Denetleme-me!

16 Mayıs 2014

Soma’daki maden cinayetinde devletin kusuru sorgulanırken denetlemelerin zamanında ve tam yapıldığı söyleniyor... Bu açıklamalara ne dediğini iş güvenliği uzmanı dostumuza sorduk. Ne mi dedi?
“12 Eylül 1980 darbesinden sonra başlayan iş müfettişlerini yetkisizleştirme süreci AKP döneminde de hızından bir şey kaybetmedi. Gelinen nokta; eskiden işverenler müfettişlerden korkardı artık müfettişler işverenlerden korkar hale geldi. Eskiden işyerindeki eksik ve kusurlara ilişkin şikâyetleri müfettişler o işyerine giderek incelerdi. Şimdi işvereni çağırıp onun anlattıklarını dinlemek zorunda. İşyerine gitmesi yasaklandığı için başkaca eksik ve kusurları görmesi sözkonusu değil. 13 Mayıs’ta Bursa’da ‘İş teftişi uygulamaları’ konulu bir seminer yapıldı. O seminerde yapılan konuşmalara bakın, Türkiye’de teftişin nasıl komik teftiş olduğunu açıkça görürsünüz.”
Peki, Soma’da rutin olarak yapıldığı söylenen denetimler?
“Onlar işverene önceden haber verilerek, şu tarihte, şunları şunları denetlemeye geleceğim, uyarısıyla yapılan haberli, yani göstermelik denetimlerdir.
O tür denetimlerin ne işe yaradığı son faciayla bir kez daha görülmüştür. Bu anlattıklarım devletin yaptığı

Yazının Devamı

Takdir-i cehalet

15 Mayıs 2014

Soma’daki ülkeyi yasa boğan iş cinayetinin sorumlusu kimdir?
İktidara ve ülkeye hakim olan lumpen siyasi kültürdür.
Sadece para ve rantla ilgilenen... Bilime, teknolojiye kültüre sırtını çevirmiş... İnsanı önemsemeyen... Kendini ilgilendirmeyen işleri kadere bırakmış... Halkı “takdir i ilahi” ile uyutan bir engin açıkgözlük ve kültürsüzlük bu...
Türkiye bu yüzden ölümlü iş kazalarında Avrupa birincisi ünvanına ulaştı.
DİSK 2013 yılında hayatını kaybeden işçi sayısının en az 1235 olduğu ve ölümlerin bir yılda yüzde 70 arttığını bildiriyor.

Yine DİSK’in tespitlerine göre:

“Yıllarca kamu eliyle üretimin yapıldığı bu sahalar özel sektöre

Yazının Devamı

Tunceli soruları...

14 Mayıs 2014

“Bu bölgede (Tunceli) 77 yıl önce bir soykırım yaşanmıştır.”
“Dersim Katliamı” konulu araştırma önergesi üzerinde konuşan HDP’li İdris Baluken özetle böyle demiş, ardından kürsüye gelen CHP’li Hüseyin Aygün ve Engin Altay da önerge lehinde konuşmuşlardı. Aşağıdaki sözlerimiz ve sorularımız ne İdris Baluken’e ne de Hüseyin Aygün’e... CHP Sinop Milletvekili ve Grup Başkanvekili Engin Altay’a;
Sayın Altay, “Ermeni Soykırımı” iddiası dile getirildiğinde başta Genel Başkan’ınız olmak üzere partinizin önde gelenleri haklı olarak bu iddianın araştırılmasının siyasetin ve siyasetçilerin işi olmadığını... Araştırma gerekiyorsa bunun tarihçilere bırakmak gerektiğini söyler dururlar. Aynı mantıkla “Dersim katliamı” iddiasının araştırılmasının da siyasetçilere... Hele hele Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in kurucularına nasıl baktıkları malum AKP’li ve HDP’li siyasetçilerin çoğunlukta olacağı komisyona bırakmanız çelişki değil midir?
AKP ve HDP’nin dertleri, tarihimizle samimiyetle ve dürüstçe yüzleşmek ve gerçekleri ortaya çıkarmak mıdır yoksa ne yapıp edip tarihimizi peşinen karalamak ve suçlu ilan etmek midir? Sorunun yanıtı belli olduğuna göre böyle bir komisyona nasıl evet dersiniz?

Yazının Devamı

Katlanma da dinle

13 Mayıs 2014

Memleket uzun konuşmadan battı, demişti Şinasi Nahit ağabeyimiz... Erdoğan’ın Feyzioğlu öfkesinde sanırız “uzun konuşma” bahane... Ama yine de iletişim uzmanı Nuran Yıldız’ın önerilerine kulak verelim:
- Konuşmacıların konuşma sürelerini ev sahibi belirlemeli, konuşmacı da buna saygı göstermelidir.
- En uzun dikkat süresi 15 dakikadır...
- Muhatabın yanıt hakkı olmadığı durumlarda eleştiri dozuna dikkat edilmelidir.
- Yanında Cumhurbaşkanı varken Başbakan’ın çıkış yapması devlet adabına uymaz.
- Bir konuşmacının ne söyleyip söylemeyeceğine müdahale kabul edilemez. Başbakan’ın tavrı hatadır.
- Birine “Edepsizlik yapıyorsun” demek hakarettir. Hiçbir kızgınlık bu ifadeyi haklı çıkarmaz.

Yazının Devamı

Hitler’in unuttuğu

11 Mayıs 2014

Antrenör durmadan oyuncu değiştirir, eskiler gider yeniler gelir, o gider bu gelir, takımın futbolu değişmez. Bazı siyasi partiler de öyledir. Kadrolar değişir, Ahmet gider Mehmet gelir, Hasan gider Hüseyin gelir, partinin performansı değişmez. Neden böyle olur?
Amerikali ünlü ruhbilimci Frederic Skinner’in “Yaşlılığın Tadını Çıkarın” adlı kitabında yer alan yaşanmış olayı aktararak zihinleri açmaya çalışalım...
* * *
Hitler, İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru generallerin ve parti kurmaylarının sık sık yanlış kararlar vermeye... Bunun sonucunda Alman ordusunun bütün cephelerde hezimetler yaşamaya başladığını görünce o ana kadar Almanya’da kalmış birkaç sosyal bilimciyi huzuruna çağırır. Generallerinin ve parti kurmaylarının neden giderek daha sıklıkla yanlış kararlar vermeye başladıklarını araştırmaları emrini verir. Bir süre sonra rapor gelir. Özetle denen şudur; sözünü ettiğiniz insanlarda zihinsel yorgunluk başlamıştır. O yorgunluk da hatalı kararları beraberinde getirmektedir. Söz konusu kişilerde belirlediğimiz zihinsel yorgunluk belirtileri şunlardır; gittikçe artan saygısız davranışlar ve küfürbazlık... Kendi hatalarından başkalarını sorumlu tutmak ve

Yazının Devamı

Dersim’i çalışmak

10 Mayıs 2014

Dersim Katliamı konulu araştırma önergesi Meclis’te görüşülürken HDP’li İdris Baluken, bu bölgede 77 yıl önce “Bir soykırım yaşandığını” savundu. CHP’li Hüseyin Aygün ve Engin Altay araştırma önergesinin lehinde konuştular. MHP’li Yusuf Halaçoğlu ise Dersim’deki olaylara eşkıyaların sebep olduğunu anlattı...
* * *
Dersim konusu gündeme birkaç yıl önce Avrupa’daki platformlarda sokuldu. Türkiye’de ise gündeme Tayyip Erdoğan getirdi. Onun amacı Dersim istismarıyla Atatürk, İnönü ve CHP’yi vurmaktı. Kemal Kılıçdaroğlu da kervana katıldı. Dersim’e esas sahip çıkanın kendisi olduğunu ispat çabasına girişti. Son olarak 4 Mayıs’ta Tunceli’de şöyle dedi:
“Dersim’de yaşanan insanlık dramının en küçük ayrıntısına kadar ortaya çıkarılması görevimizdir.”
Liderler tarihe çok mu meraklılar? Tarihi gerçeklerin tarafsız bir biçimde ortaya çıkarılmasını mı istiyorlar? Öyleyse bir tarih komisyonu kurar, bu işi tarihçilere bırakırlar...
Bunun yerine Dersim’i seçim meydanlarında kullanmaları, konuyu oy malzemesi yaptıklarını gösterir. Kılıçdaroğlu yerel seçimde Tunceli’de Seyit Rıza Parkı’nda Seyit Rıza’nın heykeli önünde konuştu. Dersim istismarı yaptı. Buna rağmen yerel seçimi

Yazının Devamı

Başarısız kim ola!

9 Mayıs 2014

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MYK’daki yardımcıları arasında tasfiye ve görev değişikliği yaptı. Beş yardımcısını tasfiye ederken Umut Oran’ın gönderilmesi hayli ilginç göründü...
Bu nöbet değişikliği mantıklı mıdır? Bir yararı olur mu?
Eski CHP’li bir dostumuz dün bu konuda dedi ki:
“Kemal Bey partinin başına bundan tam dört yıl önce geldi. Bu süre içinde MYK’yi değişik ölçülerde tam beş kez değiştirdi. MYK’ye üye olarak alıp daha sonra başarısız diye gönderdikleri saymakla bitmez. Durumumuz aynen Zincirlikuyu Mezarlığı’nın girişindeki, ‘Her fani bir gün ölümü tadacaktır’ yazısında olduğu gibidir. Kemal Bey sayesinde! bu partide hemen herkes bir gün MYK üyeliğini tadacak, ardından tasfiyeyi yaşayacak hale gelmiştir. MYK’nin öteki üyeleri bir tarafa... Genel Sekreteri’ni bile iki kez değiştirdi. Anlaşılan o ki şimdiki Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil’in de miadı doldu, o da gidici görünüyor. Bu nasıl iştir ki, Genel Başkan’ın tek başına seçtiği adamlar bir süre sonra başarısız çıkıyor ve gönderiliyor ama onları seçen Genel Başkan hep doğru işler yapıyor ve hep başarılı! Bu denklemde bir tuhaflık yok mu?”
* * *
CHP Cumhuriyet ilkelerine dayalı bir iktidar

Yazının Devamı

Çankaya soruları

8 Mayıs 2014

Cumhurbaşkanı Seçim Kanunu’nun 11. maddesi diyor ki:
“Cumhurbaşkanı adayı gösterilen hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri... aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır...”
Başbakan ve bakanlar yasada ad verilerek açıkça belirtilmemiş... Onların statüsü nedir?
Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’a bu konudaki mütalaasını sorduk... Dediği:
- Başbakan elbet kamu görevlisidir ve bu yasaya göre adaylığı kesinleştiği anda görevden ayrılması gerekir...
Hukukçu CHP Milletvekili Atilla Kart aynı görüşte. Örnek veriyor:
- Hatırlarsanız yerel seçimler öncesinde belediye başkanlığına aday olan bakanlar yasada açık hüküm olmamasına karşın doğrusunu yaparak etik gerekçeyle istifa etmiş, Başbakan da o gerekçeyi yerinde bularak istifaları kabul etmişti. Kendisi de o şekilde davranmalıdır.

Yazının Devamı