Holiday University!

15 Eylül 2000


       Lüks oteller zinciri Holiday Inn'in yeni bir halkası Bursa'da, Uludağ Üniversitesi kampusunun tam ortasında kuruldu ve geçen ay hizmete girdi.
       Şehrin 20 kilometre dışında, bir eğitim kurumunun orta yerinde 5 yıldızlı otelin ne işi var, Bursa'da başka yer mi kalmadı? Gibi meraklı sorular birbirini izlerken, Rektör Danışmanı Prof. Necmi Gürsakal'dan ilginç bilgiler alıyoruz:
      - Bu arazi Holiday Inn'e önceki rektör döneminde 49 yıllığına kiraya verildi. Yıllık kira bedeli 10 bin dolar...
       Türk parasıyla "6,5 milyar lira" eden ve Etiler'de vasat bir dükkanın kira bedeli olan bu para da "iki taksit" halinde alınıyormuş... Peki bu otelden üniversite ne gibi bir fayda ummuş?.. Acaba Holiday Inn, üniversite için ayrıca bir konferans merkezi veya bir kültür sitesi filan mı yapmış?.. Hayır.. Bu otel, bitişiğindeki üniversite hastanesinde hastası olan refakatçilerin kalabileceği bir tesis olarak düşünülmüş...
       Soruşturduk... Otelin bir gecelik konaklama bedeli: 140 dolar, artı KDV.. Yani 108

Yazının Devamı

Kızarıyoruz artık!..

14 Eylül 2000


Hemen her maçta birkaç sarı kart... üç - beş maçta bir kırmızı kart... Çok azı pozisyon gereği yapılan faullerden, çoğu hakeme itirazdan...
Takım, rakip iyi olduğunda toplu hücuma çıkmakta zaman zaman zorlanıyor. Ama aynı takım, hakem kim olursa olsun, ona karşı toplu hücuma (!) çıkmakta asla zorlanmıyor. Eskiden geride bir tek Taffarel'i bırakıyorlardı, son zamanlarda O da Bülent'lerin, Hagi'lerin, Küçük Hakan'ların, Emre'lerin arasına katılmaya başladı.
Ekran karşısındaki taraftarlar bu çirkinliği eskiden yüzleri korkudan sarararak izliyorlardı, şimdi utançtan yüzleri kızararak izliyorlar.
Saha kenarında teknik kadro, şeref tribününde yöneticiler nasıl izliyor acaba?
Ve daha ne kadar izleyecekler?
Galatasaray'ı böyle çirkin göstermeye kimsenin hakkı yok.

Yazının Devamı

Uçuş manzaraları...

13 Eylül 2000


       Hostes ve Kabin Memurları Derneği'nin önceki akşam Harbiye Orduevi'nde düzenlediği gecede kimi meraklı sorulara yanıt bulma olanağı oldu... Mesela...
       - THY'de hostesler ilk ne zaman göreve başladı?
       - 1946'da... O tarihte göreve başlayan 3 bayan memurun adı "hostes" değil "havacı kadın kamarot" idi.. İki sene sonra dış hatların açılmasıyla 5 bayan "kamarot" daha alındı. Ne var ki o günün şartları içinde "Avrat milletine kemer bağlatmayız!" diye yükselen tepkiler üzerine bayan kamarotluk kaldırıldı, uçaktaki makinist ve telsizci erkek memurlar bu görevi üstlendi. Diğer havayollarıyla artan rekabet sonucu 1952'de bayan hostesler yeniden göreve başladı.
       - En yaygın yolcu şikayeti?
       - "Üzerime vişne suyu döktünüz!.." Çoğunlukla türbulans anında uçağın sallanmasıyla meyve suyu dökülebiliyor. Bu durumda yolcudan kibarca özür dilenir, THY elbiseyi temizlettirir, temizlenemiyorsa yenisini alır..
       - Hosteslerin yolculardan şikayeti?

Yazının Devamı

Pasaport kontrolü

12 Eylül 2000


       Köprü ve tüp geçitlerde incelemeler yapmak gerekçesiyle Danimarka'ya giden Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, ilki uçağın kapısında, ikincisi gümrükte, iki kez pasaport kontrolünden geçirilince, kontrolünü kaybedecek kadar sinirlenmiş ve o hızla demiş ki:
      - Türkiye ve Türk insanı bu muameleye layık değildir. Devletimizin gücünü her yerde göstermeliyiz. Türkiye büyük ülke. 30 Danimarka doğurur. Danimarkalılar bize burada bunu yapıyorlarsa, aynı muameleyi Türkiye'de görmeleri gerekir. Dışişlerimizle konuşup aynı muameleyi Danimarkalılara uygulamalarını isteyeceğim.
       Türk vatandaşı vize kuyruklarında olsun, sınır kapılarında olsun, kırmızı pasaportlu Koray Aydın'ın on katı eziyet çekiyor. Aşağılanıyor. Milletvekillerinin umurunda bile değil. Ancak kendileri vatandaş muamelesi gördüklerinde tepki gösteriyorlar. O da göstermelik bir tepki...
       Sayın Aydın o muameleye tabi olduğu anda:
      - Girmiyorum senin ülkene, aynı uçakla geri dönüyorum, diyebilseydi... Yine de elle tutulur bir tepki

Yazının Devamı

Bar sohbeti...

10 Eylül 2000


      Orhan Vural koyu Fenerbahçeli bir arkadaşımızdır. Geçmişte bir süre Sabah gazetesinin spor müdürlüğünü yaptı. Geçenlerde bir sohbette o günlerden kalan hoş anıları, esprileri aktarıyordu. Bir tanesi hayli güldürdü bizi... Hayır mizah değildi bu... Kara mizah denebilirdi...
       Yıl 1994 olmalı... Ali Şen, kulübe başkan seçilmiş. O yıl takım şampiyon olmuş... Olur olmaz da takımın ruhu sayılan iki futbolcuyu; Oğuz ve Aykut'u İstanbulspor'a satmış... Aklıbaşında taraftarı şoka uğratmış. Ağlatmış. Aynı günlerde Uche ve Okocha'nın Türk uyruğuna geçmesi söz konusu... Türk uyruğuna geçip Türk adı alacaklar. Bizim Orhan zaman zaman Ali Şen'le konuşuyor. Bu konuşmalardan birinde söz Uche ve Okocha'nın alacağı Türk isimlerine geliyor. Ali Şen soruyor:
      - Orhan sence bunlara ne ad verelim?
       Orhan gazeteci değil soylu bir Fenerbahçe taraftarı olarak konuşuyor:
      - Abi birine Oğuz, diğerine Aykut adını verelim...      Telefonun öte ucunda sessizlik...

Yazının Devamı

Gay faturası...

9 Eylül 2000


       ABD ve Kanadalı eşcinsellerin Kuşadası'na sokulmaması... İstanbul'da 180 derece dönüşle ayaklarının altına kırmızı halı serilmesine rağmen bize pahalıya patlayacak... Retur Turizm yöneticisi Kemal Suman bilançoyu çıkarmış:
       - Bu olayın bize vereceği zarar 1 milyar dolardır..
      - Aman yapmayın, o kadar olur mu?
       - Dinleyin, diyor Kemal Bey, eşcinsel tercihlere sahip bu insanlar büyük seyahat acentalarının yönetimlerinde, reklam sektöründe, moda sektöründe ve bilumum ticari sektörlerde önemli rollere sahiptir. Şimdi uğradıkları bu muamaleden sonra hepsi birden olayı aleyhimize kullanacaktır. Bu olayı bir parça hafifletmenin yolu, sakat kararda sorumluluğu olan sorumsuz yöneticileri derhal görevden almaktır.

Casaba'nın sırrı
       İş Bankası ve Koray Şirketler Topluluğu İstanbul Ömerli'de kurdukları yeni yerleşim merkezine "Casaba" adını verdiler. New York aksanlı (!) "Türkçe" kullanımlarının bu çarpıcı örneğinden dün "dil yaresi" diye söz ettik... Mimarlar Odası Başkanı Oktay Ekinci,

Yazının Devamı

Dil yaresi...

8 Eylül 2000


       Türkiye İş Bankası ile Koray Şirketler Topluluğu, "Bozulmamış doğanın tam ortasında çağdaş bir kasaba projesi" gerçekleştirdikleri müjdesini veriyorlar. Projenin adı: Casaba!
       Hakkı Devrim sütununda olacağı haber veriyor:
      - Yakında Kadırga Meydanının adı Cadırga Square olursa şaşırmayın...
       Gözümüz Radikal gazetesinde "Dil polisi işgale karşı" başlıklı habere takılıyor. Haberde Polonya Meclisi'nin Lehçe'yi yabancı dillerin - tabii en başta İngilizcenin - işgalinden korumak için geçen ay çıkardığı yasa ve bu yasa gereğince başlatılan uygulamalar anlatılıyor. Sex shop, supermarket, music clup, plaza gibi günlük hayatta kullanılan kelimeler kesinlikle yasaklanmış... Radyolarda çalınan şarkıların üçte birinin Lehçe olması zorunluluğu getirilmiş... Yeni oluşturulan Polonya Dil Konseyi, gerekli denetimi "dil polisi" aracılığıyla yapıyormuş ve yasaya aykırı hareket edenlere ağır cezalar veriliyormuş.
       Biliyor muydunuz... Bizim "Milliyetçi hükümet"in programında da "Türkçe'nin

Yazının Devamı

"Sızma" görüşler

7 Eylül 2000


       Adı, "demokrat"a, hatta (!) "sosyal demokrat"a çıktığı için yıllardır aktif görev verilmeyen merkez valisi bir dostumuzla sohbet ediyoruz. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun 30 Ağustos resepsiyonunda söylediği "İrtica kritik noktalara sızdı. Memleketin altına dinamit koyanlar tebrik ediliyor" sözlerine takılmış, diyor ki;
       - Ortada kesinlikle bir sızma yok. 12 Eylül darbesiyle birlikte yürürlüğe konulan Türk - İslam sentezi politikası doğrultusunda, irticacıların devlet kadrolarına, demokratlar, laikler dışlanarak özellikle yerleştirilmeleri, daha önceden yerleştirilmişlerin de hızla terfi ettirilmeleri var. Sayın Kıvrıkoğlu'nun bugün haklı olarak şikayet ettiği dinci kadrolaşmanın temelleri 12 Eylül yönetimince atıldı, daha sonra işbaşına gelen sağcı iktidarlar da bu politikayı sürdürdü. Bugün de değişen fazla bir şey yok. Merkezde laik, demokrat valiler dururken dinci valilerin ataması yapılmakta ve bir kara mizah örneği olarak, onlardan irticacı kaymakamları tesbit ederek merkeze rapor etmeleri istenmektedir...

İrtica tanımı!
       - Denetlemek için

Yazının Devamı