Sükut altındır!

23 Aralık 1999


       Adalet ve İçişleri bakanları "Çakıcı'nın sorgulanması" konusunda birbirlerini boşuna suçluyorlar. Boşuna çene yoruyorlar. Millet mesajı çoktan aldı. Bu meselenin iki bakanı da aştığını... Çakıcı'nın konuşmasının değil konuşmamasının arzulandığını... Pek çok şeyin önceden kurgulandığını... Olayın neredeyse bir devlet ve hükümet politikası halini aldığını.. En saf yurttaşlar dahi anladı...
       Hem Çakıcı sorgulansa ne olacak? En şaşırtıcı açıklamaları yapsa, en gizli sırları verse ne olacak?
       Susurluk Komisyonu'na her biri manşetlere çıkan onlarca "şok açıklama" yapıldı da ne oldu?
       Geçen yıl ekranlara salkım salkım Çakıcı bantları döküldü de ne değişti?
       Devletin artık (çoluk çocuk hariç) sanığı yargılayacak, hukuku uygulayacak hali mi kaldı?
       O yüzden iki Sayın Bakan birbirlerini boşuna üzüyorlar...

Yazının Devamı

`Fazladan yatıyor!'

22 Aralık 1999


Çakıcı yakalandı, çok adamın başı yanacak!.." türünden manşetler... "İade edilsin" diye yapılan girişimler, evrakların Fransızca'ya tercümesi, iletilmesi, Fransa'nın kararının heyecanla beklenmesi, şartlı iade kararının çıkması... Sanığın apar topar getirilmesi...
Ve dağın fare doğurması... Avukat Ergin Cinmen'le gelişmeler üzerine sohbet ediyoruz. Yorumu ilginç:
- Çakıcı, "zamanaşımı"ndan düşen Hıncal Uluç davası dışında bir de, şu ünlü ve komik 313'üncü maddeden yargılanıyor. Yani "Suç için cemiyet teşkili"nden.. Alacağı cezanın üst sınırı "3 yıl..." Bakın, açık söyleyeyim: Çakıcı şu anda "fazladan" yatmaya başladı. Bir yılı aşkın süre Fransa'da yattı çünkü.. Ve o süre mahsub edilecek. Yani sonuçta, burada daha fazla yatarsa "mağdur" olacak! "Ölüm cezası var" diye asıl vahim suçlardan yargılanamıyor Çakıcı. Artık şurası kesin: Bu ülkede bu koşullarda ölüm cezasını yasalarımızda tutmakta kim ısrar ederse, o mafya koruyucusudur.
- Hıncal Uluç davasının "zamanaşımı"na uğramaması için mahkemenin yazdığı yazıyı Adalet Bakanlığı sümenaltı etmese "zamanaşımı" söz konusu olmayacak. Garip bir durum değil mi?..-

Yazının Devamı

MHP Baba'ya kızgın...

21 Aralık 1999


...Her aday için Anayasa değiştirilmeye kalkılırsa, bu ısmarlama Anayasa olur. Türk milleti ısmarlama Anayasa'ya layık değildir...Kimse kendini oturduğu makamın kurallarından daha önemli görmemelidir. Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığı tartışma konusu olmuştur... "
Bu konuşmayı dün, Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken MHP adına kürsüye çıkan Kayseri milletvekili Sadık Yakut yaptı ve sıralardaki MHP'li arkadaşlarından büyük alkış aldı.
Demirel'in Kemal Gürüz'ü yeniden YÖK Başkanlığı'na ataması olayına gösterdiği sert tepkilerden sonra dünkü bu konuşmadan da anlaşılıyor ki, MHP'lilerle Baba'nın arası iyi değil... MHP'liler Baba'ya fena halde kızıyorlar... Acaba neden? Soruyu bu partinin önde gelen milletvekillerinden birine soruyor, şu yanıtı alıyoruz:
- Baba, MHP'lilere sürekli ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor. Araştırın bakın... DSP'li, ANAP'lı bakanların bütün atama kararnamelerini anında onaylayan Baba, sıra MHP'li bakanlara gelince birden duruyor... Bir kısım kararnameyi aylarca bekletirken bir diğer kısmını imzalamayıp geri gönderiyor. Neden? Çünkü bizim bakanların atamak istedikleri bürokratlar, onun aradığı türden

Yazının Devamı

Niden Sabancı?

19 Aralık 1999


       Kültür Bakanlığı, 1999 Yılı Büyük Ödülü'nü işadamı Sakıp Sabancı'ya verdi. Bakanlık bu ödülü şimdiye kadar sanat üretimine doğrudan katkıda bulunanlara, yani sanatçılara verirken, bu yıl neden Sakıp Ağa'ya vermeyi uygun gördü?.. Siz bunun nedenini düşünedurun, "Düşünür gazeteci" Fahrettin Fidan düşündü ve buldu bile...
       Nideng mi Sabancı'ya virildi? Buyrung...
       Biiirrr; Gözel... Gözel... Gözel... Türkçe'ye... Türkçe'ye...Türkçe'ye gatgılarındang ötürü... ötürü... ötürü...
       İkkiii; Kimi iressamların dablalarını... pordong, tablolarını çoookkk... çoookkk... çoookkk paralar ödeyerek satın alıp onnarı maneng... maneng... maneng... ve de maddeteng... maddeteng... maddeteng disteklemesindeng ötürü...ötürü...ötürüü...
       Üüüççç; Birinci sınıf tarım arazilerini gapatıp bu arazilerin üzerinde tablo misali ağır sanayi desisleri gurmasındang ötürü... ötürü... ötürü...
       D""öttt.. Pardong, d""örtttt; Halgtan yana işadamı taklidini en eyi

Yazının Devamı

Avrupa kriteri!

18 Aralık 1999


       AB'ye uyum kriterleriyle pek meşgulüz ya... Acaba AB ülkelerinde milletvekili maaş kriterleri nedir? Örneğin Almanya'da durum nasıldır? Arkadaşımız Aydın Arıcıoğlu, Alman parlamentosundaki Türk asıllı milletvekili Cem Özdemir'i arayıp soruyor. Ve şu bilgileri alıyor:
       - Önce şunu söyleyeyim: Reichstag'da milletvekili maaşı 3-4 yıldır hiç artmadı. Emekli maaşına gelince.. Reichstag, daha dün, TBMM'deki yapılmak istenenin tam tersi birşey yaparak ciddi bir reform paketini kabul etti.
      - Nasıl bir reform bu?
       - Eski bakan ve eski müsteşarların emekli maaşlarını kestik. Sadece bir dönem milletvekilliği yapanlar "emekli maaşı" alabiliyordu. Onu da kaldırdık. Artık en az iki dönem milletvekilliği yapmak gerekecek emekli maaşı için.. Bunu alabilmek için de 65 yaşını doldurmuş olmak gerekiyor. TBMM'den geçirilmeye çalışılan "temsil tazminatı"na benzer bir ödeme vardı: Eski bakan ve eski müsteşarlar, görevden ayrıldıktan sonra da neredeyse eski maaşları tutarında sürekli maaş alırdı. Bunu da kestik.
   

Yazının Devamı

Lider yaratmak...

17 Aralık 1999


       Dersleri boş geçtiği için "Öğretmen isteriz" diye gösteri yapan 12 - 14 yaşlarındaki 6 öğrencinin yargılanmasıyla ilgili Doçent Melih Bulut bir yorum geçmiş... Okuyalım:
       "Bugün iyi siyasetçiler yetiştiremediğimizden, lider çıkaramadığımızdan yakınıyoruz. Oysa aile ortamımız, eğitim sistemimiz, iş yaşamımız lider kişilikleri yıpratmak, yıldırmak, yok etmek üzerine kurulu... Onların önlerini açmadıkça bu yakınmalara hakkımız olmadığını düşünüyorum. Çünkü liderlik itaatsizlikle başlar.
       Toplumumuz her kesimiyle kendini aşma ve olumlu yönde değişim isteğini gösteriyor. Sıradan kişilerle kendimizi aşamaz; sadece tekrarlar dururuz. Çünkü ancak bizim gibi düşünmeyenler, farklı düşünenler önce bize yabancı gelse de farkı yaratacak itici gücü oluştururlar. O halde eğitimcilere, anne - babalara, toplumdaki her kademe yöneticilere düşen görev lider kişilikleri cezalandırmak değil desteklemek olmalıdır..."
       ***
       Sayın Bulut'a katılıyoruz... Genç

Yazının Devamı

Kıyak rüşvet!..

16 Aralık 1999


       Anayasa Mahkemesi'nin 8 defa iptal ettiği "Kıyak Emeklilik" Yasası önceki gece 9. kez Meclis Plan - Bütçe Komisyonu'ndan geçti, birkaç güne kadar da Genel Kurul'dan geçecek gibi görünüyor...
       Peki, acaba konu tekrar Anayasa Mahkemesi'nin önüne geldiğinde Yüce Mahkeme'nin tavrı ne olur?.. "Kıyak Emeklilik" teklifinin arasına sıkıştırılan, yüksek yargı organlarının üyelerinin de emekli maaşlarını artıran rüşvet... Pardon madde, Anayasa Mahkemesi'nin bu defa vereceği kararı etkiler mi?..
       Önceki gece NTV'de Mirgün Cabas, Komisyon'un Fazilet Partili üyesi Ali Coşkun'a soruyor:
      - Kıyak emeklilik veto edilmesin diye mi yüksek yargı organlarındaki üyelerin de emekli maaşlarını yükseltiyorsunuz efendim?
       Ali Coşkun, belki de o sırada oruçlu olmamanın rahatlığıyla, milyonlarca insanın gözünün içine baka baka;
      - Hayır efendim, hiç alakası yok! diye yanıtlıyor soruyu.

Yazının Devamı

Sosyal eksiklik

15 Aralık 1999


       Profesör Bakır Çağlar ile AB adaylığımız üzerinde söyleşirken soruyoruz:
      - Yakın gelecekte AB coğrafyası üzerinde bütün alanlarda politikalar tek merkezden belirlenecek. Türkiye açısından olası sonuçları?..
       - Bütün dünyada sosyal bir hareketlenme başladı. Küreselleşme sonucunda veya Avrupa Birliği çerçevesi içinde yurttaşların hiç katılamadığı merkezlerde ekonomik ve sosyal kararlar alınıyor. Fertlerin bunlara katlanmak zorunda kalması demokrasinin sonu demektir. Buna karşı önlem olarak Avrupa çapında bir sosyal politika üretme çabası var. Ama düşünün, AB'nin bekleme salonundaki Türkiye'nin parlamentosunda bir "sosyal demokrat" parti yok!.. O zaman Türkiye, iktidarlar arenasındaki mücadelesini nasıl verecek, kimle yapacak?.. MHP ile mi?.. Ya da Ecevit'in Potemkin Partisi'yle mi?.. O yüzden bu birliğe katılırken altının çizilmesi gereken en önemli konu: Parlamentomuzda muhalefette de olsa sosyal demokrat kesimin olması gerekirdi. İşte bu eksiklik Türkiye'yi gerçek bir kapitülasyona götürür. Çünkü sosyal demokratlar sesini duyaramayınca meselenin

Yazının Devamı