<#comment>#comment>Profesör Kenan Bulutay 1977 Ecevit Hükümeti'nde "İşletmeler Bakanı" olarak görev yapmıştı. Sonraki yıllarda 30'a yakın ülkede uzman olarak çalıştı. Halen Girne Amerikan Üniversitesi'nde ders veriyor.
Prof. Bulutay'ın piyasaya yeni bir kitabı çıktı: "Dünya Kazan Ben Kepçe..." Bu kitaptan birkaç çizgi aktaralım...
***
- Ne zaman uzaklaştırıldı Habip Burgiba iktidardan biliyor musunuz?
- Ne zaman?
- Aynı bakanlığa bir günde iki ayrı kişiyi atadığı zaman...
<#comment>#comment>Hıncal Uluç, sık sık yaptığı gibi, dün yine köşesinde bize dersler vermiş, zengin bilgi ve yorumlarına yarattığı mucizeleri eklemişti.
Hıncal gazetelerde daha çok tiyatro yazılmasını savunmuş. Buna kim hayır diyebilir? Peşinden (o her zamanki tevazuu ile) kendisinin tiyatroya katkısını anlatıyor:
"Tuhaf Bir Çift, ortalama 60 - 70 kişiye oynuyordu. Bir tek yazı yazdım gişe önünde kuyruklar oluştu. Bir Kış Öyküsü boş sıralara sahneleniyordu. Bir kez yazdım telefonlar kilitlendi... "Rezervasyonlarımız doludur" ilanları verilmeye başlandı.Bir tek kişinin bir tek yazısı mucizeler yaratabiliyorsa tüm medya tüm tiyatroları işlese ne olur bir düşün..."Hıncal'ın bu satırlarını okuyunca etkilenmemek, hatta kıskançlığa kapılmamak elde değildi. Mucizenin boyutları konusunda daha iyi fikir sahibi olmak için "Bir Kış Masalı"nın sahnelendiği Yayla Sanat Merkezi'ndeki bir arkadaşımızı aradık. Hoşbeşten sonra konuya girdik:
- Hıncal'ın yazısından sonra telefonlar kilitlenmiş öyle mi?
- Ne kilitlenmesi?
- Eee, oyun kapalı gişe oynamaya başlamış...
<#comment>#comment>"Bazı AB üyeleri ülkemize karşı önyargılıdır ve her zaman Türkiye karşıtı hareketler içindedir. Bu ülkeler aslında Türkiye'ye ve AB üyeliğine sıcak bakmamaktadır... Geriye kalanlar da Türkiye'nin üyeliğini kerhen desteklemektedir. Türkiye'nin AB üyeliğini içtenlikle destekleyen bir tane AB üyesi yoktur."
Bu sözler Harp Akademileri Komutanı Org. Nahit Şenoğul'a ait... Askerlerin bu bakışını Prof. Yüksel İnan' la konuşuyoruz:
- Batı, bize karşı gerçekten önyargılı mı?
- Bu soruya tümden, "hayır" yanıtını vermek mümkün değil. Ama zannediyorum ki bizim Batı'ya olan önyargımız onların bize olan önyargısından biraz daha fazla.
- Örneğin?
- Hatırlarsınız, 20 - 30 yıl önce futbol takımlarımız Avrupa'da maç kaybettiklerinde, bize karşı önyargılılar, der hemen Avrupalı hakemleri. Ama ne zaman ki takımlarımız Avrupa takımlarının kalitesine yaklaştı, hakemleri suçlamaktan büyük ölçüde vazgeçtik.
<#comment>#comment>Ebebiyatımızın özgün kalemlerinden birini daha yitirdik. Necati Cumalı şiir, roman, öykü, tiyatro oyunu türlerinde kaleme alınmış onlarca eseri miras bırakıp ebedi yolculuğa çıktı.
Tüm yazı hayatı boyunca "örnek" insanlarla işi hiç olmamış, tüm derdi; kusurları, iyi ve kötü taraflarıyla sıradan insanı anlatmak olmuştu...
Cumalı'nın yapıtlarından üç ayrı film (Adı Vasfiye, Mine, Dul Bir Kadın) çıkarmış olan değerli sinemacı Atıf Yılmaz, onu bakın nasıl anlatıyor:
- Necati uzun yıllar İzmir'de avukatlık yaptı. Davalar için köylere kasabalara gidip geliyordu. Edebiyatındaki gerçekçilik, inandırıcılık ve yerellik biraz da avukatlık birikiminden gelir. Bir sürü avukat var oralarda; sağlam bir bakış açısı ve yazarlık mayası olmadığı için yaşadıkları o benzersiz iklimi değerlendiremiyorlar. Necati'nin öyle bir mayası olduğu için titizlikle gözlediği yaşamsal ayrıntıları çok iyi değerlendirdi.
***
Necati Cumalı, 1973 yılında kendisiyle yapılmış bir röportajda demokrasinin sıkıntılarını bakın nasıl anlatır:
<#comment>#comment>Alman Focus Dergisi, düşünce gücünü geliştirmenin yollarını açıklayan bir yazı yayımlamış. İşte herkesin uygulayabileceği ipuçları:
* Sabahları gözleriniz kapalı duş alın. Lifinizi, sabununuzu, şampuanınızı el yordamıyla bulun. Böylece dokunma duyunuz gelişir.
* Sağ elini kullananlar sol, sol elini kullananlar sağ elle diş fırçalamayı, saç taramayı denesin. Beynin farklı bölgeleri uyarılmış olur.
* İşe giderken farklı yollardan gitmeye çalışın. Böylece beyninizi otomatik pilot sisteminden çıkarırsınız.
* Aracınıza bindiğinizde gözlerinizi kapatın. Kontağın, sileceklerin, radyonun, el freninin yerlerini düsüncelerinizi yoğunlaştırarak bulun.
* İşlerinizi farklı bir sırayla yapın. Hergün gördüğünüz ancak üzerinde düşünmediğiniz eşyaların yerlerini değiştirin.
<#comment>#comment>Vezir padişaha çıkmış:
- Efendim, hazinede para yok, yeni vergilere ihtiyacımız var...
- Eee iyi de, ne vergisi koyalım?
- Boğaz Köprüsü'nün başına adam koyalım, gelip geçenden 1 akçe alalım.
Aradan bir süre geçmiş... Padişah merak etmiş :
- Ahaliden bir tepki var mı?
<#comment>#comment>Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcısı Mesut Yılmaz bugüne dek Genelkurmay Başkanı ve diğer askerlerden gelen sert hatta incitici müdahaleleri bile büyük bir sükunetle içlerine sindirirken... Dün birden celallenip "Hukuk" ve "demokrasi" demeye başladılar...
Nedir olay? Enerji Bakanlığında 5 yüksek bürokratın gözaltına alınması olayıyla ilgili "Bir Komutan" ın:
- Düğmeye Enerji Bakanı Ersümer değil biz bastık, deyişi..
Ve peşinden şu sözleri:
- Bundan böyle pisliğe, rüşvete bulaşan kim varsa üstüne gitmeye kararlıyız... Bu olay PKK ile mücadele kadar önemli. Rüşvet çarkını ortaya çıkarmak için uğraşıyoruz. Devletin hayati stratejik kararları satılıyor... Çoçukların geleceği satılıyor...Bir generalin bir gazeteye bu şekilde demeç vermesi hukuk ve demokrasi adına eleştirilebilir. Ecevit ve Yılmaz'ın, "Komutan"ı ve gazeteyi eleştirmesi olağan görülebilir. Ne var ki iki liderin, bugüne dek çok daha keskin müdahaleler karşısında susup daha küçük dozajlı son demeci böylesine yüksek sesle eleştirmesi yadırgatıcı...
Sanki...
<#comment>#comment>Millet soruyor... Madem enflasyon yüzde 39, neden Köprü'ye yüzde 50 zam geldi... Faizler neden yüzde 60'ın üstünde?..
Önce bilinen bir öykü...
Diyarbakır'a giden uçakta televizyon muhabiri yolcularla röportaj yapıyor. Bir ara 80 yaşında bir Kürdün yanına yaklaşmış:
- Baba, Hükümet hakkında ne düşünüyorsun?- Hökümetimiz çok eyidir, demiş yaşlı Kürt, memleketi kalkındırdi, herkesi zengin etti...
Kamera uzaklaştıktan sonra yanındaki genç sormuş:
- Baba sen hükümet hakkında gerçekten böyle mi düşünüyorsun?Yaşlı adam şöyle bir etrafa bakmış... Hükümet hakkında ağzına ne geliyorsa söylemiş. Genç adam meraklanmış: