Sizin için...

1 Haziran 2002


<#comment>Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan 31 Mayıs 1971’de Nurhak Dağlarındaki çatışmada öldüler. Dün bir grup arkadaşı Sinan Cemgil’in Karacaahmet’teki mezarı başında toplanarak onu, Kadir ve Alpaslan’ı andılar.
68 Gençlik Hareketi’nin tarihçisi Turhan Feyizoğlu’nun "Sinan" adlı kitabında hüzünlü bir bölüm var. Baba Adnan Cemgil, oğlunun cenazesini almaya gittiği Adıyaman Gölbaşı ilçesine bağlı İnekli köyünde köylülere hitaben bir konuşma yapar:
- Ben varlıklı bir aileden geliyorum. Ekonomik durumum oldukça iyidir. Oğlumu da en iyi şekilde yetiştirdim. ODTÜ’de okuyordu. Mühendis olup o da varlıklı bir hayat sürecekti. Sizin iyiliğiniz için öldü. Bunu bilesiniz diye söylüyorum.
Konuşma bitince köylüler başlarını hafifçe öne eğerler... Çünkü Sinan’ın bedeninde köylülerin tüfeklerinden çıkan mermiler de vardır!

Gazeteci Ümit Otan, engelli ailelerin yasal hakları, engelli kimliği, tedavi hakkı, çalışma hakkı ve benzer konularda bilgi veren bir site kurdu:"www.umudayolculuk.com"... Sayfayı Necdet Şen çizdi. Ülkemizdeki 10 milyon engelliye her konuda bilgi veren bir site ortaya çıktı. İlk sayfadaki "Hepimiz potansiyel engelliyiz" yazısı

Yazının Devamı

Yasak ilaçlar...

31 Mayıs 2002

"Aferin Capsul, Aferin Tablet, Alfarol Tablet, Apex Capsul, Babyrhynol Capsul, Babyrhynol Suspansiyon, Contex Capsul, Corsal Capsul, Ekorinol Şurup, Forza Tablet, Gerakon Tablet, Katarin Capsul, Kongest Tablet, Theraflu Tablet, Triaminic Damla, Triaminic Tablet, Tuseptil Şurup, Mesulid..."Türk Eczacılar Birliğinden aldığımız bilgiye göre... Aferin adlı ilaç, tehlikeli yan etkileri olan PPA maddesi çıkarılarak yeniden üretilmiş ve halen bu haliyle satılıyormuş. Theraflu da zaten PPA içermiyormuş... Bu iki ilaç dışındakilerin tümü de PPA içeriyor. Mesulid satışı yasaklandı, diğerleri ise piyasada hâlâ tıkır tıkır satılıyor. Peki bu nasıl oluyor? Yapı Kredi Bankası Sağlık İşleri Müdürlüğü, ABDde yasaklanmış ilaçlarla ilgili olarak personeline bir duyuru yayımlamış... Bunları kullanmamalarını istemiş... Liste aşağıda... Bir fikir vermek için yayımlıyoruz: Fakir bir ülkede zengin olabilir ama zengin yaşayamazsınız. Hekim standardı... - Osmanlı İmparatorluğu döneminden 1980 yılına kadar Türkiyede ancak 18 tıp fakültesi açılmıştı. 12 Eylülün armağanı olan YÖKten sonra ise bu sayı 52ye çıktı. Bugün Almanyada 36, İtalyada 33, İngilterede 28, Yunanistanda 7 tıp fakültesi bulunuyor.- Peki

Yazının Devamı

Yasak ilaçlar...

31 Mayıs 2002


<#comment>Yapı Kredi Bankası Sağlık İşleri Müdürlüğü, ABD’de yasaklanmış ilaçlarla ilgili olarak personeline bir duyuru yayımlamış... Bunları kullanmamalarını istemiş... Liste aşağıda... Bir fikir vermek için yayımlıyoruz:
"Aferin Capsul, Aferin Tablet, Alfarol Tablet, Apex Capsul, Babyrhynol Capsul, Babyrhynol Suspansiyon, Contex Capsul, Corsal Capsul, Ekorinol Şurup, Forza Tablet, Gerakon Tablet, Katarin Capsul, Kongest Tablet, Theraflu Tablet, Triaminic Damla, Triaminic Tablet, Tuseptil Şurup, Mesulid..."
Türk Eczacılar Birliği’nden aldığımız bilgiye göre... Aferin adlı ilaç, tehlikeli yan etkileri olan PPA maddesi çıkarılarak yeniden üretilmiş ve halen bu haliyle satılıyormuş. Theraflu da zaten PPA içermiyormuş... Bu iki ilaç dışındakilerin tümü de PPA içeriyor. Mesulid satışı yasaklandı, diğerleri ise piyasada hâlâ tıkır tıkır satılıyor. Peki bu nasıl oluyor?

Fakir bir ülkede zengin olabilir ama zengin yaşayamazsınız.

Yazının Devamı

Çigan sistemi...

30 Mayıs 2002

Mehmet Ali Körüklü, çağrıyı hiç ciddiye almadı. Ama cezaevinden yeni çıkmış olan Hüseyin Bıçakcıoğlu "Çeribaşılığa varım" dedi. Mahalle kahvesinde ortaya kartondan bir sandık kuruldu. Muhtar Hüseyin Örs de Yüksek Seçim Kurulu yerine görev yaptı. İki aday seçimden önce anlaştı. Seçim iptal edildi. Biri çeribaşı oldu, diğeri de yardımcısı...İkisi birlikte zafer göbeği attılar. Tam dağılma anı gelmişti ki, Fikri Ocak kısa bir kapanış konuşması yaptı:- Esas çeribaşı benim, Hüseyin Abimiz de benim yardımcım!Bu sefer Hüseyin Bıçakçıoğlu mikrofonu aldı:- Esas çeribaşı benim Fikri de benim yardımcım olarak çalışacak.Ortalık karıştı. Kavgaya ramak kalmıştı ki, büyükler araya girdiler, seçim ertelendi. Halk dağılırken biri dedi ki:- Çingene demokrasisi işte bu kadar olur?Yanındaki onu teselli etti:- Ankaradaki de farklı mı sanki? Kongrelerde böyle şeyler olmuyor mu? Edirnede Çingenelerin oturduğu Menzil Ahır Mahallesinde geçtiğimiz pazar demokrasi sınavı vardı. Mevcut Çeribaşı Mehmet Ali Körüklüye karşı kazan kaldıran Fikri Ocak, "yeni çeribaşı seçimi yapalım" diye davetiye çıkarttı. İftira, eşekarısına benzer. Onu ilk vuruşta öldüremeyecekseniz, hiç dokunmamak daha iyidir.

Yazının Devamı

Çigan sistemi...

30 Mayıs 2002


<#comment>Edirne’de Çingenelerin oturduğu Menzil Ahır Mahallesi’nde geçtiğimiz pazar demokrasi sınavı vardı. Mevcut Çeribaşı Mehmet Ali Körüklü’ye karşı kazan kaldıran Fikri Ocak, "yeni çeribaşı seçimi yapalım" diye davetiye çıkarttı.
Mehmet Ali Körüklü, çağrıyı hiç ciddiye almadı. Ama cezaevinden yeni çıkmış olan Hüseyin Bıçakcıoğlu "Çeribaşılığa varım" dedi.
Mahalle kahvesinde ortaya kartondan bir sandık kuruldu. Muhtar Hüseyin Örs de Yüksek Seçim Kurulu yerine görev yaptı. İki aday seçimden önce anlaştı. Seçim iptal edildi. Biri çeribaşı oldu, diğeri de yardımcısı...
İkisi birlikte zafer göbeği attılar. Tam dağılma anı gelmişti ki, Fikri Ocak kısa bir kapanış konuşması yaptı:
- Esas çeribaşı benim, Hüseyin Abimiz de benim yardımcım!
Bu sefer Hüseyin Bıçakçıoğlu mikrofonu aldı:

Yazının Devamı

Kısa bilanço...

29 Mayıs 2002

ABD, AB, Dünya Bankası ve IMFnin talimatları doğrultusunda Meclisten onlarca yasa geçirildi, her geçirilen yasa ile işçiye, memura, köylüye, esnafa biraz daha geçirildi.Vatandaşın parası yine malum çevrelere vakumlatıldı, sadece özel bankalardan 20 milyar dolar hortumlatıldı.Bir milyon civarında çalışan işten atıldı, kamu bankalarıyla elde kalan KİTler neredeyse üste para verilerek satıldı.Cezaevlerinin kapısı açıldı, 11 bin 571 katil, 11 bin 371 hırsız ve gaspçı, bin 122 ırz düşmanı serbest bırakıldı, etrafa saçıldı.İç ve dış borçlar kat kat katlandı, üç kuruş yardım için her kucağa (ABD, IMF, Dünya Bankası vs.) balıklama atlandı.Dürüst olmaktan başka suçu olmayan Cumhurbaşkanıyla uğraşıldı, kasım ve şubat krizleri ona fatura edilmeye çalışıldı.Milletvekilleri birer parmak indirme - kaldırma makinesine dönüştürülerek Meclisin saygınlığı sıfırın altına indirildi. DSP - MHP - ANAPtan oluşan 57. koalisyon hükümeti işbaşındaki 3. yılını doldurdu. Bu üç yılda akılda kalanlara gelirsek... Ama bütün bunlar ne gam! Başbakanımız "yarım mobilize"den "tam mobilize"ye geçti, yeniden tay tay yürümeye başladı. Hastaneden taburcu olan Başbakan Ecevite "İş görür" raporu verilmiş. Rapor

Yazının Devamı

Kısa bilanço...

29 Mayıs 2002


<#comment>DSP - MHP - ANAP’tan oluşan 57. koalisyon hükümeti işbaşındaki 3. yılını doldurdu. Bu üç yılda akılda kalanlara gelirsek...
• ABD, AB, Dünya Bankası ve IMF’nin talimatları doğrultusunda Meclis’ten onlarca yasa geçirildi, her geçirilen yasa ile işçiye, memura, köylüye, esnafa biraz daha geçirildi.
• Vatandaşın parası yine malum çevrelere vakumlatıldı, sadece özel bankalardan 20 milyar dolar hortumlatıldı.
• Bir milyon civarında çalışan işten atıldı, kamu bankalarıyla elde kalan KİT’ler neredeyse üste para verilerek satıldı.
• Cezaevlerinin kapısı açıldı, 11 bin 571 katil, 11 bin 371 hırsız ve gaspçı, bin 122 ırz düşmanı serbest bırakıldı, etrafa saçıldı.
• İç ve dış borçlar kat kat katlandı, üç kuruş yardım için her kucağa (ABD, IMF, Dünya Bankası vs.) balıklama atlandı.

Yazının Devamı

Kievde Türk tadı

28 Mayıs 2002

Üstadın herhalde o gün daha önemli bir işi vardı... Diye düşünüldü... Ukraynada yaşayan Türkler başkent Kievde her kültürün mutfağı var da neden bir Türk lokantısı yok diye hayıflanırlardı... Nihayet geçenlerde "Antalya" açıldı. Kievdeki Türkler dostlarını davet edebilecekleri ve memleket hasretini giderebilecekleri kaliteli bir Türk lokantasına kavuştular. Açılışa Ukrayna Cumhuriyetinin bazı bakanları, işadamları ve kentin ileri gelenleri katıldı. Gözlerin en çok aradığı kişi ise açılışa davetli olmasına rağmen orada yoktu: Türkiye Büyükelçisi... Göz göze bakan iki insan birbirinin gözlerini değil bakışlarını görür. Fethiye bahşişi Turiste bir hizmet sunarsanız karşılığında o hizmete uygun bir para almanız olağan... Ama Deli Dumrul misali, ben devletim, gelen geçenden kafama göre para keserim, derseniz... Turiste "soyuluyorum" duygusu verir, bu ülkeden soğutursunuz... Fethiye Orman İşletmesi üç kuruş uğruna işte bunu yapıyor... Fethiye Orman İdaresi Ölüdenize bakan Babadağa yamaç paraşütü sporu yapmak için giren her sporcudan 8 milyon lira kesiyor... Böylece günde üç uçuş yapan sporcu yalnızca giriş ücreti olarak 24 milyon lira ödüyor... Ölüdeniz Kumburnuna giriş

Yazının Devamı