Umutsuz Ecevit

14 Mayıs 2002


<#comment>İzmir’e bağlı Armutlu’da yapılan Belediye Meclisi seçimini bir önceki seçime göre yüzde 15 dolayında oy kaybetmesine rağmen ANAP kazandı. En güçlü parti olan CHP ise ÖDP, HADEP ve TKP’ye kaptırdığı oylar yüzünden ikinciliğe düştü. ANAP’ın yanında MHP de küçük oy kaybına uğradı.
DSP’nin oyları ise 591’den 226’ya gerileyerek en büyük yenilgiyi oluşturdu.
Neden böyle oldu?
DSP’li bir milletvekili dedi ki:
- Çünkü DSP gelecek için hiçbir şey vaat etmiyor. Ecevit’in fiziki durumu geleceğe yönelik olarak hiçbir umut vermiyor. Ecevit’in liderliğinde girilecek bir genel seçimin sonucu da korkarım bundan farklı olmayacak...

Yazının Devamı

66ncı sone...

12 Mayıs 2002

Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,Değil mi ki, korkudan dili bağlı sanatın,Değil mi ki, çılgınlık sahip çıkmış düzeneDoğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,Değil mi ki kötüler kadı olmuş YemeneVazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,Seni yalnız komak var ya, o koyuyor adama. Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, W.Shakespeare (Çev: C.Yücel) Anne, herkesin yerini alabilir, ama kimse annenin yerini alamaz... Günün fıkrası - Sizden bir ricam var, demiş. Bu sene benim anamı "yılın annesi" seçer misiniz?.Seçiciler kurulu başkanı:- Neden? diye sormuş.Vatandaş, cevap vermiş:- Çünkü ekonomik kriz yüzünden 364 gün anam ağladı. Bari bir gün gülsün! Vatandaşın biri, yılın annesi seçiciler kuruluna başvurarak: Küçük ilanlar... KAMERALARINIZI 2. sıra, sağdan 4. koltuktaki frikik veren yavruya çevirmiş, sürekli onu

Yazının Devamı

66’ncı sone...

12 Mayıs 2002


<#comment>Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,

Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,

Yazının Devamı

Parisin göbeği...

11 Mayıs 2002

* Basit gerçeği dün bizden başka galiba sadece sevgili Oktay Ekşi görüp dile getirmişti... Sınır Tanımayan Gazetecilerin Pariste, Saint - Lazare Garındaki marifeti, basit bir derneğin karıştırdığı halt değildir. Şov mahallinde dağıtılan broşürün bir köşesinde Sınır Tanımayan Gazetecilerin amblemi yer alırken, öte yanda devlete bağlı Ulusal Coğrafya Enstitüsünün amblemi görülüyor, en altta da Fransız Demiryolu Şirketi SNCFe teşekkür ediliyordu. Bu bir "devlet ortak prodüksüyonu" idi. Eğer Paristeki Büyükelçiliğimizden bir monşer, Saint Lazare"a zahmet edip bir broşür alsa durumu görecek, dışişleri duruma müdahale için zemin bulacak, Mesut Yılmaz "ciddiye almıyorum, bu bir derneğin çılgınlığı" diye konuyu ıskalamayacak, Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu olay karşısında yalnız bırakılmayacaktı. Türk diplomasisi ve istihbaratı Parisin göbeğindeki olayı tespitte zorlanıyorsa ortada ciddi yetersizlikler var demektir. Pek çok delikanlı "yarınımız yok" diye ağlaşıyor.. Onların sadece "hedefi" yok... Jacques Chirac Fenere kutlama Gazetemiz çalışanları şampiyon kızların şahsında sarı - lacivert renkleri alkışladılar. Arkadaşımız Ercan Akyol, şu şaka - yorumu yaptı.Her başarılı kız

Yazının Devamı

Paris’in göbeği...

11 Mayıs 2002


<#comment>Basit gerçeği dün bizden başka galiba sadece sevgili Oktay Ekşi görüp dile getirmişti... Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Paris’te, Saint - Lazare Garı’ndaki marifeti, basit bir derneğin karıştırdığı halt değildir. Şov mahallinde dağıtılan broşürün bir köşesinde Sınır Tanımayan Gazeteciler’in amblemi yer alırken, öte yanda devlete bağlı Ulusal Coğrafya Enstitüsü’nün amblemi görülüyor, en altta da Fransız Demiryolu Şirketi SNCF’e teşekkür ediliyordu. Bu bir "devlet ortak prodüksüyonu" idi. Eğer Paris’teki Büyükelçiliğimizden bir monşer, Saint Lazare"a zahmet edip bir broşür alsa durumu görecek, dışişleri duruma müdahale için zemin bulacak, Mesut Yılmaz "ciddiye almıyorum, bu bir derneğin çılgınlığı" diye konuyu ıskalamayacak, Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu olay karşısında yalnız bırakılmayacaktı. Türk diplomasisi ve istihbaratı Paris’in göbeğindeki olayı tespitte zorlanıyorsa ortada ciddi yetersizlikler var demektir.

*Pek çok delikanlı "yarınımız yok" diye ağlaşıyor.. Onların sadece "hedefi" yok... Jacques Chirac Fenerbahçe’nin bu yıl şampiyon olan kız basketbol takımı dün gazetemizi ziyaret etti.

Yazının Devamı

Dış basın gördü

10 Mayıs 2002

Fransada yayımlanan "Le Republicain Lorrain" gazetesi diyor ki:"İktidardaki siyasi partiler, Nuhtan kalma liderleri gibi, artık birer karikatürden ibaretler"...Mısırda yayımlanan El - Ahram Weeklynin yazısı:"76 yaşındaki hasta Başbakan Bülent Ecevitin ne ekonomik reform ne de daha fazla demokrasi ihtiyacı algıladığına yönelik bir işaret ortada görünmüyor." Almanyanın Kölner Stadt - Anzeiger gazetesi, Türkiyedeki yolsuzluk ve usulsüzlüklere uzun uzun değindikten sonra, "Galiba ihtiyar Başbakan, hâlâ konunun ne olduğunu kavramış değil" ifadesini kullanıyor. Avusturyada yayımlanan Wiener Zeitungun 4 Eylül 2001 tarihli sayısında, "76 yaşındaki ve medya haberlerine göre ağır hasta olan Başbakan Ecevitin ülkeyi krizden kurtaracağına artık pek inanan kalmadı" deniliyor.Eloğlu Ecevitin, değil ülkeyi kendini idare edecek hali kalmadığını epey zamandır görüyor, yazıyor. Darısı başımıza... Başbakan Ecevitin sağlığı, sadece bizlerin değil, dış basının da ilgisini çeken bir konu olmaya devam ediyor. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, bir gazeteci gibi çalışmış, "WWW. byegm.gov.tr" adresinde "Dış Basından Özetler"i bizler için derlemiş... Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Genelkurmay

Yazının Devamı

Dış basın gördü

10 Mayıs 2002


<#comment>Başbakan Ecevit’in sağlığı, sadece bizlerin değil, dış basının da ilgisini çeken bir konu olmaya devam ediyor. Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, bir gazeteci gibi çalışmış, "WWW. byegm.gov.tr" adresinde "Dış Basından Özetler"i bizler için derlemiş...
Fransa’da yayımlanan "Le Republicain Lorrain" gazetesi diyor ki:
"İktidardaki siyasi partiler, Nuh’tan kalma liderleri gibi, artık birer karikatürden ibaretler"...
Mısır’da yayımlanan El - Ahram Weekly’nin yazısı:
"76 yaşındaki hasta Başbakan Bülent Ecevit’in ne ekonomik reform ne de daha fazla demokrasi ihtiyacı algıladığına yönelik bir işaret ortada görünmüyor."
Almanya’nın Kölner Stadt - Anzeiger gazetesi, Türkiye’deki yolsuzluk ve usulsüzlüklere uzun uzun değindikten sonra, "Galiba ihtiyar Başbakan, hâlâ konunun ne olduğunu kavramış değil" ifadesini kullanıyor.

Yazının Devamı

Megafondan...

9 Mayıs 2002

01 plakalı bir özel araç yol kenarında trafiği aksatacak şekilde duruyor. Sürücüsü içinde, dörtlüleri yakmış bekliyor. Trafik polisi "oldukça"samimi bir uyarıda bulunuyor:- Adanalı devam et. Pııst, huoop... Ulan Adanalı kulağına şalgam suyu mu kaçtı? Kime diyom ben? Yürüsene!***Bazı trafik polisleri sürücülerin özelliklerinden yararlanmayı seviyorlar:- Sarışın bayan, sağa çeker misin diyorum lütfen...- Beyefendi... Bıyıklı, bekleme yapma!- Deri ceketli, hadi yürü...- Kabak kafalı kaldırıma çıkma, park yasağı var.***Trafik polisleri halden anlar... Ama istismar etmemek kaydıyla...Kadıköyde park yasağı olan bir bölgede beyaz bir Unodan inen genç, polis otosuna "ekmek alıp gideceğim" diye sesleniyor. Polis de bu kadarını anlayışla karşılıyor. Delikanlı 15 dakika sonra elini kolunu sallaya sallaya aracının başına gelince, trafik polisi megafondan "merakla" soruyor:- Beyaz Uno, ekmek nerde lan?! Aşağıdaki "sevimli" polis hikâyelerini turizmci Cem Polatoğlu gönderdi. Hikâye bu ya... * Yaşlı çift evliliklerinin 50. yılını kutluyormuş. Kahvaltı yaparken kadın: "Elli yıl boyunca hep kocamı düşündüm ve ekmeğin güzel kabuklu kısmını ona verdim. Bu tadı bir kez de ben tadayım" diye

Yazının Devamı