Rahatsızlandığımız için gidemediğimiz Kars - Erzincan - Tunceli gezisinden Meral Tamer arkadaşımız güzel tespitler yolladı. Erzincanda erkekler kadın eli sıkmıyormuş. Tuncelide terör ekonomiyi çökertmiş, 10dan fazla işçi çalıştıran işyeri sayısı 3 - 4ü geçmezken kentte 5 çiçekçi dükkânı varmış. Çünkü Tuncelililer her fırsatta birbirlerine ve mezarlıktaki yakınlarına çiçek götürürmüş. Büyük kentlerin çiçekçileri ise "çiçek yerine bağış" sistemi yüzünden çiçeğin gittikçe halkın yaşamından koparıldığından yakınıyor. Tunceliyi örnek almalıyız. Çiçeği hayatımızdan eksik etmeyelim... İnsanı elbisesine göre karşılarlar, bilgisine göre ağırlarlar. Kemal Derviş "Tek bir oyun bile çöpe gitmesini istemiyorum" demiş. Öyle bir şeyin gerçekleşmesi için şimdiki Siyasi Partiler Yasası ile Seçim Kanununun çöpe atılması gerekiyor. Spiker deyince... İkisini de kutluyoruz... Pazar günü iki spor spikerine kulağımız takıldı.. Biri Münihten Avrupa Atletizm Şampiyonasını nakleden TRT Spikeri Güven Göktaş... Diğeri NTVden Türkiye - Yugoslavya basketbol karşılaşmasını nakleden Murat Kosova... Konuya ve mikrofona hâkim, dengeli, ölçülü, başarılı iki genç adam... Aşkımız Süreyya... "Sen Türkiyenin aşkısın
<#comment>#comment>Rahatsızlandığımız için gidemediğimiz Kars - Erzincan - Tunceli gezisinden Meral Tamer arkadaşımız güzel tespitler yolladı. Erzincan’da erkekler kadın eli sıkmıyormuş. Tunceli’de terör ekonomiyi çökertmiş, 10’dan fazla işçi çalıştıran işyeri sayısı 3 - 4’ü geçmezken kentte 5 çiçekçi dükkânı varmış. Çünkü Tuncelililer her fırsatta birbirlerine ve mezarlıktaki yakınlarına çiçek götürürmüş. Büyük kentlerin çiçekçileri ise "çiçek yerine bağış" sistemi yüzünden çiçeğin gittikçe halkın yaşamından koparıldığından yakınıyor. Tunceli’yi örnek almalıyız. Çiçeği hayatımızdan eksik etmeyelim...
İnsanı elbisesine göre karşılarlar, bilgisine göre ağırlarlar.
1. Buz kalıbına nasıl su doldurulur? Adım adım slaytla açıklama.2. Tuvalet kâğıdı rulosu takıldığı yerde kendini yeniler mi? Yuvarlak masa tartışması.3. Klozet kapağını kaldırıp duvara ve su borusuna sıçratmadan yapmak mümkün mü? Grup çalışması.4. Kirli sepetiyle yerdeki halı/döşeme arasındaki temel farklar. Resimler ve grafiklerle açıklama.5. Tabak - çanak yemekten sonra kendi kendine lavaboya veya bulaşık makinesine uçarak gidebilir mi? Videoyla açıklama.6. Aranan şeyleri bulmayı öğrenmek, höykürerek evin altını üstüne getirmek yerine doğru yere bakarak başlamayı öğrenmek. Açık forum.8. Hanıma çiçek getirmek sağlığınıza zararlı değildir. Grafikler ve ses kaydıyla açıklama.9. Hatun park etmeye çalışırken sessizce oturmak genetik açıdan imkânsız mı? 10. Hayat dersleri: Anne ve eş arasındaki temel farklar. Sınıfta canlandırma.11. Bunamayla nasıl savaşılır: Doğum günleri, yıldönümleri, diğer önemli günler, unutulunca nasıl özür dilenir? Beyin şoku ve gerekirse operasyon. Erkekler için değişik konular içeren bir kurs açılıyormuş... Son katılma tarihi 15 Eylül... Kursta uygulanacak konular ise şöyle: Uzaklara gözlerini kapayan yanı başında hüznü bulacaktır. Aslı yok yaylası "Aslı yok
<#comment>#comment>Erkekler için değişik konular içeren bir kurs açılıyormuş... Son katılma tarihi 15 Eylül... Kursta uygulanacak konular ise şöyle:
1. Buz kalıbına nasıl su doldurulur? Adım adım slaytla açıklama.
2. Tuvalet kâğıdı rulosu takıldığı yerde kendini yeniler mi? Yuvarlak masa tartışması.
3. Klozet kapağını kaldırıp duvara ve su borusuna sıçratmadan yapmak mümkün mü? Grup çalışması.
4. Kirli sepetiyle yerdeki halı/döşeme arasındaki temel farklar. Resimler ve grafiklerle açıklama.
5. Tabak - çanak yemekten sonra kendi kendine lavaboya veya bulaşık makinesine uçarak gidebilir mi? Videoyla açıklama.
- Solun bölünmesi, uzunca bir süredir, esaslı bir ekseni olan fikir üretemeyişindendir. Fikir olmayınca insanlar "adam"ların etrafında toplanıyorlar. Sanki, ne yapılması gerektiğinde herkes hemfikir. Mesele bir birleşmeye kalıyor. Birleşilen tek nokta da: "Eyvah AKP geliyor..."AKP geliyor diye birleşme olur mu, olursa hayır gelir mi?Dünya değişiyor, sanayi toplumu yerini bilgi toplumuna bırakıyor, Sovyet sistemi çöküyor, CHP barajı aşamıyor, DSP, ANAPın yedeğine giriyor; hiç kimse solun esaslı bir fikri var mı diye bakmıyor. Hatta bazıları sol vurguyu iyice silin diye akıl veriyorlar.Oysa bütün gelişmeler, özgürlük ve eşitlik olanaklarını güçlendiriyor; sola müthiş yeni olanaklar sunuyor, program yapması ve uygulaması için. Bizim sol, bu olanakları ve fırsatları karşısına alıyor, fukaralık edebiyatına saplanıp kalıyor. Ya da istikbali sağlaşmakta arıyor... Solun bölünmesi - birleşmesi muhabbetinde... Hüseyin Ergün konuya bizim de katıldığımız şu teşhisi koyuyor: ODTÜ"lü adaylar... Profesör Nuri Akkaş, ODTÜden siyasete girmek üzere 6 öğretim üyesinin istifa ettiğini bildiriyor... Lacileri çekmeye hazırlanan bu adaylar, Osman Coşkunoğlu, Celal Ferdi Gökçay, Yakup Kepenek,
<#comment>#comment>Solun bölünmesi - birleşmesi muhabbetinde... Hüseyin Ergün konuya bizim de katıldığımız şu teşhisi koyuyor:
- Solun bölünmesi, uzunca bir süredir, esaslı bir ekseni olan fikir üretemeyişindendir. Fikir olmayınca insanlar "adamöların etrafında toplanıyorlar. Sanki, ne yapılması gerektiğinde herkes hemfikir. Mesele bir birleşmeye kalıyor. Birleşilen tek nokta da: "Eyvah AKP geliyor..."
AKP geliyor diye birleşme olur mu, olursa hayır gelir mi?
Dünya değişiyor, sanayi toplumu yerini bilgi toplumuna bırakıyor, Sovyet sistemi çöküyor, CHP barajı aşamıyor, DSP, ANAP’ın yedeğine giriyor; hiç kimse solun esaslı bir fikri var mı diye bakmıyor. Hatta bazıları sol vurguyu iyice silin diye akıl veriyorlar.
Oysa bütün gelişmeler, özgürlük ve eşitlik olanaklarını güçlendiriyor; sola müthiş yeni olanaklar sunuyor, program yapması ve uygulaması için. Bizim sol, bu olanakları ve fırsatları karşısına alıyor, fukaralık edebiyatına saplanıp kalıyor. Ya da istikbali sağlaşmakta arıyor...
Ben Niyazi Ağırman; Tecrite dayanamayıp geçen ay Kandıra F tipi hapishanesinde kendini asarak intihar eden Volkan Ağırmanın babasıyım. 2,5 yıldır TAYADlı aileler olarak "tecrit" in insanları öldürdüğünü, çıldırttığını anlatıyoruz. Adalet Bakanı kulaklarını tıkadı. Volkanım tecrite dayanamadı. 20 aydır hücrede tek başına kalıyordu. Yan tarafındaki hücreler bile boşaltılmıştı. Haftada yapılan bir saatlik ziyaretin dışında hiçbir insan sesi duymuyor ve hiçbir insan yüzü görmüyordu. Sonunda kendini astı. Ben biliyorum ki tecrit kalkmadıkça Volkanlar çoğalacak. ***Üç kapı üç kilit dendi. Şu tecrite son verin dendi. Hırsızlar, katiller salıverildi hiç değilse geride kalanlara biraz daha insani koşullar sağlansın, dendi. Nafile... İnsaniyet sağır... Ben Tekirdağ F tipi hapishanesinde tecrit koşullarında yaşayan Hasan Tahsin Akgünün annesi Melek Akgün; Bir anne olarak evladımın her gün diri diri ölmesini istemiyorum. Hapishane ziyaretlerinde bile bizler de tecriti yaşıyoruz. Çocuklarımız görüş kabinlerine bin bir eziyetle getiriliyorlar. Birbirlerinin yüzlerini göremiyor, seslerini duyamıyorlar. Hücrelerdeki tecrit yetmiyormuş gibi mahkeme gidiş gelişlerinde kullanılan ring araçları bile
<#comment>#comment>Ben Tekirdağ F tipi hapishanesinde tecrit koşullarında yaşayan Hasan Tahsin Akgün’ün annesi Melek Akgün; Bir anne olarak evladımın her gün diri diri ölmesini istemiyorum. Hapishane ziyaretlerinde bile bizler de tecriti yaşıyoruz. Çocuklarımız görüş kabinlerine bin bir eziyetle getiriliyorlar. Birbirlerinin yüzlerini göremiyor, seslerini duyamıyorlar. Hücrelerdeki tecrit yetmiyormuş gibi mahkeme gidiş gelişlerinde kullanılan ring araçları bile tek kişilik tecrit koşullarına göre hazırlanmış. Evlatlarımızı yaşarken mezara (hücrelere) koyuyorlar.
Ben Niyazi Ağırman; Tecrite dayanamayıp geçen ay Kandıra F tipi hapishanesinde kendini asarak intihar eden Volkan Ağırman’ın babasıyım. 2,5 yıldır TAYAD’lı aileler olarak "tecrit" in insanları öldürdüğünü, çıldırttığını anlatıyoruz. Adalet Bakanı kulaklarını tıkadı. Volkan’ım tecrite dayanamadı. 20 aydır hücrede tek başına kalıyordu. Yan tarafındaki hücreler bile boşaltılmıştı. Haftada yapılan bir saatlik ziyaretin dışında hiçbir insan sesi duymuyor ve hiçbir insan yüzü görmüyordu. Sonunda kendini astı. Ben biliyorum ki tecrit kalkmadıkça Volkan’lar çoğalacak.
***
Üç kapı üç kilit dendi. Şu tecrite son verin