4. Murad Yasası...

20 Ağustos 2000


       ANKA Ajansı'nın dünkü haberi:
      "İstanbul'da sokak çocuklarından mendil alana hapis cezası..."
       Bu da nereden çıktı derseniz?.. Efendim, İstanbul Valiliği kimsesiz sokak çocuklarının "korunması" amacıyla bir yönerge hazırlamış...
       Adı:
      "Sokakta Yaşayan veya Çalıştırılan Çocukların Korunması Suretiyle Kamu Esenliğinin Sağlanmasıyla İlgili Güvenlik Kararı..."
       Karar gereğince... Bundan böyle.... Sokak ve caddelerde, bankamatiklerde, köprüaltlarında (vs.) sokak çocuğu barındırılmayacak... Bu çocukların sağda - solda, kaldırımda, caddede selpak mendil, çiçek (vs.) satması, vatandaşların da bu çocuklardan herhangi bir mal satın alması önlenecek... Sokakta satış yapan çocuklar "okula", onlardan alışverişi sürdürdüğü anlaşılan vatandaşlar ise (TCK 526'ıncı madde gereğince) 6 aya kadar hapis istemiyle "mahkemeye" sevk edilecek...

Yazının Devamı

Dostluğun bedeli

19 Ağustos 2000


       Başkanlığını DSP'li Gönül Saray Alphan'ın yaptığı, beş milletvekilinden oluşan Türkiye - Libya Parlamentolararası Dostluk Grubu, Libya seyahatini birkaç skandalla tamamladı, yurda döndü. Kimi münafıkların, "Yahu Libya'da doğru düzgün bir parlamento mu var ki, bu ülkeyle aramızda Parlamentolararası Dostluk Grubu olsun..." şeklindeki tezviratına kulak asmıyor, TBMM'deki bir bürokrata sayıları 30'a yaklaşan bu dostluk gruplarının faydalarını soruyoruz:
       - Bir - iki istisnası dışında bol bol turistik seyahat yaparlar. Karşı ülkenin parlamenterleriyle anlaşırlar, birbirlerini ülkelerine davet ederler, genellikle yer - içer, gezer - tozarlar.
      - Para kimden çıkar?
       - Tabii ki vatandaşın cebinden... Bir dostluk grubu davet üzerine giderse otel ve yemek masraflarını davet eden ülkenin Meclis'i karşılar, yol parasını ise bizim meclis... Peşinden bizimkiler onları davet eder, karşı gurubun otel ve yemek masrafları bizim Meclis tarafından karşılanır. Al gülüm ver gülüm.
      - Son Libya gezisinin

Yazının Devamı

Öteki Toptan'lar!..

18 Ağustos 2000


Hayali ihracatçı Mehmet Niyazoğlu'ndan para aldığı ortaya çıktığında Köksal Toptan kendisini;
- Ne var bunda?.. Herkes alıyor... sözleriyle savunmuştu.
Can Ataklı bu evlere şenlik savunmaya dün köşesinde şu yanıtı vermiş:
- Herkes alıyor da siz yakalandınız...
***
Posta'dan arkadaşımız İdris Akyüz, dünkü yazısında Türkiye'de siyasetin finansmanında sadece nakdi yardım olmadığını, bunun yanında olanak tahsisatları da bulunduğu belirttikten sonra bunları şöyle anlatmış:

Yazının Devamı

Kesk niye ayakta?

17 Ağustos 2000


      Ecevit'in Çankaya'ya dayattığı KHK, irticacı ve bölücü memurları tasfiye edecekmiş de Cumhurbaşkanı imzalamayarak onlara kol kanat geriyormuş, havasını yayıyor kimileri. Peki memur örgütleri neden ayakta... KESK gibi ortanın solunda yer alan, irticaya karşı olduğunu açıkça söyleyen bir memur örgütü neden hemen her gün eylem yapıyor? KESK Başkanı Siyami Erdem dün telefonda sorduğumuz bu soruya bakın ne yanıt veriyor:
       - KHK'nin, hukukun en temel kavramlarına aykırı olması bir yana... Bu kararnamede, işyerinde huzuru bozan, eylem yapan memurların da işten atılmasını öngörüyor. Bunun anlamı ise açık; kararname yürürlüğe girerse, devlet içindeki demokrat, ilerici, ekonomik ve demokratik haklar için mücadele veren memurlar da işten atılabilecek. Belki çok fazla deşifre olmuş birkaç irticacı memurun işine göstermelik olarak son verilecek ama asıl yukarıda sözünü ettiğim memurlar işten atılacak. Bunu, bugünkü hükümet yapmasa bile, gelecek bir başka hükümetin yapmayacağı garantisini hiç kimse veremez.
      - Başbakan, irticai ve bölücü faaliyette bulunan, hatta cinayet

Yazının Devamı

Teşekkür bile yok

16 Ağustos 2000


       1998 başında, aylar süren titiz bir çalışmayla 77 trilyon liralık vergi kaçağını ortaya çıkarmış; zamanın Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in manşetlere geçen "Elimde 100 tane Süreyya olsa Türkiye'nin sorunu kalmazdı!" iltifatına mazhar olmuştu.
       Kısa süre sonra bu kez de kredi kartları yoluyla yapılan birkaç yüz trilyonluk vergi kaçağını tesbit etmiş, yine gündeme gelmişti. Maliye müfettişi Süreyya Turgut'tu adı... Kendisine tesadüfen oluşan ayaküstü sohbette soruyoruz:
      - Yakın zamanda ortaya çıkardığınız bir kaçak var mı?
       - Efendim bu ülkede kaçak biter mi? Elbette var. Hem de çok ilginç bir olay. İstanbullu bir müteahhit, deprem bölgesinde hafriyat işi almış ve devlet kendisine tam 1 trilyon TL ödemiş. Ne kadar vergi ödedi acaba, diye merak ettim, defterlerini incelemeye aldım.
      - Ne kadar ödemiş peki?
       - Sadece 1 milyar lira! Yani binde bir...

Yazının Devamı

Toptan açıklama!

15 Ağustos 2000


       Milli Eğitim eski Bakanı Köksal Toptan' ın, hayali ihracat suçlamasıyla gözaltında bulunan işadamı Mehmet Niyazoğlu' dan milyarlara varan "seçim yardımı" aldığı tesadüfen ortaya çıktı. Toptan, olayın ortaya çıkması üzerine yaptığı açıklamada, "Türkiye'de serveti olmayan milletvekilleri, masraflarını eş dost yardımları ile karşılıyorlar. Ben de seçim masraflarımı hep böyle eşimden dostumdan karşıladım" itirafında bulundu.
      Toptan kabul ettiği paranın "15 milyar lira" dolayında olduğunu söylüyor...
       Günümüzün parasıyla herhalde 40 - 50 milyar liradan söz edilebilir.
       Önemli mi? Hayır...
       Türkiye'de hemen tüm milletvekilleri ve siyasi partiler seçim dönemlerinde kişi ve kuruluşlardan para alıyorlar. Ama bunu gizliyorlar.
       Amerika'da da partiler ve milletvekilleri seçimlerde teberru kabul eder.

Yazının Devamı

Kriz girişimi!

13 Ağustos 2000


       1982 Anayasası yürürlüğü girdiğinden bu yana 25'e yakın KHK Çankaya Köşkü'nden geri çevrilmiş. Kimi Anayasa'ya aykırı bulunmuş, kimi hukuka... Kimini de o dönemin Cumharbaşkanı beğenmemiş. Ancak hiçbirinde kriz doğmamış. Bu bilgiyi bize Çankaya Köşkü'nden veren kaynak, bugüne dek cumhurbaşkanlarınca geri çevrilen KHK'lerin bir dökümünü yaptıklarını, izahlı listenin gerekirse kamuoyuna açıklanacağını söylüyor. Ve ekliyor:
      - Bu defa bir KHK'nin geri çevrilmesi neden hükümetçe mesele yapıldı. Anlamakta zorluk çekiyoruz...
       Başbakan Ecevit ikinci kez Köşk'e gönderdikleri KHK'nin imzalanmaması halinde bir "devlet krizi" çıkacağını söylüyor.
       Nasıl bir devlet krizi?
       Profesör Mümtaz Soysal'ın kanaati:
      - Benim anladığım kadarıyla burada Cumhurbaşkanı Sezer'i sıkıştırma taktiği var. Sezer'i istifaya zorlayıp yerine artık ne düşünüyorlarsa onu yapmak için çabalıyorlar...

Yazının Devamı

Akla takılan...

12 Ağustos 2000


      Okay Gönensin, Yeni Binyıl'daki köşesinde yeni bir KHK ile bölücü ve irticacı memurları tasfiyeyi amaçladığını söyleyen hükümete ilginç bir soru soruyordu dün:
       - Neden çeşitli cemaatlerin devlet içinde örgütlenmesine göz yumdunuz? Neden Hizbullah militanlarını devlet memuru yaptınız? Karanlık çevrelerle, çetelerle ilişkisi olduğundan kuşkulandığınız, yaşadığı hayat, aldığı ücretle uyumsuz olan devlet memurlarının üzerine gitmediniz? Güvenlik örgütlerindeki türlü "yozlaşmalar"gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanırken soruşturma mekanizmalarını neden bu kadar yavaş çalıştırdınız?
       ***
       Bir soru da okurumuz Zahit Selimoğlu'ndan:
       - Bu KHK'yı hükümet titizlikle irtica ve bölücülüğü tasfiye için kullandı diyelim. Bu kadar kapsamlı bir kararname bir başka iktidarın eline geçtiğinde sonuç ne olacak? Hiç düşünüldü mü? Kaldı ki bu hükümetin de eğer imzalanırsa bu KHK ile ilk elde CHP'li, eski solcu, muhalif görüşlü memurları temizleyeceğini sanıyorum. En büyük

Yazının Devamı