Özelleştirme İdaresi aynı tesisi iki hafta önce 6.4 milyon dolara sattı... Üstelik 4 yıl vadeli olarak... Malatyalılar kentin içinde kalan tesisin Malatya Belediyesine bırakılması ve halkın nefes alacağı bir alan olarak kullanılması için hükümete rica üstüne ricada bulunmuşlardı. Halkın sağlığı 6.4 milyon dolar değerinde bulunmadı...Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesinin yalnızca arsasına 57 milyon dolar değer biçiliyor... Tesisin toplam değeri 77 milyon dolar...Malatyalı avukat Yusuf Sürücü hayırlı bir hizmette bulundu, 1998 yılında 11 milyon dolar değer biçilen tesisi 5 yıl sonra 6.4 milyon dolara satan Özelleştirme İdaresi hakkında savcılığa suç duyurusu yaptı.Her ne kadar halk kendine yönelik soyguna tepki vermiyorsa da...Umarız yargı gereken duyarlılığı gösterir...***Bu arada Rekabet Kurumu TÜPRAŞın satışını onayladı. Türkiyenin bu dev kuruluşu, Almanyadaki adresinde bulunamayan 105 bin euro sermayeli Efremov Kautshcuk GMBH şirketine çatır çatır satılıyor. Bu kuşkulu satış etrafa şimdiden pis kokular yayıyor. Sümer Holdinge ait Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesi 1998 yılında satışa çıkarılmış, Özelleştirme İdaresi önerilen 11 milyon doları az bulduğu için ihaleyi iptal etmişti...
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Sümer Holding'e ait Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesi 1998 yılında satışa çıkarılmış, Özelleştirme İdaresi önerilen 11 milyon doları az bulduğu için ihaleyi iptal etmişti...
Özelleştirme İdaresi aynı tesisi iki hafta önce 6.4 milyon dolara sattı... Üstelik 4 yıl vadeli olarak... Malatyalılar kentin içinde kalan tesisin Malatya Belediyesi'ne bırakılması ve halkın nefes alacağı bir alan olarak kullanılması için hükümete rica üstüne ricada bulunmuşlardı.
Halkın sağlığı 6.4 milyon dolar değerinde bulunmadı...
Malatya Pamuklu Sanayi İşletmesi'nin yalnızca arsasına 57 milyon dolar değer biçiliyor... Tesisin toplam değeri 77 milyon dolar...
Malatyalı avukat Yusuf Sürücü hayırlı bir hizmette bulundu, 1998 yılında 11 milyon dolar değer biçilen tesisi 5 yıl sonra 6.4 milyon dolara satan Özelleştirme İdaresi hakkında savcılığa suç duyurusu yaptı.
- Çindeki Sars hastalığı nedeniyle kimse bu ürünü almazdı, o yüzden Taşköprü markası koydum, dedi...Mahkeme devam ediyor... Çin sarmısağı da piyasada satılıyor olmalı...Mehmet Yıldırım, ithal Çin sarmısağıyla ilgili bir önemli iddiayı da şöyle dile getiriyor."Çin sarmısağı kullanılarak Türkiye üzerinden Avrupaya eroin nakli yapılıyor ihbarı aldım... Uzmanlardan aldığım bilgiye göre narkotiğin köpekleri sarmısağın keskin kokusu nedeniyle eroin kokusunu alamıyormuş. Çinden ithal ettiğimiz sarmısağın büyük bir bölümü Türkiye üzerinden Hollandaya gönderiliyor. Hollanda bu kadar sarmısak tüketemeyeceğine göre bu trafiğin bir izahı olsa gerektir. Ben, yapılacak bir araştırmanın bu korkunç gerçeği ortaya çıkaracağından yüzde yüz eminim." Mersinde bir gıda firması Çinden ithal ettiği sarmısağı 250 gramlık paketler halinde yerli sarmısak diye satıyordu. Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım vatandaştan aldığı ihbar üzerine durumu araştırdı. Firmanın Çinden ithal ettiği sarmısağı "Taşköprü Sarmısağı" diye paketleyip sattığını kanıtladı. Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Firma yetkilisi, savcılık ifadesinde suçunu kabul etti: İstanbulda 1 ton eroin ele geçirilmiş. İyi, bu kez utanmadan
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Mersin'de bir gıda firması Çin'den ithal ettiği sarmısağı 250 gramlık paketler halinde yerli sarmısak diye satıyordu. Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım vatandaştan aldığı ihbar üzerine durumu araştırdı. Firmanın Çin'den ithal ettiği sarmısağı "Taşköprü Sarmısağı" diye paketleyip sattığını kanıtladı. Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Firma yetkilisi, savcılık ifadesinde suçunu kabul etti:
- Çin'deki Sars hastalığı nedeniyle kimse bu ürünü almazdı, o yüzden Taşköprü markası koydum, dedi...
Mahkeme devam ediyor... Çin sarmısağı da piyasada satılıyor olmalı...
Mehmet Yıldırım, ithal Çin sarmısağıyla ilgili bir önemli iddiayı da şöyle dile getiriyor.
"Çin sarmısağı kullanılarak Türkiye üzerinden Avrupa'ya eroin nakli yapılıyor ihbarı aldım... Uzmanlardan aldığım bilgiye göre narkotiğin köpekleri sarmısağın keskin kokusu nedeniyle eroin kokusunu alamıyormuş. Çin'den ithal ettiğimiz sarmısağın büyük bir bölümü Türkiye üzerinden Hollanda'ya gönderiliyor. Hollanda bu kadar sarmısak tüketemeyeceğine göre bu trafiğin bir izahı olsa gerektir. Ben, yapılacak bir araştırmanın bu korkunç gerçeği ortaya çıkaracağından yüzde yüz eminim."
"DİE, kişi başına düşen yıllık gelir hesabını o ildeki toplam üretimin parasal değerine göre yapıyor. Bizim Kastamonu ormanlık bölge... Devlet, Kastamonudaki orman ürünlerini işleyerek yılda 37.5 trilyon lira gelir elde ediyor. Çok az bir bölümü Kastamonuda kalan bu paranın tümü Kastamonuya harcanmış gibi hesap ediliyor. Ayrıca Kastamonuda Karayolları, DSİ gibi kamu kuruluşlarının bölge müdürlükleri var. Bu müdürlüklerde çalışanların maaşları Kastamonuda harcanmış varsayılıyor. Devlet bütün bu paraları toplayıp nüfusa bölmüş, bizde kişi başına ortalama gelir 1.781 dolar çıkmış. Bu nedenle Kastamonu teşvik kapsamı dışında kaldı. Ayrıca göçlerle nüfusumuz azaldıkça kişi başına yıllık gelirimiz kâğıt üzerinde artıyor..." TBMMde dün görüşülmesine başlanan "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Tasarısı" ile kişi başına yıllık geliri 1.500 doların altında olan illere yatırım teşvikleri getiriliyor. 30dan fazla il tasarının kapsamına giriyor. Ancak aralarında Kastamonu ve Tunceli gibi kişi başına yıllık geliri 1.500 doların altında olan kimi iller kapsama girmiyor. Nedenini CHP Kastamonu milletvekili Mehmet Yıldırım anlatıyor: Medya artık üçe ayrılıyor; Yazılı basın,
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
TBMM'de dün görüşülmesine başlanan "Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanun Tasarısı" ile kişi başına yıllık geliri 1.500 doların altında olan illere yatırım teşvikleri getiriliyor. 30'dan fazla il tasarının kapsamına giriyor. Ancak aralarında Kastamonu ve Tunceli gibi kişi başına yıllık geliri 1.500 doların altında olan kimi iller kapsama girmiyor. Nedenini CHP Kastamonu milletvekili Mehmet Yıldırım anlatıyor:
"DİE, kişi başına düşen yıllık gelir hesabını o ildeki toplam üretimin parasal değerine göre yapıyor. Bizim Kastamonu ormanlık bölge... Devlet, Kastamonu'daki orman ürünlerini işleyerek yılda 37.5 trilyon lira gelir elde ediyor. Çok az bir bölümü Kastamonu'da kalan bu paranın tümü Kastamonu'ya harcanmış gibi hesap ediliyor. Ayrıca Kastamonu'da Karayolları, DSİ gibi kamu kuruluşlarının bölge müdürlükleri var. Bu müdürlüklerde çalışanların maaşları Kastamonu'da harcanmış varsayılıyor. Devlet bütün bu paraları toplayıp nüfusa bölmüş, bizde kişi başına ortalama gelir 1.781 dolar çıkmış. Bu nedenle Kastamonu teşvik kapsamı dışında kaldı. Ayrıca göçlerle nüfusumuz azaldıkça kişi başına yıllık gelirimiz kâğıt üzerinde artıyor..."
Medya
Kamu görevinde ve resmi protokolde türban yasak. Başbakan ve Dışişleri Bakanı Türkiyede bu kurala uyuyor. Herhangi bir itirazları duyulmuyor...Ne var ki aynı kişiler yurtdışı ziyaretlerini türbanlı eşleriyle yapmakta sakınca görmüyorlar.İçerde uydukları yasalara dışarda uymuyorlar.Avrupa ülkeleri, devet memurlarına ek olarak okullarda bile türbanı yasaklarken, Amerikada sergilenen manzara Avrupaya nasıl bir mesaj göndermeyi amaçlıyor acaba?Şeriatçı Pakistan, Müslüman Malezya, Mısır, Ürdün, Suriyenin "first leydi" leri dünya televizyonlarına "Mustafa Kemal Türkiyesi"ni örnek alarak açık başla çıkarken, "Modern Türkiye"nin İslam ve Arap geleneklerinin son temsilcisi olmaya soyunmuş olması bir kara mizah mı?Başbakan Erdoğan ve eşi dün Milliyetin birinci sayfasında Abdülhamitin torunu Osman Ertuğrul ve Zeynep Ertuğrul ile birlikte görünüyorlardı...Osmanlı Padişahı ve Halife Abdülhamitin gelini Zeynep Hanımın başı açıktı, Bayan Erdoğan türbanlı... Osmanlının son 100 yılında ve Cumhuriyette türban yoktu... Heyetimiz, Amerikada hangi dönemi ve geleneği temsil ediyor? Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Çankayada verilen resmi davetlere yanlarında eşleri olmadan
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakan Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Çankaya'da verilen resmi davetlere yanlarında eşleri olmadan katılıyorlar. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Cumhurbaşkanı adına bir devlet başkanını karşılayacağı zaman eşini karşılama törenine götürmüyor.
Kamu görevinde ve resmi protokolde türban yasak. Başbakan ve Dışişleri Bakanı Türkiye'de bu kurala uyuyor. Herhangi bir itirazları duyulmuyor...
Ne var ki aynı kişiler yurtdışı ziyaretlerini türbanlı eşleriyle yapmakta sakınca görmüyorlar.
İçerde uydukları yasalara dışarda uymuyorlar.
Avrupa ülkeleri, devet memurlarına ek olarak okullarda bile türbanı yasaklarken, Amerika'da sergilenen manzara Avrupa'ya nasıl bir mesaj göndermeyi amaçlıyor acaba?