme atan danışmanında da kusur bulamadı... Ertesi gün onu yanında dolaştırarak desteğini ifade etti. Derken...
Başbakan Soma katliamında suçluyu nihayet buldu...
Yazar Yılmaz Özdil ile Yazgülü Aldoğan’ın işten atılması için patronlarına çağrı yaptı.
Yılmaz Özdil, Halk TV’de “Olup biten müstehak” gibi sözler kullanmış.
Yazgülü Aldoğan ise köşe yazısında sözü şehit istismarına getirmiş:
“Şimdi de bir şehit lafı icat ettiler ki isyan edilmesin. Onlar ne şehit ne gazi, kâr yoluna gitti niyazi” demişti.
Bu iki arkadaşın yazılarını sürekli okuyanlar onların hangi sözcüğü ne niyetle kullandıklarını, kimden yana olduklarını, ömürleri boyunca hangi değerleri savunduklarını iyi bilir. Birkaç kelimeye bakarak onları yargılamazlar. Başbakan anlaşılan yine de birkaç sözcük istismarıyla iki gazetecinin hayatını söndürürüm umuduna kapıldı. Patronları Aydın Doğan’a seslendi:

Yazının Devamı

Modern dilenci!

18 Mayıs 2014

Başkaları değil, bizzat kendisi takmıştı “Modern dilenci” lakabını kendisine, önceki gün kaybettiğimiz CHP milletvekili Mevlüt Aslanoğlu. Malatyalıydı, İstanbul’dan önce 2 dönem Malatya Milletvekilliği yapmıştı. Sadece Malatya’da değil, Türkiye’nin dört bir tarafından yaşayan Malatyalıları ama özellikle de zengin Malatyalıları neredeyse tek tek tanırdı. Malatya’da bir köyün, bir kasabanın, bir ilçenin okulu, sağlık ocağı, yolu, vs. mi yok? Hemen zengin hemşehrilerini dolaşır, gereken parayı toplar, o eksiği tamamlardı. 2004 yılında köşemize, bu yöntemle o tarihe kadar Malatya’ya 7 sağlık ocağı, 8 okul, 1 gölet, 1 köprü kazandırdığını yer adları vererek anlatmıştı. Bugün Malatya’da köy okullarının çoğunda bilgisayar varsa bunda da onun katkısı çok büyüktü. Bir gün Meclis’te tanık olmuştuk. Telefonda, birinin vekil öğretmen olarak atanmasında yardımını isteyen Malatyalı zengin işadamı Şah İsmail Uçar’a, tamam hallederim ama sen de Malatya’da falanca köye sağlık ocağı yapacaksın, demiş... Adını verdiği köye o sağlık ocağını yaptırıncaya kadar Uçar’ın peşini bırakmamıştı.
Menhus hastalık son yıllarda onu da pençesine almıştı ama o hastalığının en ağır dönemlerinde dahi Meclis

Yazının Devamı

KÖMÜR

17 Mayıs 2014

“Kömür olduk ey insanlar yakın bizi.Gökyüzünde duman duman soluyun bizi.Kaşlar kara, gözler kara...Kirpik kara, el kara.Kitap kara, defter kara...Tarih yazan kalem kara.Hoşçakal, hoşçakal son günışığı.Son günışığıyla gelen yaşam hoşçakal.Son yeryüzü, son insan suretleri hoşçakalBebekler, arkadaşlar, komşular hoşçakalın.Bize Almanların itlerine biçtiği değerden,Daha az değer biçen dünya hoşçakal.Ve merhaba karanlığın mabedi,Yeraltının sessiz ırmakları merhaba, yeraltı merhaba...”Hasan Hüseyin Demirel

Olacağı budur...

Şirket yetkilileri “Bizim ihmalimiz” yok demeye getirdi lafı...
Şirket sahibi “Madeni işletmeye devam edeceğiz” dedi...
Yalaka yazar: “Soma’dan yeni bir Gezi çıkartmayın” diye uyardı...
Maksat madenci zarar etmesin, iktidara gol olmasın
Ölen ölür, kalan sağlar çalışmaya devam eder. Olacağı budur.

Yazının Devamı