...Kent, ilk kez, bugün Bodrum Kalesinin bulunduğu noktada kurulduğunda adı "rüzgârlı" anlamına gelen "Zephyra"dır. Daha sonraki yüzyıllarda kent büyüyünce "Halikarnassus" olur. Bodrum Kalesi, Haçlıların yaptığı son kale olup Aziz Petrosa adanmıştır. Bu kalenin yapımına katkıda bulunanlara "cennete gitme" vaat edilmiştir. Dolayısıyla kale adını Aziz Petrostan aldığı için "Aziz Petrum (Saint Petrum)" olarak tanımlanmıştır. Türkçede "P"nin geleneksel olarak "B"ye dönüşmesi gibi "Petrum" da zamanla "Bodrum" olur. Bodrumun ünlü "çökertme"sine konu olan Bitez Yalısı da bu yöre ile Bodrum arasındaki "Pedessa" antik kentinden adını alır. Burada da "P" zamanla "B" olduğu için "Pedessa", "Bitez"e dönüşmüştür. Hangi akla hizmet ise bu köyün adı "Ağaçlı Köyü" olarak değiştirilmiştir. Çökertme türküsündeki "Burası Aspat değil Halilim Bitez Yalısı" sözlerini acaba kim "Burası Aspat değil Halilim Ağaçlı Yalısı" diye söylüyor? Anadolunun köklerini tarihten kopartma yanılgısı son 40 yılda İçişleri Bakanlığında moda oldu; binlerce yıllık binlerce köy, dağ, ova, nehir adı değiştirildi, yine de değiştirilmek isteniyor! Bütün renkleri kireçle boyayıp tek renge dönüştürme tutkusu sürüyor...
<#comment>#comment>Arkadaşımız Özgen Acar, Bodrum’un adıyla ilgili etimolojik bilgi göndermiş... Tatlı tatlı okuyalım...
...Kent, ilk kez, bugün Bodrum Kalesi’nin bulunduğu noktada kurulduğunda adı "rüzgârlı" anlamına gelen "Zephyra"’dır. Daha sonraki yüzyıllarda kent büyüyünce "Halikarnassus" olur. Bodrum Kalesi, Haçlıların yaptığı son kale olup Aziz Petros’a adanmıştır. Bu kalenin yapımına katkıda bulunanlara "cennete gitme" vaat edilmiştir. Dolayısıyla kale adını Aziz Petros’tan aldığı için "Aziz Petrum (Saint Petrum)" olarak tanımlanmıştır. Türkçe’de "Pönin geleneksel olarak "B"’ye dönüşmesi gibi "Petrum" da zamanla "Bodrum" olur.
Bodrum’un ünlü "çökertme"sine konu olan Bitez Yalısı da bu yöre ile Bodrum arasındaki "Pedessa" antik kentinden adını alır. Burada da "P" zamanla "B" olduğu için "Pedessa", "Bitez"e dönüşmüştür. Hangi akla hizmet ise bu köyün adı "Ağaçlı Köyü" olarak değiştirilmiştir. Çökertme türküsündeki "Burası Aspat değil Halilim Bitez Yalısı" sözlerini acaba kim "Burası Aspat değil Halilim Ağaçlı Yalısı" diye söylüyor?
Anadolu’nun köklerini tarihten kopartma yanılgısı son 40 yılda İçişleri Bakanlığı’nda moda oldu; binlerce yıllık binlerce köy, dağ,
Doğrusu ülkenin dış düşmanlara karşı savunulması için fedakârlıktan kaçınmıyoruz.Ama fazla işe yaramıyor... Neden?Çünkü ülkeyi dış düşmanlar değil iç hortumcular ve hazine yağmacıları çökertiyor da ondan...Ülke dışa karşı savunmalı... Ama içerden vuruluyor... Siyasetçi (koltuk desteği karşılığı) hazine soyguncuları ile anlaşıp ülkeyi soyduruyor. Acı ama gerçek... Silahlı kuvvetlerimize Awacs uçakları alındı... Tank ve helikopter alımları yapılıyor. Gözler kendilerine, kulaklar başkalarına inanırlar. Eflatuna not... Okurumuz, Eflatun için, "Türkiyenin koşullarını bilmeden laf etmiş!" diyor... Ve Türkiyenin koşullarına uygun sözü aktarıyor:"Cebinde siyasete girecek parası olmayan aydınları bekleyen sonuç, cebinde siyasete girecek parası olan cahillerce yönetilmektir." Eflatunun bir sözünü yayımlamıştık dün: "Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; cahiller tarafından yönetilmektir..." Atımız yoruldu... - IMFnin atı yoruldu. IMF at değiştiriyor...IMF yola sosyal demokratların sırtında devam edecek... Seçimde barajı aşma şansına sahip 5 - 6 parti var. Bu partilerin tümü iktidara geldiği takdirde "IMF proramını uygulayacağını" söylüyor. Halk kime oy verirse versin IMFye oy
<#comment>#comment>Silahlı kuvvetlerimize Awacs uçakları alındı... Tank ve helikopter alımları yapılıyor.
Doğrusu ülkenin dış düşmanlara karşı savunulması için fedakârlıktan kaçınmıyoruz.
Ama fazla işe yaramıyor... Neden?
Çünkü ülkeyi dış düşmanlar değil iç hortumcular ve hazine yağmacıları çökertiyor da ondan...
Ülke dışa karşı savunmalı... Ama içerden vuruluyor... Siyasetçi (koltuk desteği karşılığı) hazine soyguncuları ile anlaşıp ülkeyi soyduruyor. Acı ama gerçek...
- IMF politikalarına artık mecburuz. Uygulamam diyebilecek bir parti tanımıyorum...Yani... Artık bir avuç IMF kredisi için vermeyeceğimiz taviz yoktur...Mustafa Kemal Türkiyesi yola "tam bağımsızlık" şiarıyla çıkmıştı.1950den bu yana sürdürülen ve Cumhuriyeti geri çevirmeye çalışan politikalar semeresini verdi. Türkiye kayıtsız şartsız IMFye bağlandı. Tam bağımlı oldu.Mustafa Kemali çoktan terk ettik, Derviş Kemale sarıldık.Başımız dik, alnımız açık değil artık... Sadece avucumuz açık. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker diyor ki: Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; cahiller tarafından yönetilmektir. Aydınlık Bodrum Osman Öndeşin geçenlerde yayımlanan "Bodrumda Yağma" adlı kitabı, akıcı bir üslupla, hem tarih dersleri veriyor hem Bodrumun adını açıklıyor. Daha önceki adları Zefiria, Halikarnas ve Petronia imiş. Son adı olan Petronia dilimize Bodrum diye dönmüş... Petronia = Bodrum pek uymuyorsa da halk uydurmuş.Pek iyi olmamış... Milyonlarca insan tatilini Bodrumda geçirir... İçki içer, denize girer... Ama bu aydınlık ve masmavi yurt köşesine neden Bodrum gibi karanlık bir ad verildiğini çoğunluk bilmez... Şanzıman dağıldı... - Hanım mum nerede? diye
<#comment>#comment>Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Masum Türker diyor ki:
- IMF politikalarına artık mecburuz. Uygulamam diyebilecek bir parti tanımıyorum...
Yani... Artık bir avuç IMF kredisi için vermeyeceğimiz taviz yoktur...
Mustafa Kemal Türkiyesi yola "tam bağımsızlık" şiarıyla çıkmıştı.
1950’den bu yana sürdürülen ve Cumhuriyet’i geri çevirmeye çalışan politikalar semeresini verdi. Türkiye kayıtsız şartsız IMF’ye bağlandı. Tam bağımlı oldu.
Mustafa Kemal’i çoktan terk ettik, Derviş Kemal’e sarıldık.
Güney Afrikada iş görüşmesi yapan bir Türk işadamı son gün sinemaya gitmeye niyetleniyor. Bir büyük sinemanın önünde kuyruğa giriyor. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyorlar:- Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?- Evet, nereden anladınız?- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, en öne geçer biletlerini alırlar.Adam gişeci kıza eğiliyor.. Bir koltuk rica ediyor. Kız şaşkın:- Beyefendi, siz yabancısınız galiba... Burada beyazlar, koltukta değil, balkonda otururlar. Adam balkona çıkıyor. Ne var ki filmin yarısında fena halde çişi geliyor... Kalkıp tuvalete yönelirken, bir iki adım atmadan önü kesiliyor:- Burada beyazlar, tuvalete gitmez ki, balkondan aşağı işeyiverirler.Adam iyiden iyiye şaşkın, bakıyor başka çare yok, balkondan aşağı şrrrr diye koyveriyor. Derken aşağıdan bir zencinin gür sesi:- Heeey yabancııı...Adam şaşkın, aşağı eğilip zenciye bakıyor. Zenci öfkeli.- İnsan sadece birinin kafasına etmez ki, şöyle bir serpiştirir. Bu memlekette sosyal adalet var, sosyal adalet!... Sosyal demokrasi nedir? Kapitalist toplumda sosyal adalet nasıl sağlanır? Aşağıdaki örnek olay bu sorulara yanıt teşkil ediyor! Amerikanın nereye gittiği belli değil ama oraya çok hızlı gittiği kesin. Seri
<#comment>#comment>Sosyal demokrasi nedir? Kapitalist toplumda sosyal adalet nasıl sağlanır? Aşağıdaki örnek olay bu sorulara yanıt teşkil ediyor!
Güney Afrika’da iş görüşmesi yapan bir Türk işadamı son gün sinemaya gitmeye niyetleniyor. Bir büyük sinemanın önünde kuyruğa giriyor. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyorlar:
- Beyefendi, siz yabancısınız galiba ?
- Evet, nereden anladınız?
- Burada beyazlar kuyruğa girmezler, en öne geçer biletlerini alırlar.
Adam gişeci kıza eğiliyor.. Bir koltuk rica ediyor. Kız şaşkın: