Profesöre ceza

27 Ocak 2004

Sayıştay, yıllardır yapılan bu ödemenin yasal olmadığına karar verdi. Yarı zamanlı profesörün maaşı 500 milyon liraya düşürüldü.Üniversitelere gönderilen yazıyla bundan böyle tazminat ödenmemesi bildirilirken, ocak ayı tazminatının da geri alınması istendi...Bitmedi... Geçmiş ay ve yıllarda yapılmış ödemeler de geri isteniyor.Maliyenin verdiği tazminatı Sayıştay iptal ederken, devletin kendi arasındaki anlaşmazlığın bedeli hekimlere ödetiliyor... Büyük rezalet... Üniversite hastanelerinde yarı zamanlı (part time) görev yapan profesörlere 220 milyon lirası makam tazminatı, 550 milyonu da görev tazminatı olmak üzere 770 milyon lira dolayında ek ödeme yapılıyordu. Felsefe, düştüğümüz çukurdan nasıl kurtulacağımızı sormakla başlar. Yerel seçimde mükerrer oyu önlemek için Hindistandan seçim boyası ithal edilecekmiş. Batıdan doğru dürüst demokrasi ithal etsek daha ucuza mal olur... Kocaeli Tıp Fakültesinden gelen mesaj, sağlıkta Afrika koşullarına doğru sürüklendiğimizi anlatıyor:- Son 6 aydır difteri, boğmaca, tetanos, hepatit B, çocuk felci ve kızamık aşıları ya gelmiyor ya da gecikmeli olarak geliyor... Vatandaş 30 - 40 milyon liraya ithal aşı satın almaya zorlanıyor. Tarihe

Yazının Devamı

Profesöre ceza

27 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Üniversite hastanelerinde yarı zamanlı (part time) görev yapan profesörlere 220 milyon lirası makam tazminatı, 550 milyonu da görev tazminatı olmak üzere 770 milyon lira dolayında ek ödeme yapılıyordu.
Sayıştay, yıllardır yapılan bu ödemenin yasal olmadığına karar verdi. Yarı zamanlı profesörün maaşı 500 milyon liraya düşürüldü.
Üniversitelere gönderilen yazıyla bundan böyle tazminat ödenmemesi bildirilirken, ocak ayı tazminatının da geri alınması istendi...
Bitmedi... Geçmiş ay ve yıllarda yapılmış ödemeler de geri isteniyor.
Maliye'nin verdiği tazminatı Sayıştay iptal ederken, devletin kendi arasındaki anlaşmazlığın bedeli hekimlere ödetiliyor... Büyük rezalet...

Yazının Devamı

Bayrama doğru...

25 Ocak 2004

Süleyman Ateş: Kuran - ı Kerimde kurban kesmenin farz olduğunu söyleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Hanefilerin bir kısmına göre kurban farzın altında bir derece olan vaciptir. Halk tarafından "farz"mış gibi algılanmasının sebebi cami imamlarının sürekli "kurban kesin" demesidir. Onlar da deri toplamayı düşündükleri için böyle telkin etmektedir. Lütfü Doğan (Eski Diyanet İşleri Başkanı): Bazı İslam alimlerinin kurban kesmenin sünnet olduğunu söylemesine karşın ben vacip olduğunu düşünüyorum. Durumu uygun olup kesmeyen günaha girer.Prof. Yaşar Nuri Öztürk: İslamda kan akıtın emri yoktur. Kurban kesmek farz değil sünnettir.Prof. Zekeriya Beyaz: Fakirlere yardım etmek daha faydalıdır. Ali Bardakoğlu (Diyanet İşleri Başkanı, Kanal 7nin sorusunu yanıtlarken): Vacip demiyorum, sünnet olduğu ağırlıktadır.Ali Bardakoğlu: (Vatanın sorusunu yanıtlarken): Kesin hüküm bulunmamaktadır. Din adamlarımızın tartışıp da üzerinde hemfikir olduğu bir konu hatırlıyor musunuz? Hafızamız yanıltmıyorsa eğer biz şahsen hatırlamıyoruz. Tek bir Kitaptan hareket edip de hemen hemen hiçbir konuda anlaşamamak, pek çok konuda ise birbirine taban tabana zıt sonuçlara varmak nasıl oluyor, bir bilen varsa

Yazının Devamı

Bayrama doğru...

25 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Din adamlarımızın tartışıp da üzerinde hemfikir olduğu bir konu hatırlıyor musunuz? Hafızamız yanıltmıyorsa eğer biz şahsen hatırlamıyoruz. Tek bir Kitap'tan hareket edip de hemen hemen hiçbir konuda anlaşamamak, pek çok konuda ise birbirine taban tabana zıt sonuçlara varmak nasıl oluyor, bir bilen varsa beri gelsin diyor, son tartışma konusu "Kurban kesmek farz mıdır, sünnet midir, vacip midir?" meselesine geliyoruz. Vatan muhabiri Dilek Gedik soruyu ülkemizin önde gelen beş din adamına sormuş. Gelen yanıtlar mı? Buyrun ve aydınlanın!
Süleyman Ateş: Kuran - ı Kerim'de kurban kesmenin farz olduğunu söyleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Hanefilerin bir kısmına göre kurban farzın altında bir derece olan vaciptir. Halk tarafından "farz"mış gibi algılanmasının sebebi cami imamlarının sürekli "kurban kesin" demesidir. Onlar da deri toplamayı düşündükleri için böyle telkin etmektedir.
Lütfü Doğan (Eski Diyanet İşleri Başkanı): Bazı İslam alimlerinin kurban kesmenin sünnet olduğunu söylemesine karşın ben vacip olduğunu düşünüyorum. Durumu uygun olup kesmeyen günaha girer.
Prof. Yaşar Nuri Öztürk: İslamda kan akıtın emri yoktur. Kurban kesmek farz

Yazının Devamı

Uğur Mumcu...

24 Ocak 2004

Halkın, hakkın, hukukun savunucusu Uğur Mumcunun yazıları "um.ag" tarafından 40 kitapta toplandı. Bu 40 kitabın hangi sayfasını açsanız orada bugünkü toplumsal bozuklukların kaynaklarına karşı Uğur Mumcunun savaşını görürsünüz. Geçmişte yapılan hataların geleceğimizi nasıl karartacağını bıkmadan, usanmadan, yılmadan döne döne anlatmıştır. Yolsuzlukları, usülsüzlükleri, çeteleri, mafyayı, irticayı, siyaset - ticaret - tarikat üçgeninde cambazlık edenlerin Türkiyeyi ele geçireceğini... Hepsini, herşeyi yazdı...Ve ne yazık ki herşeyi de bildi. Türkiye önce soyuldu, sonra dinci siyasetin eline düştü. Şimdilerde artık Laik Cumhuriyetin "daha müslüman bir yapıya" devir işlemleri tamamlanıyor. Şahsi emellerini ABD ve ABnin emelleriyle birleştirmiş bir kadro ülkeyi Cumhuriyetin gerisine sürüklüyor...Ve gazetecilik değerleri giderek aşınıyor... Cumhuriyetin altının oyulmasına ilişkin adımlar bırakınız yorumu çoğu zaman haber bile olmuyor. Gizleniyor.Küçük çıkarlar uğruna iktidara yaranmaya çalışan gazeteci takımı, kendi altını da oyduğunun farkında değil.. Ya da öyle görünüyor...Uğuru o yüzden her zamankinden daha büyük hasretle anıyor, aydın sorumluluğu taşıyan genç gazetecilerin Onu

Yazının Devamı

Uğur Mumcu...

24 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Uğur Mumcu'yu, Türk basın tarihinin bu yüz akı gazeteciyi, ölümünün 11'inci yılında her zamankinden de büyük özlem, sevgi ve saygıyla anıyoruz.
Halkın, hakkın, hukukun savunucusu Uğur Mumcu'nun yazıları "um.ag" tarafından 40 kitapta toplandı. Bu 40 kitabın hangi sayfasını açsanız orada bugünkü toplumsal bozuklukların kaynaklarına karşı Uğur Mumcu'nun savaşını görürsünüz. Geçmişte yapılan hataların geleceğimizi nasıl karartacağını bıkmadan, usanmadan, yılmadan döne döne anlatmıştır. Yolsuzlukları, usülsüzlükleri, çeteleri, mafyayı, irticayı, siyaset - ticaret - tarikat üçgeninde cambazlık edenlerin Türkiye'yi ele geçireceğini... Hepsini, herşeyi yazdı...
Ve ne yazık ki herşeyi de bildi. Türkiye önce soyuldu, sonra dinci siyasetin eline düştü. Şimdilerde artık Laik Cumhuriyet'in "daha müslüman bir yapıya" devir işlemleri tamamlanıyor. Şahsi emellerini ABD ve AB'nin emelleriyle birleştirmiş bir kadro ülkeyi Cumhuriyet'in gerisine sürüklüyor...
Ve gazetecilik değerleri giderek aşınıyor... Cumhuriyet'in altının oyulmasına ilişkin adımlar bırakınız yorumu çoğu zaman haber bile olmuyor. Gizleniyor.
Küçük çıkarlar uğruna iktidara yaranmaya çalışan

Yazının Devamı

Okul müdürleri

23 Ocak 2004

- Yaklaşık 50 bin okulumun 9 bin 100 tanesinde şu anda müdür yok. Bu görevler vekaleten yürütülüyor. Yazılı sınavla müdür seçimi istenen sonuçları vermiyor. O yüzden yeni sisteme geçiyoruz. Bundan böyle müdürler değil ama müdür yardımcıları yazılı sınavla seçilecek... Müdür yardımcıları 1 ile 4 yıl bu görevde kalacak. Daha sonra müdürlük için okullara başvurabilecekler. Müdürlüğe başvuranların meslek puanları gözden geçirilecek. Puanı en iyi 5 aday, o ilin valisi veya yerine tayin edeceği kişinin başkanlığında bir bürokrat heyet tarafından mülakata tabi tutulacak. Mülakatta başarılı olan müdür atanacak... Bir kadrolaşma kesinlikle sözkonusu değildir..."Konu dün NTV'de Yakın Plan programında tartışıldı.Eğitim Sen danışmanı Mustafa Atasoy ve Türk Eğitim Sen Başkanı Şuayip Özcan'ın, biri sağa diğeri sola yakın iki sendikanın görüşleri aynı noktalarda birleşti... Sendikalara göre.... Yeni sistemde ölçme ve değerlendirme kriterleri uygulanmamakta sudan kriterlere baş vurulmaktadır. 70 almış bir aday 100 almış bir adayın önüne geçebilecektir. Müdür seçimi yapacak olan Vali, Milli Eğitim Müdürü, İlçe Eğitim Müdürü gibi kişiler iktidarın etkisindedir. Müdür seçimi böylece tamamen

Yazının Devamı

Okul müdürleri

23 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okul müdürü atamalarını yazılı sınav yerine mülakatla yapma kararı konusunda Bakanlığın Personel Genel Müdürü Remzi Kaya şu açıklayıcı bilgileri verdi;
- Yaklaşık 50 bin okulumun 9 bin 100 tanesinde şu anda müdür yok. Bu görevler vekaleten yürütülüyor. Yazılı sınavla müdür seçimi istenen sonuçları vermiyor. O yüzden yeni sisteme geçiyoruz. Bundan böyle müdürler değil ama müdür yardımcıları yazılı sınavla seçilecek... Müdür yardımcıları 1 ile 4 yıl bu görevde kalacak. Daha sonra müdürlük için okullara başvurabilecekler. Müdürlüğe başvuranların meslek puanları gözden geçirilecek. Puanı en iyi 5 aday, o ilin valisi veya yerine tayin edeceği kişinin başkanlığında bir bürokrat heyet tarafından mülakata tabi tutulacak. Mülakatta başarılı olan müdür atanacak... Bir kadrolaşma kesinlikle sözkonusu değildir..."
Konu dün NTV'de Yakın Plan programında tartışıldı.
Eğitim Sen danışmanı Mustafa Atasoy ve Türk Eğitim Sen Başkanı Şuayip Özcan'ın, biri sağa diğeri sola yakın iki sendikanın görüşleri aynı noktalarda birleşti... Sendikalara göre....

Yazının Devamı