Bu sütunda "Dalton Biraderler Moskova" da başlığı ile 1999 yılında yayınlanan fotoğrafı okurlarımız anımsayacaktır. Bir uzun masa... Masanın bir yanında zamanın Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Cumhur Ersümer... Bakanlık görevi olmayan Mesut Yılmaz... İşadamı Şarık Tara... Moskova Büyükelçimiz Nabi Şensoy... Mesut Yılmaz'ın biraderi Turgut Yılmaz, işadamı Erdal Aksoy sıralanıyordu. Karşı tarafta Moskova Belediye Başkanı Lujkov ile Gazprom Başkanı Çernomyrdin... Acaba bu toplantıda ne görüşüldü? Ne pişirildi?
Bu soru iki yıldır yanıtsız... Dün Fatih Altaylı fotoğraf konusunda Turgut Yılmaz'ın kendisine gönderdiği şu açıklamayı yayınladı:
- Haberiniz ve eldeki resminiz Nazlı Ilıcak mahreçlidir. Bu iddia Nazlı Ilıcak'ın iddiasıdır ve tabii ki de yalandır ve olay mahkeme safhasındadır...
Açıklama görüldüğü gibi hiçbir şeyi açıklamıyor.
Bakalım "Mavi Akım" la ilgili DGM soruşturması fotoğrafa açıklık getirecek mi?
Diye meraklanırken Mavi Akım dosyası Nuh Mete Yüksel'in elinden alınıyor.
Yargının siyasallaştığına ilişkin kuşku esas şimdi başlıyor...
Mesut Yılmaz, jandarmanın Enerji Bakanlığı’ndaki rüşvet olayını incelemesine kızmış ve "Polis devleti olmaya doğru gidiyoruz" demiş. "Hırsız devleti" ancak böyle savunulur...Haldun Ertem
Dünya Bankası raporuna göre, Küba dış yardım almadan, sosyal göstergelerde birçok dünya ülkesini geride bırakmış...
Kübalıların eğitim, sağlık gibi sosyal alanlardaki bu başarıları üzerine Dünya Bankası Başkanı Wolfenshon şu yorumu yapıyor:
- Küba müthiş iş becermiş... Üstelik bunu bizim tavsiyelerimiz olmadan yapmışlar. Kendilerini kutlamak gerekir...
Doğru... İMF ve Dünya Bankasının dediklerini yapsalar onların övgüsünden mahrum kalacaklardı.
Ankara'daki Yunanistan Büyükelçiliği iki ülke ilişkilerini sıcaklaştırmak için "Yunanistan" adlı aylık bir gazete yayınlamaya başladı. Dün elimize ulaşan ilk sayıda Yunanistan Büyükelçisi İoannis Corantis'in:
- Artık menfaatlerimizi birbirine özdeş görüyoruz. Bundan böyle birimizin kaybı diğerimizin kazancı değil, sözü hoş bir yankı yaratıyordu.
Gazetede Costa Gavras'la yapılmış geniş röportajda ünlü sinema yönetmeninin pekçok olumlu görüşü yanında:
- Yunanistan'da bir cami ile İstanbul'da bir klisenin restorasyonuna başlayalım, önerisi de hoştu. Gazeteye uzun ömürler...
Arkadaşımız Fahrettin del Figo... pardon, Fahrettin del Fidan, Başbakan Bülent Ecevit' in İspanya yolculuğunu ATA uçağından notluyor.
.Canım - ciğerim Başbakanım Bülent Ecevit' imin "Tasarruf Genelgesi"ne ne kadar önem verdiği yolculuğumuzun daha ilk dakikalarında belli oldu. Zira uçakta kendileri dışında hiç kimseye en küçük bir ikram yok, ama asıl önemlisi uçakta Hüsam yok!
.Bulgaristan semalarındayken Başbakanımız, bendenizi yanına çağırarak, .Hostesimiz çay servisi yapmak üzere yanımıza geldi. "Ben hostesiniz Sema, içmek için ne emredersiniz efendim? dedi, Sema adını duyan Rahşan hanım hostese dik dik baktı.
.Kaptan pilotumuz rotamızla ilgili anons yaptı: "Halen Yunanistan semaları üzerinde uçuyoruz, 10 dakikaya kadar İtalya semalarına girmiş olacağız" dedi. Kaptan pilotun yanına gittim, kendisine bi güzel fırça attım. İkide bir, "sema, sema " diyerek canım - ciğerim Başbakanım'la muhterem ve muhteşem eşlerinin tüylerini diken diken etmelesinin ne anlamı var, değil mi ama?
.Kaptan pilota fırçamı atmış tam kokpitten çıkıyordum ki, 2. pilot çaktırmadan yanıma yaklaştı, kulağıma eğilerek, "Benden duymuş olmayın ama efendim, kaptan pilotumuzun adı Rıdvan'dır" demesin mi? Vay, vay, vaaayyy, mesele şimdi anlaşıldı (!) Derhal Rahşan hanımın yanına giderek, "Benden duymuş olmayın ama mesele böyle, böyleymiş efendim" dedim. Söz, dedi, Türkiye'ye sağ salim dönelim, o Rıdvan anında Metro Turizm'de kaptan pilot!
.Uçuşumuzun sonuna geldik, Real Madrid'e (!) doğru yavaş yavaş alçalıyoruz, ben de daha fazla alçalmadan notlarımı burada kesiyorum.
Fahrettin Fidan, İspanyol Meyhanesi - ANKARA
Mesut Yılmaz’ın konuşmalarına bakarsanız bu hükümeti "muhalefette" zannedebilirsiniz!.. Cihan Demirci
