<#comment>#comment>Ankara Valiliği ile Ankara Büyükşehir Belediyesi arasında 5 yıldır yılan hikayesine dönen bir tartışma nihayet sona erdi. Valilik Bayrak İnceleme Kurulu, Melih Gökçek'in, 5 yıldır Ankara'nın amblemi diye kullandığı, Ankara'yla uzaktan - yakından ilgisi olmayan "ucube"nin tanıtıcı bayrak olarak kabulünü reddetti. Ret gerekçesinde:
. Amblemin laik, çağdaş ve modern bir devlet olan Türkiye Cumhuriyetinin Başkentini tanımlamaktan uzak olduğu,
. Ankara'nın tarihi ve kültürel kimliğine uygun birçok belirgin özelliği yerine, dini ve dince kutsal sayılan öğeleri ön plana çıkarttığı..."
ve benzeri sakıncalar belirtildi.
Bu meselenin nasıl olup da 5 yıl sürdüğüne gelince...Ankara Valiliği'nden bir yetkili şöyle dedi dün:
" Biz, bu amblemi kullanamazsın, diye karar alıyoruz, Melih Gökçek, yasayı açıkça çiğneyerek kullanmaya devam ediyor. Anayasamıza ve yasalarımıza göre valilerin seçilmiş kişileri görevden alma gibi bir yetkisi yok. Onu yapacak makam İçişleri Bakanlığı... İçişleri Bakanlığı'nın hareketsiz kalması sonucu uzadı bu mesele. Ama artık deniz bitti, o amblemi bundan sonra kullanmaları kesinlikle sözkonusu değil. "
<#comment>#comment>Koç Holding ortak sigara üretimine girmek için British - American Tobacco ile görüşmelere başlarken... Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesi Başkanı Prof. Elif Dağlı, Başkan Rahmi Koç'a üzüntülerini bildiren bir mektup gönderdi. Elif Dağlı mektubuna:
"...Sizin, ailenizin ve şirketler topluluğunuzun Türk insanı gözünde saygın bir yeri vardır. Bu saygıdan yola çıkarak, başta Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Hemşireler Birliği, Türkiye Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, Toraks Derneği ve temsil ettiğimiz otuzu aşkın sağlık derneği ve vakfı adına size bu mektubu kaleme almayı gerekli bulduk..."
diye başlıyor... Sigaranın ülke çapındaki tahribatını anlatıyor. Şöyle devam ediyor:
"Sayın Koç, siz yıllardır hepimizin gurur duyduğu sanayi hamlesini başlatarak Türkiye'yi dışarda birçok Türk ürünü ile tanıttınız. Eğitime katkıda bulundunuz, okullar, üniversite kurdunuz. Amerikan Hastanesi sağlık konusunda İstanbul'un öncü kurumlarından... Temasınız olan Houston Methodist Hastanesi Türkiye'den giden birçok hastanın tedavi edildiği merkez oldu. Biz sizi eğitim ve sağlık konusundaki sorumluluğunuz ile tanıdık.
...Biz Türk insanının hayatını
<#comment>#comment>Kapattık kapılarımızı dostlarımıza,
Mesafeler koyduk araya,
Bir merhaba demek için, girmeleri gerekti sıraya...
Bize çok ihtiyaçları olduğu an meşgulduk,
Not bıraksınlardı, sonra arardık, başka zaman....
Sınavdan en iyi notu aldıklarında, gözlerindeki pırıltıyı göremedik,
<#comment>#comment>Lig maçlarının bitimine 6 ay kala Teleon, Federasyon'a olan 60 milyon dolar borcunu ödemediği için naklen yayın anlaşması feshedildi.
Vatandaş saf bir merak içinde:
- Acaba dekoder için ödediğim para geri ödenecek mi?
Yanıt traji komik:
- Dekoder için ödediğiniz para geri ödenmeyeceği gibi sezon sonuna kadar olan taksitleri de ödeyeceksiniz...
Yani maçları izlemeyeceğiniz halde izlemiş gibi taksit ödeyeceksiniz.
<#comment>#comment>Basın ve muhalefet "İstifa" diye tempo tutuyor.
Vatandaş istifa bekliyor.
Sayın Enerji Bakanı'nda hareket yok.
Zordur insanların alıştıkları koltuklardan kalkması. Üstelik bir kere kalktılar mı başlarına ne işlerin açılacağı belli olmaz.
Osmanlı tarihinde ünlü bir Şeyhülislam vardır: Feyzullah Efendi... Tüm yakınlarını devletin en iyi yerlerine yerleştirmiş. Devlete hortumu dayamış. Malı götürüyor. Dört bir yandan "Çekil" çağrısı geliyor. Oralı olmuyor. Tarihçi Naima bir gün karşısına alıp uyarmaya çalışmış. Dinlemiş dinlemiş Feyzullah Efendi. Ve sonunda demiş ki:
- Bizim durumumuz Akdeniz'de fırtınaya tutulmuş gemiye benzer. Kurtuluş kıyısına çıkabilmek için rüzgarın önüne düşmek zorundayız. Eğer makamdan uzaklaşırsak kıskançlara üstün gelme olanağı sağlarız. En iyisi ölünceye kadar dayanmaktır...
<#comment>#comment>İleri adlı yeni bir dergi yayımlanıyor... İki ayda bir çıkan kitap cesametindeki dergide Atilla İlhan, Özgür Erdem, Erol Manisalı, Nur Serter, Türkan Saylan gibi imzalar göze çarpmakta. Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu ADKF'nin yayın organı olan dergi amacını:
"Türkiye siyasetine alternatif program oluşturmak" diye özetliyor. Gündemin ana konuları üzerinde düşünce boyutları veriyor.
***
Dergide Doğan Avcıoğlu'nun enfes bir yazısı yer alıyor. Yazının küçücük bir bölümünü buraya alıyor, nasıl "Küçük Amerika" olduğumuzu Avcıoğlu'nun kaleminden öğreniyoruz:
...Ben "Küçük Amerika" deyişinin patentini son günlere değin Celal Bayar'a ait sanırdım. Bedii Faik'in yazısından öğreniyorum ki, patent, İnönü'nün Bayındırlık Bakanı Nihat Erim'e aitmiş.
"Demiryollarını at, karayollarına yat" biçimindeki, bize pek pahalıya mal olduğunu yeni yeni anlamaya başladığımız politikayı başlatan bakanımız, Amerikan malı hurda karayolu yapım makineleri gelince coşmuş ve "Küçük Amerika oluyoruz" demiş...
<#comment>#comment>Fransız Meclisi'nin Ermeni tasarısını onaylayacağı haftalar öncesinden belliydi. Kılımızı kapırdatmadık. Aklımız tasarının onaylandığını görünce başımıza geldi. Bu defa tuhaf ve ilkel tepkiler göstermeye başladık.
Neyse ki ortalığa yavaş yavaş sağduyu egemen oluyor.
Bu uzun yolculukta sabırlı davranmamız gerektiğini Amerikalı Profesör Justin McCarthy şu sözlerle anlatıyor:
- Ermeniler Batı'yı kendi tezleri doğrultusunda "eğitmek" için 80 yıldır uğraşıyor. Siz de Batı toplumlarını eğitmelisiniz. Bunun için 20 - 30 yıllık bir çaba gerekecek. Ama mecbursunuz.
Ankara yakınlarında Beynam Ormanı kıyısında üye çoğunluğunu milletvekillerinin oluşturduğu bir kooperatif var. Kooperatif eski bakanlardan İsmet Özarslan öncülüğünde kuruldu. Taşeronluğu Aktaş inşaata verildi.
<#comment>#comment>Enerji operasyonununda sıranın kendisine gelmesinden endişelendiği ifade edilen Mesut Yılmaz'ın taktiği "kriz yaratarak vakit kazanmak" olarak özetleniyor. Ecevit ve Yılmaz... Enerji operasyonu ilk başladığında "Bir Komutan" kaynak gösterilerek yayınlanan demeçleri "Demokrasi elden gidiyor" vaveylasıyla örtmeye çalışmışlardı. Şimdi de savcı fezlekesindeki çarpıcı gerçekleri ""Anadolu Ajansı gizli ifadeleri nasıl yayımlar?" diyerek gözden kaçırmaya çalışıyor Mesut Bey... Konuyu dün A.A'dan bir arkadaşımızla konuştuk... Dedi ki:
- Anadolu Ajansı daha önce bu tip pek çok haber verdi ve hiçbiri ne Sayın Yılmaz ne Sayın Rüştü Kazım Yücelen tarafından eleştiri konusu yapılmadı. Daha önemlisi hiçbir savcı, niçin böyle haberleri yayımlıyorsunuz diye hakkımızda soruşturma açmadı. Buna örnek olarak Hizbullah, Yahya Murat Demirel, Yurtbank ve Umut operasyonlarıyla ilgili yayımladığımız ilk ifadeleri verebilirim.
- Yani, yaptığımız şey suç değildir, diyorsunuz? - Değildir. Eğer bir suç varsa bunun da soruşturma mercii başbakanlık değil adli makamlardır. Ne var ki kopartılan onca gürültüye karşın, şu ana kadar yayınımızla ilgili hiçbir savcı hakkımızda soruşturma